Meşhûr hadîs
âlimlerinden. Doğum târihi bilinmemektedir. 159 (m. 775) târihinde vefât etti.
Aslen Horasanlıdır. Sonra Mekke-i Mükerreme'ye yerleşmiş, burada vefât etmiştir.
Mugîre bin Mühelleb bin Ebî Sufre'nin âzâdlısıdır. Babasının ismi Meymûn'dur.
Nâfî, İkrime (İbn-i Abbâs'ın âzâdlısı),
Muhammed bin Ziyâd ve diğer âlimlerden (r.anhüm) hadîs-i şerîf rivâyet etti.
Ondan da oğlu Abdullah, Süfyân-ı Sevrî, Hüseyn el-Ca'fî, Ebû Âsım en-Nebîl ve
daha başka âlimler hadîs-i şerîf bildirmişlerdir. Buhârî onun rivâyet ettiği bir
hadîs-i şerîfi almıştır.
İbn-i Mübârek "O çok ibâdet ederdi. Hadîs
ilminde sözüne güvenilir bir zatdır."
Abdülazîz bin
Ebî Revvâd, Nâfîden şu hadîs-i şerîfleri rivâyet etmiştir: "Sâlih
rüya, Peygamberliğin doksan parçasından birisidir."
"Mütevâzi
olunuz, miskîn fakîrlerle beraber oturunuz. Allahü teâlânın nezdinde büyüklerden
olursunuz. Kibirden kurtulursunuz."
"Musibetleri, hastalıkları ve sadakayı gizlemek iyilik hazinelerindendir."
"Demirin
pası giderildiği gibi, bu kalblerin de pası giderilir"
"Yâ Resûlallah kalblerin cilâsı nedir?" diye sordular. Peygamber efendimiz
(s.a.v.) "Kur'ân-ı
kerîm okumak"
buyurdular.
"Sizden
biriniz Cuma'ya gitmek istediği zaman gusül abdesti alsın."
"İki kişi
gizli konuştuğu zaman, bir kişi onların izni olmadan yanlarına oturmasın."
"Selâm'dan
önce kim konuşursa, ona cevap vermeyiniz."
"Kim Allahü
teâlânın rızâsı için, buğzundan dolayı bid'at sahiplerinden yüz çevirirse,
Allahü teâlâ onun kalbini emniyet ve imân ile doldurur."
Abdülazîz bin
Ebî Revad. İbn-i Ömer'den, şu hadîs-i şerîfi rivâyet etti. "Kim bid'at
sahibini aşağı
görürse, Allahü teâlâ onu Cennette bir derece yükseltir."
Babasından
naklettiği hadîs-i şerîf şudur: "Ümmetimin
fesadı zamanında sünnetime yapışana şehîd sevabı vardır."
Atâ’dan
rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte "Kim, din kardeşiyle
onun bir ihtiyacı için yürür, Allahü teâlâ'nın rızâsı için ona nasîhatta
bulunursa, Allahü teâlâ kıyâmet günü onunla ateş arasında yedi hendek yapar. Bir
hendek yerle gök arası kadardır"
buyurulmuştur.
Ebû Sa'îd'den rivâyet ettiği hadîs-i şerîf
şöyledir: "Allahü
teâlâya sanki O'nu görür gibi ibadet et. Çünkü, sen O'nu görmüyorsan, O seni
görür."
Hakkında
anlatılanlar Süfyân bin Uyeyne anlattı: Mekke-i Mükerreme'ye şiddetli yağmur
yağıp, çok evler yıkılmıştı. Fakat Abdülazîz hazretleri bu afetten sağ salim
kurtulmuştu. Allahü teâlânın bu ihsan ve lütfuna şükür olarak bir köleyi âzâd
etti.
Şakik-i Belhi hazretleri anlattı: Yirmi
sene gözleri görmemişti. Onun için, bu kadar sene çoluk çocuğunu göremedi. Bir
gün oğlu kendi kendine düşünüp, bu duruma içerleyerek, "Babacığım! Senin
gözlerinin görmemesine çok üzülüyorum" deyince, Abdülazîz hazretleri, "Oğlum!
Ben Allahü teâlâ'dan gelene razıyım" cevabını vermiştir.
Yine birisine
şöyle buyurdu: İslâm'dan, Kur'ân-ı kerîm'den ve saçının beyazlığından öğüt
almıyan, nasîhat kabul etmez.
Abdülazîz bin
Ebî Revvâd buyurur ki: Ölüm hastalığında, Mugîre bin Hakî'nin yanına gittim.
Bana nasîhat et, dedim. Bana "Bu yatak için sâlih amel yap" dedi.
Abdülazîz bin
Ebî Revvâd hazretlerine nasıl sabahladın diye sorulunca, ağladı. "Niçin
ağladın", dendi. Bunun üzerine, "Ölümü unutmuş, üstelik günahları da çok olan
kimsenin hâli nasıl olur. Ecel, süratle geliyor, ömür her gün eksiliyor.
Akıbetin ne olacağı, Cennet mi, Cehennem mi, bilinmiyor. Ya Cehennem olursa,
halimiz ne olur?" buyurdu.
KAYNAKLAR
1)
Hilyet-ül-evliyâ
cild-8, sh-91
2)
Tabakât-ül-kübrâ
cild-1, sh-61
3)
Tehzîb-ül-esmâ
ve'l-luga cild-1, sh-307
4)
Şezerât-üz-zeheb
cild-1, sh-246
5)
Tehzîb-üt-tehzîb
cild-6, sh-338
|