5 . Fasıl 2 - 2 Peygamber Efendimizin Hizmetkârları, Azadlıları ve BekçileriResûlüllah Efendimiz hazretlerinin hizmetkârlarından birisi Enes bin Mâlik’dir (radıyallahü anh). Ensar kavminden ve Hazrec tâifesinden idi. Künyesi Ebû Hamza’dır. Resûlüllah Efendimiz hazretlerine on yıl hizmet etmiştir. Resûlüllah Efendimiz hazretleri ona dua edip: — “Allahım, Enes’in malını ve evlâdını çok eyle, onu cennete koy,” demiştir. Ebû Hüreyre (radıyallahü anh) buyurmuştur ki: — Ben hiç bir kimse görmedim ki namaz kılmakta Resûlüllah Efendimiz hazretlerine Enes’den daha fazla benzesin. Namaz kılmakta Hazret-i Enes, Resûlüllah Efendimiz hazretlerine çok benzerdi. Doksan üç tarihinde vefat etmiştir. Yüz yaşını aşmıştı. Fahr-i Âlem Efendimiz Hazretlerinden pek çok hadîs-i şerif rivâyet etmiştir. Allah ondan razı olsun. Biri de Rabîa bin Kâ’b’dır ki, o Hazret’in abdest suyuna hizmet ederdi. Altmış üç tarihinde vefat etmiştir. Biri de Eymen bin Ümmü Eymen’dir. Allah onlardan razı olsun. Resûlüllah Efendimiz hazretlerinin yıkanacağı yerin hizmetini görürdü. Huneyn gazâsında şehîd olmuştur. Birisi de Abdullah bin Mes’ud’dur. Allah ondan razı olsun. İlk önce İslâm’a gelenlerdendir. Bedir gazâsında hazır bulunmuştur. Peygamber Efendimizin yakınlarındandır. Rivâyet olunur ki, Peygamber Efendimiz hazretleri kalkıp gidecek olduğu zaman mübarek nalininı hemen önüne koyardı. Çıkardığı zaman da nalını alıp kolunun üzerinde tutardı. Peygamber Efendimizin misvâkleri de onda dururdu. Medine-i münevvere’de vefat etmiştir. Bâzıları otuz iki tarihinde Kûfe’de vefat etti demişlerdir. Allah ondan razı olsun. Biri de Ukbe bin Âmir’dir. Seferlerde Resûlüllah Efendimiz hazretlerinin katırına hizmet ederdi. Ukbe’den rivâyet edilmiştir ki, şöyle dedi: — Bir gün yolların birinde Resûlüllah hazretlerinin bindiği katırı yedip gidiyordum. “Üstüne bin, ya Ukbe!” diye bana emrettiler. Ben de “Resûlüllah hazretlerinin bindiği katıra binmek uygun değildir,” diye binmedim. Sonra şerefli emirlerine aykırı hareket etmekten korkup bir miktar bindim, tekrar indim. Ondan sonra Resûlüllah Efendimiz bindi. Ve bana dedi ki: — Ya Ukbe! Halkın kırâet ettiği sûrelerin en üstününü sana bildireyim mi? Ben de: — Evet, ya Resûlâllah! Buyur, dedim. — “Kul eûzü bi-rabbi’l-felâk ve Kul eûzü bi-rabbi’n-nas” sûreleridir, diye buyurdu. Bu iki sûrenin faziletleri şudur ki: Bunlara devam eden kimseyi Hak teâlâ hazretleri insanların, cinlerin ve şeytanların şerrinden emin eyler. İmâm-ı Ahmed’in rivâyetinde Ihlâs sûresini de beraber buyurmuştur. Ukbe, Allah’ın Kitabını ve Ferâiz’i (şer’î miras ilmini) çok iyi bilirdi. Güzel