TÜRKİYE GAZETESİ YAYINLARI

 

İSLÂM ALİMLERİ ANSİKLOPEDİSİ

3.CİLD

Bir Önceki Sayfaya Gider

CİLD  -  ALFABE  -  ASIR

Bir Sonraki Sayfaya Gider

01   02   03   04   05   06   07   08   09   10   11   12   13   14   15   16   17   18

AHMED BİN MUHAMMED EL-BİRTÎ (Radıyallahü Anh)

Üçüncü asır hadîs ve hanefî fıkıh âlimi, ibâdete fazla düşkün olup, günah işlemekten çok korkardı. Hadîs rivâyetinde "Sika", Sadûk" ve "hüccet" idi. İmâm-ı Muhammed'in (r.a.) kitaplarını rivâyet etti. Hadîste de "müsnedi" vardır. Künyesi, Ebül-Abbâs olup, el-Birtî, el-Hanefî" nisbet edildi. el-Muhaddis, el-Fakîh, el-Hâfız, el-Kâdî, lâkabları verildi. Ebü'l-Abbâs Ahmed bin Muhammed bin Îsâ bin el-Ezher el-Birö, Bağdâd civarında Birt köyünde doğdu. Bağdâd, Basra ve Kûfe ilim çevrelerinden istifâde etti. Hanefî mezhebi, fıkıh âlimlerinin en ileri gelenlerinden oldu. Vâsıt bölgesinde ve Batdad'da kadılık yaptı. 280 (m. 894) senesi Zilhicce'sinin ondokuzunda Cumartesi günü vefât etti.

Anjaıed bin Muhammed bin Îsâ (r.a.) fıkıh ilmini, İmâm-ı a'zamın (r.a.) talebelerinden İmâm-ı Muhammed Şeybânî'nin (r.a.) mümtaz talebesi Ebû Süleymân Mûsâ el-Cürcânî'den (r.a.) öğrendi. İ-mâm-ı a'zam hazretlerinin mezhebinin hükümlerini bildiren İmâm-ı Muhammed Şeybânî hazretlerinin Mtablarını nakl ve rivâyet etti. MüslM bin İbrâhîm, Ebû Velîd et-Tâyâlöl, Ebû Seleme el-Tebûzkî, Muhammed bin Kesîr, Ebû Huzeyfe en-Nehdî, Ebû Ömer el-Havdî, Müsedded, Ebû Nuaym bin Dekîrj; Ebû Gassân Mâlik bin İsmâil, Ahmed bili Yûnus, Yahyâ Hamânî, Âsım bin Ali, Dâvûd bin Amr, Halef bin Hişâm Yahyâ bin Yûsuf el-ZeölHjî, Ebû BeKr bin Ebî Şeybe ve daha birçok Bağdâd, Basra ve Kûfe ilimi ehlinden ilim öğrenip, hadîs rivâyet etti. Onların aramakla bulunamayan, arzu edilip de erişilemeyen sohbetlerini dinlemekle şereflendi.

İlimde derya, ibâdette âbid, zâhid ve sâlih olan bu mübârek zâttan, Yahyâ bin Ekseni, (aynı zamanda hocası) Abdullah bin Muhammed el-Begavî, Yahyâ bin Muhammed bin Sa'îd, el-KâdiyÜ'l-Mehâmffl, İbn-i Muhalled, Ebû Ali es-Safftır, Ebû Amr bin Semmâk, Ahmed bin Sehnân Neccâd ve Ebû Sehl bin Ziyâd ve daha birçokları ilim tahsil edip hadîs-i şerîf rivâyet etmekle şereflendiler.

İmâm-ı Muhammed hazretlerinin kitabını, hocası Ebû Süleymân Mûsâ yoluyla rivâyet etti. İmâm-ı a'zam hazretlerinin ilmini, diğer bir koldan; kadı Yahyâ bin Eksem Veki' bin Cerrâh ve Ebû Hanîfe (r.aleyhim) tarikiyle de aldı. Kendisine çok bilgi geldi. Bunları kolayca kitaplara yazdı.

JjÇFyî1 üstünlüğü ve ilmin insanlara duyurulmasında, gayretinin çokluğuyla kısa zamanda tanındı ve sevildi. İlk önce Vâsıt ve havâlisinde kadılık yaptı. Daha sonra, 249 (m. 863) senesinde kadı Ebû Hişâm'ın vefâtıyle Bağdâd kadısı oldu. Burada da talebeler yetiştirip, ilmini bütün insanların istifâdesine sundu.

Birçok hadîs âliminin, "hüccet" (üçyüzbin hadîs-i şerîfi, râvileri ile onların halleriyle birlikte ezberden bilen hadîs âlimi), "hâfız" (yüzbin hadîs-i şerîfi ezbere bilen), "sika" (güvenilir) ve "Sadûk" (Sözünün doğruluğu kesin) olarak bildirdiği Ebü'l-Abbâs Ahmed bin Muhammed el-Birtî (r.a.) bildiği hadîs-i şerîf-lerden bir kısmını Müsned'inde yazdı. Bir kısmını da râvileri rivâyet ettiler.

Kâdı Ebü'l-Abbâs Ahmed bin Muhammed el *-" çok ibâdet ederdi. Allahtan çok korkardı. Harama düşerim korkusuyla mubahların da çoğuna yaklaşmazdı. Yaşamak ve ibâdet etmek için zaruri lâzım olan şeylerden istifâde ederdi. İlmi çok fazla, ibâdeti de ilmi gibi ziyâde idi. Ömrünün sonlarına doğru evinden çıkmaz oldu. Devamlı ibâdet ederdi. İnsanlar onu isminden çok, el-Âbid, ez-Zâhid, es-Sâlih diye bilirler, ibâdet ve iyi insan deyince akıllarından O'nu geçirirlerdi.

Kâdı Ebû Amr Muhammed bin Yûsuf anlatır:

Birgün Kâdı İsmâil bin İshâk'la beraber bir eve ziyârete gittik, ibâdetten yüzü sapsarı olmuş bir ihtiyar bizi karşıladı. Kâdı İsmâil, ona son derece hürmet edip hâlini hatırını sordu. Aile efradının durumunu öğrendi, bir müddet oturduktan sonra oradan ayrıldık. Kâdı İsmâil, bana bunun kim, olduğunu sordu. Bilmediğimi söyleyince de; "O, Kâdı el-Birtî'dir. Evinde devamlı ibâdet eder. O da kadıydı, ama bizim gibi değildi. O'nun kadılığı bambaşkaydı" buyurdu.

Ebü'l-Alâ bin Sa'îd bin Muhalled anlatır.

Rü'yâmda Peygamberimizi (s.a.v.) gördüm. O, (s.a.v.) bir yerde oturuyordu. Kâdı Ebü'l-Abbâs el-Birtî girince ayağa kalktılar. O'nunla müsâfeha edip, alnından öptüler ve "Merhaba ey sünnetimi yaşayan ve eserimle amel eden insan" buyurdular. Uyanınca Ebü'l-Abbâs'ın yanına gidip, alnının ortasından öptüm ve "Resûlullahı (s.a.v.) seni böyle öperken gördüm" dedim.

 

KAYNAKLAR

1) Târîh-i Bağdâd cild-5, sh-61

2) Şezerât-üz-zeheb cild-2, sh-175

3) El-Fevâid-ül-behiyye sh-37

4) Mu'cem-ül-müellifîn cild-2, sh-141

 
 

Bir Önceki Sayfaya Gider

Bu Bölümün İndex Sayfasına Gider

Bir Sonraki Sayfaya Gider