Tanınmış hadîs ve fıkıh (İslâm hukuku) âlimi. Künyesi, Ebû Bekir el-Merveri'dir.
Doğum târihi bilinmemektedir, 275 (m. 888) târihinde vefât etti. Mervezî diye
bilinir. Babası Harzemli idi. Annesi Mervlidir. Ahmed bin Hanbel hazretlerinin
en üstün talebelerinden idi. Hayatı boyunca hocasının yanın-da'n ayrılmadı.
Dâima onun hizmetinde bulunurdu. Ahmed bin Hanbel (r.a.), Ahmed el-Mervezî'yi
çok severdi. Birgün, Ahmed bin Hanbel (r.a.) bineğinde gidiyordu. Ona, nereye
gidiyorsun diye sordular. Tuba ağacına dedi. Gittiği yerin Bekir el-Merzevî
olduğu görüldüğünde Tuba ağacından maksadının O olduğu anlaşıldı. Ahmed bin
Hanbel (r.a.) Ona "Senin söylediğin her söz, benim sözüm gibidir" derdi. Ahmed
Mervezî, Ahmed bin Hanbel hazretlerinden ilim, amel ve edeb olarak çok şeyler
aldı. Resûlullah efendimizin (s.a.v.) sünnet-i seniyyesine bağlılığı çok fazla
idi. O ayrıca, Muhammed bin Minhâl ed-Darîr, Muhammed bin Abdullah bin Nûmeyr,
Ubeydullah el-Kavârirî, Hârûn bin Ma'rûf, Süreyc bin Yûnus ve daha birçok
alimden ilim öğrenip, rivâyette bulunmuştur. Ondan da Muhammed bin Muhalled el-Attâr,
Muhammed bin Îsâ bin Velîd ve başkaları rivâyetlerde bulunmuştur.
Âlimler Onun hakkında şöyle buyurdular.
İshâk bin Dâvud: "Allahü teâlânın emrettiği ve beğendiği şeylere büyük bir
titizlikle riâyet ederdi."
Ebû Bekir bin Sadaka: "İslâmiyeti, bid'at
sahiplerine (Ehl-i sünnet i'tikâdında olmayanlara) karşı müdâfaa etmekte örnek,
nümûne bir zât idi."
Abdülvehhâb el-Verrâk, Ebû Ali bin Revvâs'a;
falanca, çok vera' sahibi (şüphelilerden sakınır) demişti. Bunun üzerine Ebû AH,
"Fakat, Mervezî'nin vera'sı daha başkadır. O, vera' bakımından çok yüksek
derecededir" dedi.
Ahmed el-Mervezî, birgün Ahmed bin Hanbel
hazretlerinin yanına gitti. Ona nasıl sabahladınız? diye sordu. Ahmed bin Hanbel
(r.a.): "Allahü teâlâ, farzların yapılmasını; Resûlullah efendimiz (s.a.v.),
sünnet-i seniyyesine uyulmasını; sağımızda ve solumuzda bulunup, amellerimizi
yazan melekler, sâlih amel yapılmasını; nefis, arzu ve istekler peşinde koşmayı;
şeytan, kötü söz ve işlerle uğraşmayı; can alıcı melek Azrâil (a.s.) ruhu
almayı; çoluk çocuk, yiyecek ve giyeceklerinin te'mînini isterlerken, ben nasıl
sabahlarım, sen düşün artık" buyurdu.
Yine O, Ahmed bin Hanbel hazretlerine "Allahü teâlânın indinde yüksek derecelere
kavuşanlar, bu mertebeye nasıl ulaştılar?" diye sorunca, "Doğrulukla cevâbını
verdi.
Ahmed bin Hanbel hazretlerinin "İkindiden sonra uyumak, iyi değildir"
buyurduğunu nakletti.
Ahmed bin Hanbel, talebesi ile beraber bulunuyordu. Daha, güneş doğmamıştı.
Talebelerine: "Cennetin günleri, işte şu gördüğünüz durumdadır" dedi.
Ahmed bin Hanbel'e, "Allah için sevmek nasıl olur?" diye sorulunca, "Sevdiğim
dünyâ menfaati için değil de, Allahü teâlânın rızâsından başka hiçbir düşünce
olmadan sevmektir" cevâbını verdi.
Hocam bana şu ma'nâda bir şiir okudu: "Beni, Allah için sevmiyenin sevgisine
güvenmem." "Allahü teâlânın rızâsı için birbirini, sevenlere, dünyâ ne kadar
değersiz ve ehemmiyetsizdir."
Ahmed el-Mervezî anlattı: Bir gece rü'yâda şöyle gördüm. Kıyâmet kopmuş,
melekler insanların etrafını kuşatmışlardı. Bu sırada meleklerin şöyle dediğini
duydum: "Bugün, zâhidler (dünyâya, onun aldatıcı ve geçici lezzetlerine
aldanmayıp, ebedî Ve sonsuz âhıret lezzetlerini ve ni'metlerini kazanmak için
çalışanlar) kurtuldular." Sonra Resûlullah efendimizi gördüm. "Ey Ahmed bin
Hanbel! Gel, kendini, Rabbine arz et" buyurdular. Ben de o sırada hocamın
arkasında idim.
Ahmed bin Hanbel hazretlerinin, Ahmed el-Mervezî'ye sevgisi o kadar çoktu ki,
eşyalarını bile o-nun yanına bırakırdı. Bir defasında, üzerinde cübbesi yoktu.
Nerede olduğunu soranlara, "Mervezî'nin yanında" cevâbını verdi.
Ahmed bin Hanbel anlattı: Yesâd bin Zerî'nin babası vefât etmişti. Kendisine
babasından kırk kese kalmıştı. Her bir kesede, bin veya daha fazla dirhem vardı.
Fakat o, bu keselerden hiçbirşey almadı. Çünkü o, belki bu dirhemler harâm
yollardan kazanılmıştır, o zaman harâm yemiş olurum diye korkmuştu."
Buyurdular ki: "Birbiriyle söz yarısında bulunanlar, felah bulmazlar. Aynı
zamanda, bid'ate düşmekten de kendilerini muhafaza edemezler."
Mervezî hazretleri, büyük âlim İmâm-ı Mâlik'in altmış sene; bir gün oruç tutup,
bir gün tutmıyarak devam ettiğini, her gün sekizyüz rek'at namaz kıldığını,
bildirmiştir.
Ahmed el-Mervezî hazretleri vefât ettiği zaman, Ahmed bin Hanbel hazretlerinin
ayak tarafına defn edildi. Cenâze namazını Hânın bin Abbâs el-Hâşimî kıldırdı.
KAYNAKLAR
1)
Tabakât-ı Hanâbile cild-1, sh-56
2)
Tezkiret-ül-huffâz cild-2, sh-631
3)
Târîh-i Bağdâd cild-4, sh-423
4)
El-A'lâm cild-1, sh-204
5)
Şezerât-üz-zeheb cild-2, sh-166
|