Tâbiînden olup, Irak-Kûfe'de yetişen hadîs ve fıkıh âlimlerinin üstünlerinden.
Abdullah bin Şübrime ismiyle meşhûr olup, künyesi Ebû Abdullah'tır. 72 (m. 691)
senesinde doğdu. 144 (m. 761) senesinde vefât etti. Kûfe'de yaşamıştır. Ebû
Cafer tarafından oraya kadı olarak tayin edilmiştir. İbn-i Şübrime aynı zamanda
şair, cömert ve güzel ahlâkı ile meşhûrdur. Hadîsde sika'dır (güvenilir). Büyük
hadîs âlimi Buhârî (r.a.) birçok hadîs rivâyetinde İbn-i Şübrime'yi şahid
göstermektedir. İbn-i Mâce hariç, rivâyetleri diğer Kütüb-i sitte kitablarında
yer alır.
Abdullah bin Şübrime'nin, zamanı ile kendisinden sonra gelen devrin âlimleri;
O'nun ilminin ve ahlâkının üstünlüğünü takdir etmişlerdir. Hatta Süfyân-ı Sevrî
hazretleri İbn-i Şübrime için "O, bizim müftimiz idi" diyerek kendisini
övmektedir.
Abdullah bin Şübrime; birçok âlimin yaptığı gibi halkın arasına girip onlarla
hoş sohbet etmeyi çok severdi. Arkadaşlarına da böyle yapılmasını tavsiye
ederdi. Kendisine bu hâlinden suâl edildiğinde şöyle cevap verirdi: "Halkın
arasına âlimler karışıp dolaşmalı, onlarla güzel ve dînî sohbetler yapmalı,
arkadaşları çoğaltmalı, onlara müslümanlarla anlaşıp sevişmeyi öğretmeli,
kendilerine dînî işlerde yardımcı olarak, iyi ve güzel ahlâklı davranarak onlara
rehberlikde bulunmalı" derdi.
İbn-i Şübrime; çevresi ile devamlı iyi geçinir, onlara her işlerinde yardımcı
olur ve ihtiyaçlarını karşılardı. Bir gün çok yakın arkadaşlarından birinin
ihtiyacını temin etti. Arkadaşı bu yardımın karşılığı olarak çok kıymetli bir
hediye getirerek kendisine vermek istedi. İbn-i Şübrime arkadaşına: "Hediyeni
almış gibi oldum. Bu getirdiğin hediyeyi geri alırsan beni çok sevindirirsin.
Allahü teâlâ seni mükafatlandırsın. Güvendiğin dostlarına bir işin düştüğünde,
dostun işi yapmadığı ve ona elinde bulunan bütün imkânı ile sarılmadığı zaman,
sanki cenâze namazı kılar gibi abdest al ve dört tekbir getir. Sonra onu
ölülerden say" dedi.
İbn-i Şübrime; dünyâ malına ve mevkisine önem vermezdi. Herkesle iyi geçinmeyi,
güzel ahlâklı olmayı, ilim sahipleri ile bir arada bulunmayı tercih eder, onları
överdi.
İmâm-ı a'zama (r.a.), Abdullah bin Şübrime sorulduğunda şöyle cevap verdi:
"Benim bildiğim ve takdir ettiğim tek şey varsa, dünyâ malına, zenginliğine ve
makamına kavuştuğu halde onlardan uzaklaştı. Bunların hiçbirine itibar etmedi,
hepsini geri çevirdi. Bize gelince dünyâ malı ve mevkisi bizden kaçtığı halde
biz onun peşinden koşuyoruz. Hatta esiri oluyoruz" diyerek, O'nun alçak
gönüllülüğünü ve ilme değer verdiğini ortaya koymaktadır.
İbn-i Şübrime; Şa'biden, İbn-i Sîrîn'den, İmâm-ı a'zamdan ve daha birçok
âlimlerden hadîs rivâyetinde bulunmuştur. Bunlardan biri:
"Oruç vücuttan çıkandan değil, giren şeyden bozulur."
KAYNAKLAR
1) Tehzîb-üt-tehzîb cild-5,
sh-250
2) Tabakât-ı İbn-i Sa'd
cild-6, sh-351
3) El-Menhel-ül-azb-ül-mevrûd
cild-3, sh-117
|