Hadîs ve fıkıh
âlimlerinin meşhûrlarından. Tebe-i tâbiînden olup, künyesi Ebü'l-Hasen
el-Kûfî'dir. Doğum târihi bilinmemektedir. 189 (m. 805) senesinde vefât etti.
İlim öğrenip hadîs rivâyet ettiği âlimler, İsmâil bin Ebî Hâlid, Yahyâ bin Saîd,
Hişâm bin Urve, İbn-i Cüreyc, İmâm-ı A'meş ve bazı muhaddislerdir. Zamanın
âlimleri tarafından ilimdeki üstünlüğüyle meth edilen Ali bin Müshir (r.a.)
hadîs-i şerîf ilminde hâfız idi. Yani yüzbin hadîs-i şerîfi râvileri ile
birlikte ezbere bilirdi. Rivâyet ettiği hadîs-i şerîfler Kütüb-i sitte denilen
meşhûr altı hadîs kitabında yer almıştır. Kendisinden, Hasen bin Rebî', Beşîr
bin Âdem, Zekeriyya bin Adî, İsmâil bin Halil ve daha çok sayıda hadîs âlimi
hadîs-i şerîf rivâyet etmiştir.
Rivâyet ettiği
hadîs-i şerîflerden bazıları:
"Şüphesiz
ki ölen kimse, dirinin ağlaması yüzünden azâb görür."
"Bir kimse
din kardeşinin satışı üzerine satış yapmasın, din kardeşinin dünürlüğü üzerine
dünür de göndermesin. Ancak kendisine izin verilirse o başka."
"Şüphesiz
ki fi'len yapmadıkça yahûd söylemedikçe, Allahü teâlâ ümmetimin gönüllerinden
geçen şeyleri onlara bağışlamıştır."
Enes bin
Mâlik'den rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte O'nun şöyle buyurduğunu nakletti: "Birgün
Resûlullah (s.a.v.) aramızda idi. Biraz sonra bir miktar uyudu. Sonra
gülümsiyerek başını kaldırdı. Biz, gülmenizin sebebi nedir yâ Resûlallah" dedik.
"Az
önce bana bir sûre indirildi"
buyurdu.
Arkasından
şunu okudu: "Rahman ve Rahim olan Allahü
teâlânın adıyla: Gerçekten biz sana Kevser'i verdik. O halde Rabbin için namaz
kıl, Kurban kes! Sana düşmanlık eden yok mu! İşte ebter (soyu kesik) odur!.."
Sonra "Kevser nedir bilir misiniz?"
buyurdu. Biz Allahü teâlâ ve Resûlü bilir" dedik.
"O Rabbimin bana va'd ettiği
bir ecirdir. O'nun üzerinde pekçok hayır vardır. O bir havuzdur, kıyâmet gününde
ümmetim O'na gelecektir, kabları yıldızların sayısıncadır."
"Kalbinde
hardal tanesi kadar imân olan hiçbir kimse Cehenneme, kalbinde hardal tanesi
kadar tekebbür bulunan hiç kimse de Cennete giremez."
"Koğucu
Cennete giremez."
Bilhassa Kûfe
âlimlerinden olmak üzere çok hadîs rivâyet etmekle tanınan Ali bin Müshir,
Musul'da ve sonra da el-Cezîre'ye bağlı bir şehirde kadılık yapmıştır. Bu
kadılık vazifesi sırasında gözlerinden rahatsızlandı. Daha sonra gözleri görmez
oldu. Kâdılığı bırakıp Kûfe'ye döndü, ömrünün sonuna kadar Kûfe'de yaşadı.
KAYNAKLAR
1) El-A'lâm,
cild-5, sh-22
2)
Tehzîb-üt-tehzîb,
cild-7, sh-383
3)
Tezkiret-ül-Huffâz,
cild-1, sh-290
4) El-Menhel-ül-azb-ül-mevrûd,
cild-3, sh-131
5)
Şezerat-üz-zeheb,
cild-1, sh-325
6)
Miftah-üs-se'âde, cild-2, sh-259
7)
Tehzîb-ül-esmâ
vel-luga, cilt-1, sh-351
|