İstisnâlı
Kıyâs:
İstisnâlı kıyasa gelince, onda yer alan şartlı önerme kesintisiz
olursa öncülün istisna edilmesi sonuçta
tâlînin
kendisini verir:
Eğer bu insan
ise, o canlıdır.
Fakat o
insandır; şu halde o canlıdır.
Tâlînin
çelişiğinin istisna edilmesi sonuç olarak öncülün çelişiğini verir:
Eğer bu insan
ise, o canlıdır.
Fakat o canlı
değildir; şu halde o insan değildir.
Gerçek kesintili olması durumunda iki şıktan birinin kendisinin
istisna edilmesi, sonuç olarak diğerinin çelişiğini verir, meselâ:
Bu sayı
ya çift
ya da tektir.
Fakat o tektir;
şu halde o çift değildir.
İki şıktan birinin çelişiğinin istisna edilmesi, sonuçta diğerinin
kendisini verir.
Kıyas-ı istisnâî, eğer birinci mukaddimesi şartıyye-i muttasıla
olursa, şu iki durum söz konusudur:
a.
Mukaddemin aynısını istisna etmek. Bu durumda tâlînin
aynını/kendisini netice verir Misal, "Bu insan ise, canlıdır.
Fakat insandır. Öyleyse o canlıdır."
b.
Tâlînin zıttını istisna etmek. Bu durumda mukaddemin zıttını netice
verir. Misal, "Bu insan ise, canlıdır. Fakat canlı değildir.
Öyleyse insan da değildir."
Eğer
birinci mukaddime şartıyye-i munfasıla olursa, şu iki durum söz
konusu olur:
a.
İki cüzden birinin aynısını istisna etmek. Bu durumda diğer cüz'ün
zıttını netice verir, Misal, "bu sayı ya ciftir, ya da tektir.
Fakat o tektir. Öyleye o çift değildir."
b.
İki cüzden birinin zıttını istisna etmek. Bu durumda diğer cüz'ün
aynısını netice verir. Misal, "Bu sayı, ya ciftir, ya da tektir.
Fakat o tek değildir. Öyleyse o çifttir." |
وَاسْتِثْنَاءُ
نَقِيضِ التَّالِي يُنْتجُ نَقيضَ المُقَدَّمِ.
كَقَوْلِنَا: إِنْ كَانَ هذَا
الشَّيْءُ إِنْسَانًا فَهُوَ حَيَوَانٌ لكِنَّهُ لَيْسَ بِحَيَوَانٍ
فَلاَ يَكُونُ إِنْسَانًا.
وَإِنْ كَانَتْ مُنْفَصِلَةً حَقِيقِيَّةً
فَاسْتِثْنَاءُ عَيْنِ أَحَدِ الجُزْءَيْنِ
يُنْتِجُ نَقِيضَ الجُزْءِ الثَّانِي.
كَقَوْلِنَا:
الْعَدَدُ إِمَّا زَوْجٌ
أَوْ فَرْدٌ لكِنَّهُ زَوْجٌ
يُنْتِجُ أَنَّهُ لَيْسَ بِفَرْدٍ أَوْ
لكِنَّهُ فَرْدٌ
يُنْتِجُ أَنَّهُ لَيْسَ زَوْجًا
.
وَاسْتِثْنَاءُ نَقِيضِ أَحَدِهِمَا
يُنْتِجُ عَيْنَ الثَّانِي. |