Geri

   

 

 

İleri

 

23

Kıyâs-ı iktirânî:

1. Ya -yukarda geçtiği gibi- iki yüklemli önermeden;

2. Veya iki kesintisizden oluşur:

Eğer Güneş doğarsa, gündüz olur.

Gündüz olunca, yeryüzü aydınlanır.

Eğer Güneş doğarsa, yeryüzü aydınlanır.

3. Veya iki kesintiliden oluşur:

Her sayı ya çift ya tektir.

Her çift ya çiftin çifti, ya tekin çiftidir.

Her sayı ya tektir, ya çiftin çifti veya tekin çiftidir.

4. Ya da bir yüklemli ile bir kesintisizden oluşur:

Bu şey insan ise, o canlıdır.

Her canlı, cisimdir.

Bu şey insan olduğuna göre, o cisimdir.

5. Yahut bir yüklemli ile bir kesintiliden oluşur:

Her sayı, ya çifttir ya tektir.

Her çift sayı, iki eşit parçaya bölünür.

Her sayı, ya tektir ya da iki eşit parçaya bölünür.

6. Yahut da bir kesintisiz ve bir kesintiliden oluşur:

Bu şey insan ise, o canlıdır.

Her canlı ya beyazdır ya siyahtır.

Bu şey insan ise, o ya beyazdır ya siyahtır.

Kıyas-ı iktirânî şu altı şeyden oluşur:

1. İki kazıyye-i hamliyyeden oluşur.

Bunun misali yukarıda geçmiştir.

2. İki şartıyye-i muttasıladan oluşur. Misal:

Güneş doğmuşsa, gündüz vardır.

Her gündüz olduğunda yeryüzü aydındır.

Öyleyse güneş doğmuşsa, yeryüzü aydındır.

3. İki şartıyye-i munfasıladan oluşur. Misal:

Her sayı, ya tektir ya da çiftir.

Her çift sayı, ya çiftin çiftidir, ya da tekin çiftidir.

Öyleyse her sayı, ya tek, ya çiftin çifti ya da tekin çiftidir.

4. Bir hamliyye ve bir şartıyye-i muttasıladan oluşur. Misal:

Bu şey her ne zaman insan ise, o canlıdır.

Her canlı cisimdir.

Öyleyse bu şey her ne zaman insan ise, o cisimdir.

5. Bir hamliyye bir şartıyye-i munfasıladan oluşur. Misal:

Her sayı, ya çiftir ya da tektir.

Her çift sayı, iki denk sayıya bölünebilendir.

Öyleyse her sayı, ya tektir ya da iki denk sayıya bölünebilendir.

6. Şartıyye-i muttasıla ile munfasıladan oluşur. Misal:

Bu şey her ne zaman insan ise, o canlıdır.

Her canlı ya beyazdır, ya da siyahtır.

Öyleyse bu şey her ne zaman insan ise, o ya beyazdır ya da siyahtır.

  وَالْقِيَاسُ الاِقْتِرَانِيُّ:

إِمَّا أَنْ يَتَرَكَّبَ مِنْ حَمْلِيَّتيْنِ كَمَا مَرَّ .

وَإِمَّا مِنْ مُتَّصِلَتَيْنِ:

كَقَوْلِنَا:

إِنْ كَانَتِ الشَّمْسُ طَالِعَةً فَالنَّهَارُ مَوْجُودٌ

وَكُلَّمَا كَانَ النَّهَارُ مَوْجُودًا فالْأَرْضُ مُضِيئَةٌ

يُنْتِجُ إِنْ كَانَتِ الشَّمْسُ طَالِعَةً فَالْأَرْضُ مُضِيئَةٌ.

وَإِمَّا مُرَكَّبٌ مِنَ مُنْفَصِلَتَيْنِ:

كَقَوْلِنَا:

كُلُّ عَدَدٍ إِمَّا زَوْجٌ

أَوْ فَرْدٌ وَكُلُّ زَوْجٍ فَهُوَ

إِمَّا زَوْجِ الزَّوْجِ

أَوْ زَوْجُ الْفَرْدِ يُنْتِجَ كُلُّ عَدَدٍ

 إِمَّا فَرْدٌ أَوْ زَوْجُ الزَّوْجُ

أَوْ زَوْجُ الْفَرْدِ.