konuşan bir şâirdi. Muâviye zamanında Mısır vâlisi olmuştur. Elli beş tarihinde Mısır’da vefat etmiştir. Biri de Esla’ bin Şüreyk’dir ki, Resûlüllah hazretlerinin bindikleri deveye hizmet ederdi. Biri de Sa’d’dır. Hazret-i Ebû Bekir’in âzadlısı idi. Biri de Ebû Zerr-i Gıfârî’dir. ilkönce İslâm’a gelenlerdendir. Otuz bir tarihinde, bâzılarına göre otuz iki tarihinde vefat etti. Namazını Abdullah bin Mes’ud kıldırdı. O gün kendisi de vefat etti, demişlerdir. Biri de Muhacir’dir ki, Ümmü Seleme’nin âzadlısı idi. Biri de Huneyn’dir. Peygamber Efendimize hizmet ederdi. Sonra onu Hazret-i Abbâs’a bağışladı. Biri de Nuaym bin Rabiatü’l-Eslemî’dir. Biri de Ebû’l-Hamrâ’dır ki, Resûlüllah Efendimiz hazretlerinin kendi âzadlısı ve hizmetkârı idi. Adı Hilâl bin Hâris’dir. Humus’da vefat eylemiştir.Biri de Ebû’s-Samh’dır. Adı lyâd idi. Resûlüllah Efendimizin kadın taifesinden olan hizmetkârlarından birisi Ummü Eymen’dir. İsmi Bereke’dir. Peygamber Efendimizin babasından kalmış, sonra kendileri âzâd etmişlerdi. Bir kavle göre Hazret-i Ömer’in, bir kavle göre de Hazret-i Osman’ın hilâfeti zamanında vefat etmiştir. Biri de Havle’dir ki, Hafs’ın ninesidir. Biri de Selmâ’dır ki, Ebû Râfi’nin hâtunu idi. Biri de Meymûne binti Sa’d’dır. Biri de Ümmü Abbâs’dır ki, Hazret-i Rukiyye’nin âzadlısı idi. Hazret-i Bilâl (radıyallahü anh) ise Peygamber Efendimiz hazretlerinin vekilharcı ve müezzini idi. Muaykîb Peygamber Efendimizin mübarek mühürlerini muhafaza ederdi. Ebû Râfi’ at takımlarını ve sefer âletlerini muhafaza ederdi. Rebâh adlı bir kara köleleri vardı, kapılarının hizmetini görürdü. MuhafızlarıPeygamber Efendimizin Muhafızları: Tehlikeli yerlerde o Hazret’i bekleyenler şunlardır: 1. Sa’d bin Muâz (radıyallahü anh) hazretleridir ki, ensâr’dan Evs tâifesinin seyyidi idi. Bedir gazâsında Resûlüllah Efendimiz uykuya vardığında kendilerini beklemişti. Bedir, Uhud ve Hendek gazâlarmda hazır bulunmuştur. Hendek gazâsında kendisine ok isabet edip bir ay sonra o yaradan vefat etmiştir. 2. Muhammed bin Mesleme’dir. Uhud gazâsında Resûlüllah Efendimizi beklemişti. 3. Zübeyr bin Avvâm’dır ki, Hendek gazâsında Resûlüllah hazretlerini beklemiştir. 4. Hazret-i Ebû Bekir’dir. Bedir gazâsında kılıcını çıkarıp sundurma altında durup beklerdi. 5. Mugiyre bin Şu’be’dir ki, Hudeybiye gününde kılıcını sıyırıp beklemiştir. 