Geri    

 

 

  İleri

AŞÇIZADE HASAN ÇELEBİ

Osmanlı Devleti alim ve divan şairlerinden. 16. yüzyılda yaşamıştır. İsmi Hasan Çelebi olup, “Aşçızade” lakabı ile meşhurdur. Gelibolu’da doğan Aşçızade’nin, doğum tarihi belli değildir. Aşçızade, devrindeki birçok alimlerden ders alıp çeşitli ilimleri okudu. Karamani Kerez Seydi’ye talebe oldu. Daha sonra Edirne’de Sultan Bayezid Han Medresesindeyken, hocasının mu’idi (yardımcısı) oldu. Bu hizmetinden sonra sırasıyla; Gelibolu, Tokat ve İznik medreselerinde müderrislik yaptı. Bundan sonra da Edirne’de Üç Şerefeli medreselerinin birinde ve sonra Sahn-ı seman Medresesinde müderris oldu. Çok kimseler ondan ilim ve feyz alıp, çok istifade etti. Daha sonra Bursa kadılığına tayin edildi. Uzun müddet adaletle hükmederek, beldeyi şenlendirip şereflendirdi. Bu vazifeden ayrılarak ikinci defa Sahn-ı seman Medresesinde müderris oldu. Ağır ve şiddetli bir hastalık olan nekrise yakalanınca emekli oldu. 1535 senesinde vefat etti. Bursa’da Zeyniler Tekkesinde medfundur.

Aşçızade Hasan Çelebi, fazilet ve marifet sahibi, ilim ve hikmet kaidelerini iyi bilen her ilimde mahir yüksek bir alimdi. Sözleri gayet fasih ve beliğdi. Yumuşak huylu, lütuf ve ihsanları bol ve cömertti. Güler yüzlü bir kimse olduğundan, herkes meclislerinde bulunmaktan büyük zevk alırdı. Tabiatı, yaradılışı hoş, sözleri tatlı ve güzeldi. Zamanının  eşsiz zatlarından biriydi. Şiirlerinin toplandığı bir Divan'ı vardır. Farisi olarak da şiir yazmıştır. Riyazi, Sehi ve Latifi tezkirelerinde şiirlerinden örnekler vardır. Şu beyti pek meşhurdur:

Nice tahrir ideyim vasfını derd ü elemün

Bağrı yufka kağıdun gözleri yaşlu kalemün

Manası: Derdin, üzüntünün  niteliklerini yazamam ki, kağıdın bağrı yufka (üzüntüye tahammülsüz), kalemin de gözü yaşlıdır (dertten bahsedilince hemen ağlamaya başlıyor).