Geri    

 

 

  İleri

ATIF EFENDİ

On sekizinci asır meşhur Osmanlı hattat ve şairi. Kendi ismiyle meşhur kütüphanenin kurucusudur. Adı, Mustafa Atıf’tır. Sultan Birinci Mahmud Han devrinde defterdar-ı şıkk-ı evvel ve maliyeci idi. İstanbul’un Bayezid Soğanağa Mahallesinde doğdu. Doğum tarihi bilinmemektedir.

Atıf Efendinin; Mehmed Emin, Ahmed ve Ömer Vahid Efendi adlarında üç oğlu vardı. Yüksek derecede devlet memurluğu yapan oğulları, Atıfzadeler diye tanınmıştır. Bu aile, Ömer Vahid Efendinin çocukları ile devam etmiştir.

Atıf Efendi, zamanının meşhur alimlerinden ilim öğrenip icazet (diploma) aldı. Tahsilini tamamladıktan sonra defterdar İzzet Ali Paşa zamanında maliyecilik mesleğine girdi. Kısa zamanda kabiliyeti ve mahareti ile tanındı. Ayrıca yazdığı kasideleri, güçlü bir şair olan İzzet Ali Paşaya takdim etti. Şiirleri çok beğenildi. Böylece kısa zamanda yükselip, defterdar mektupçusu ve hacegan oldu. 1737 senesinde de defterdar-ı şıkk-ı evvelliğe yükseldi. Bu vazifesine başladıktan kısa bir müddet sonra, Avusturya ile yapılacak savaşta ordunun ikmal işlerini yürütmek için İstanbul’dan Niş’e gitti. Sadrazam Yeğen Mehmed Paşa ile arasında çıkan anlaşmazlıklar sebebiyle, 1738’de defterdarlıktan azledildi. Şehirköyü’ndeki kuleye sürülüp, mal ve eşyası müsadere edildi. Ancak daha sonra padişah tarafından otuz bin kuruş dışındaki mallarına ve evine vurulan mühür kaldırıldı. Kendisi de Gelibolu’da ikamete mecbur tutuldu. Ertesi sene İvaz Mehmed Paşa sadareti zamanında eski vazifesine iade edildi. 1739 yılında Avusturyalılar ile yapılan ve neticede Belgrad’ın sulhle alınmasına sebeb olan diplomatik heyette bulundu.

Atıf Efendi, 1741 senesinde ikinci defa vazifesinden alındı. Bu azlini müteakip izin alıp, hacca gitti. 1742’de hac dönüşünden sonra üçüncü defa şıkk-ı evvel defterdarlığına tayin edildi. Fakat çok geçmeden 26 Temmuz 1742 (H. 1155) senesinde sıtma hastalığından vefat etti. Karacaahmed'de Ömer Zühdi Efendinin kabri yanına defn edildi.

Atıf Efendi, devrinin değerli şairlerindendi. Bilhassa nazireleriyle meşhurdur. İzzet Ali Paşa ve diğer bazı şairlerin şiirlerine nazireler yazmıştır. Şiirler didaktik, öğretici mahiyettedir. Arapça, Farsça ve Türkçe kıymetli manzumeleri ile Türkçe bir Divan’ı vardır.

Atıf Efendi, astronomi ilmine vakıftı. İkinci defterdarlık vazifesindeyken, devlete mali bakımdan sağlayacağı faydaları göz önüne alarak, Kameri sene yerine Şemsi sene kullanılması için bir gerekçe hazırladı. Bunun üzerine 1740 senesinden itibaren Şemsi sene kullanılmaya başlandı.

Atıf Efendinin diğer önemli bir vasfı, hattat olmasıdır. Hat sanatında keskin divani denilen bir hat tarzı ihdas etmiştir.

Atıf Efendinin en önemli eseri, kendi adıyla anılan kütüphanesidir. Bu kütüphanesi İstanbul’un Vefa semtinde olup, 1741 senesinde kurmuştur. İstanbul’un büyük vakıf kütüphanelerindendir. Kütüphanedeki kitaplar Atıf Efendi ve torunları tarafından temin edilmiştir. 1973'te Zeki Pakalın'ın ailesi tarafından bağışlanan zengin kitap kolleksiyonu da bu kütüphanede ayrı bir bölüm olarak muhafaza edilmektedir. 2585 yazma ve 231 basma kitap bulunmaktadır. Kitapların çoğu Arapçadır. Latin harfleri ile ise, 4941 Türkçe, bir miktar da İngilizce ve Fransızca olmak üzere toplam beş bin civarında kitap vardır.