6. Abbâd bin Bişr de Fahr-i Âlem Efendimiz hazretlerini beklemiştir. Hak teâlâ hazretleri tarafından: “Vallahü ya’sımüke mine’nnâsi — Allah seni insanlardan korur,” (Mâide sûresi: 5/67) âyet-i kerîmesi indirildikten sonra Peygamber Efendimiz kendisini bekletmeyi terk eyledi. ÂzadlılarıPeygamber Efendimizin Âzadlıları şunlardır: Üsâme ve bunun babası Zeyd bin Hârise: Mezkûr Zeyd, cahiliyet zamanında esir olup Hakim bin Hizâm (radıyallahü anh) onu halası olan Hazret-i Hadîce’ye alıvermişti. O da Resûl-i Ekrem Efendimiz hazretlerine bağışlamıştı. Sonra Resûlüllah Efendimiz onu âzâd edip Ümmü Eymen’i kendisine nikâh ediverdi. Onlardan Üsâme vücuda geldi. Rivâyet olunur ki, Zeyd’in halası ve babası Mekke’ye geldiler. Bahasını verip onu esirlikten çıkarınak istediler. Resûlüllah Efendimiz hazretleri Zeyd’i muhayyer bıraktı: — İstersen git, istemezsen benimle kal, dedi. Zeyd, Peygamber Efendimizin hizmetini tercih edip gitmedi. Mûte gazâsında şehîd olmuştur. Üsâme de Medine’de vefat etmiştir. Biri de Sevbân’dır. Fahr-i Âlem Efendimiz hazretlerinden hiç ayrılmadı. Peygamberimizin vefatından sonra Şam diyarına gitti. Elli dört tarihinde Humus vilâyetinde vefat etti. Biri de Ebû Kebşe’dir. Mekke’de doğmuştu. Bedir gazâsında hazır bulunmuştur. Biri de Evs’dir. Bedir gazâsında hazır bulunmuştur. Biri de Şukrân’dıt. Adı Sâlih idi. Habeşli’dir. Bâzısı Farslıdır, dediler. İbn-i Hacer: “Zannederim ki, Osman’ın hilâfeti zamanında vefat etti,” demiştir. Biri de Rebâh’dır ki, kara bir köle idi. Nûbî (siyah Arap) cinsindendi. Biri de Yesâr’dır ki, deve güderdi. Iranlılar katletmiştir. Biri de Zeyd’dir ki, Yesâr’m babası idi. Biri de Müd’am’dır ki, Rifâa adlı bir kimse bağışlamıştı. Biri de Ebû Râfi’dir ki, onu Hazret-i Abbâs bağışlamıştı. Biri de Rifâa’dır. Biri de Sefine’dir. Bunun ismi malûm değildir. Sefine gemi demektir. Bâzı seferlerde arkasında çok yük götürdüğü için Fahr-i Âlem Efendimiz Hazretleri: “Bu sefinedir” diye buyurmuştu. Biri de Mâbur Kıbtî’dir. Biri de Vâkid yahut Ebû Vâkid’dir, dediler. Biri de Ebhaşe’dir. Biri de Selmân-ı Fârisî’dir. Buna Selmânü’l-Hayr (Hayırlı Selmân) derlerdi. Aslı İsfahan’dandır. İlk hazır olduğu gazâ Hendek gazâsıdır. Üç yüz yıl ömür sürdü, diye rivâyet etmişlerdir. Biri de Şem’un bin Zeyd’dir. Şam’ın fethinde bulunmuş, sonra Mısır’a gitmiş, sonunda Beytü’l-Mukaddes’e yerleşmişti. Biri de Ebû Bekre’dir ki, bunun ismi Nakî idi. Kadınlar tâifesinden âzadlıları da şunlardır: Ümmü Eymen, Selmâ, Mâriye, Reyhane. Biri de Kayser’dir ki, Mâriye’nin kızkardeşi idi. Bu zikrolunan erkek ve dişilerin hepsi Peygamber Efendimiz hazretlerinin âzadlıları idi. Daha bunlardan başkaları da vardı. İsimleri bilinmediğinden yazmadılar. Hattâ İbn-i Cevzî (Allah ona rahmet etsin) Tarihinde der ki: “Fahr-i Âlem Efendimiz hazretlerinin kırk üç tane âzadlı kölesi ve on cariyesi vardı.” Allah onlann hepsinden razı olsun. |