Tebe-i Tâbiînin büyük âlimlerinden. Künyesi
Ebû Temam el-Medenî'dir. Babası evliyânın büyüklerinden Seleme bin Dinar'dır.
107 (m. 725) yılında doğdu. 184 (m. 800) yılında namaz kılarken secdede, ebedi
âleme intikal etmiş ve Allahü teâlâ'ya kavuşmuştur. Aslen İranlı bir aileye
mensûbtur. Zamanın fıkıh ve hadîs âlimidir. ilk tahsilini babası Seleme bin
Dinar'dan, daha sonra Zeyd bin Eslem, Süheyl, el-A'lâ bin Abdurrahman, Yezîd bin
el-Hâd, Mûsâ bin Ukbe, İmâm-ı Mâlik ve daha bir çok âlimden ilim alıp hadîs-i
şerîf nakletmiştir. Ders aldığı âlimlerden Süleymân bin Bilâl vefât edeceği
zaman, kitaplarının Abdülazîz bin Ebî Hâzım'a verilmesini vasiyyet etmiş,
Abdülazîz de O'un kitaplarından istifâde etmiştir.
Abdülazîz bin
Ebû Hâzım'ın pek çok talebesi vardı. Bunların en meşhûrları el-Humeydî, Ebû
Mus'ab, Ali bin Hacer, Amr en-Nâkıd, Yakub ed-Devrâkî, Yahyâ bin Eksem ve daha
birçoklarıdır. Talebeleri kendisinden hadîs-i şerîf rivâyet etmişlerdir. Bu
rivâyetlerin bir çoğu Kütüb-i Sitte denilen altı meşhûr hadîs kitabında yer
almıştır.
İlminin
üstünlüğünü âlimler tasdîk etmiştir. İmâm-ı Ahmed bin Hanbel hazretleri "İmâm-ı
Mâlik'in vefâtından sonra, Medine'de Abdülazîz bin Ebî Hazım'dan daha çok hadîs
ve daha çok fıkhî mesele bilen yok idi. O, zamanın en büyük âlimlerindendir."
buyurmuştur, İbn-i Abdilber, O'nu İmâm-ı Mâlik'in son zamanlarında ve vefâtından
sonra fetva makamına en uygun kişi olarak bildirir.
Hadîs âlimleri
onu hadîs ilminde sika (güvenilir) olarak zikrederler, İmâm-ı Nesâî: "O sikadır"
buyurdu. Ahmed'bin Ebî Hayseme diyor ki: "Yahyâ bin Maîn'in; İbn-i Hazım,
babasından rivâyet ettiği hadîslerde sika değildir sözünü işittim. Kendisine
onun sika olduğunu ve diğer rivâyetlerinin de makbul olduğunu isbat ettim."
Abdülazîz bin
Ebî Hazım hazretleri ahlâkça ve öğrendiklerini tatbik etmek bakımından da
asrının âlimleri tarafından takdir edilmiştir. İmâm-ı Mâlik hazretleri buyurur
ki: "Allahü teâlâ Abdülazîz bin Ebî Hâzım'ın bulunduğu yere azâb göndermez." Bu
söz, onun Resûlullah'a hakiki vâris olanlardan olduğunu göstermektedir.
Babasından. O
da Sehl bin Sa'd'ın şöyle buyurduğunu rivâyet etti: "Resûlullah efendimiz,
içinde garer, yâni sonu muhtemel ve şüpheli olan alış verişi yasakladı."
Rivâyet ettiği
hadîs-i şerîflerden bâzıları:
Peygamber
efendimiz buyuruyor ki: "Kim benim mescidime girer de bir harf
öğrenir veya
öğretirse, Allah yolunda cihad eden kimse gibi olur."
"Cebrâil
(a.s..), Peygamber efendimize falanca saatte geleceğim diye söz verdi. Fakat o
saat geldiği halde o görünmedi. O sırada bir de ne görsün, sedirin altında köpek
vardı. Peygamber efendimiz bu köpek ne zaman girdi diye Hz. Âişe'ye sordu. O da
bilmiyorum dedi. Peygamber efendimizin emri ile köpek dışarı çıkarıldı. Biraz
sonra Cebrâil aleyhisselâm geldi. Peygamber efendimiz, "Yâ
Cebrâil! Seni bekledim gelmedin. Halbuki filanca saatte geleceğim, diye söz
vermiştin."
Cebrâil
aleyhisselâm, "Çünkü evinde köpek vardı. Onun için gelemedim. Zira biz köpek ve
resim bulunan eve girmeyiz" buyurdu.
KAYNAKLAR
1)
Tezkiret-ül-huffâz
cild-1, sh-268
2)
Tabakât-ı İbn-i
Sa'd cild-5, sh-442
3)
Tehzîb-ut-tehzîb
cild-6, sh-333
4) El-A'lâm
cild-4, sh-18
5) Mîzân-ul-i'tidâl
cild-2, sh-626
6)
Şezerât-üz-zeheb
cild-1, sh-306
7) El-Menhel-ül-azb-ül-mevrûd
Şerh-i Sünen-i Ebî Dâvûd cild-5, sh-88, 89
|