Geri

   

 

 

İleri

 

13

(Kazıyye-i şartıyye-i)

Muttasıla, lüzûmiyye ve ittifakıyye olmak üzere iki kısımdır.

Lüzûmiyyenin misali, "Güneş doğmuşsa gündüz vardır" sözü gibidir.

İttifakıyyenin misali, "İnsan konuşandır. Eşek anırandır" sözü gibidir.

Kazıyye-i munfasıla ya hakîkıyyedir ki, bu "sayı ya çifttir ya da tektir" sözü gibidir. Buna mâni’atu'l-cem'i ve'l-huluvvi me’an denir.

(Kazıyye-i munfasıla) ya da mâni’atü'l-cem'i fekat'tır. Bunun misali, "Bu şey, ya taştır ya da ağaçtır" sözü gibidir.

Kazıyye-i munfasıla ya da mâni’atü'l-huluvvi fekat 'tır. Bunun misali "Zeyd ya sudadır, ya da boğulmuyordur" sözümüz gibidir.

Kazıyye-i munfasıleler, üç cüzden meydana gelebilirler. Bunun misali, "sayı ya fazla ya noksan ya da denktir" sözümüz gibidir.

    وَالمُتَّصِلَةُ:

إِمَّا لُزُومِيَّةٌ:

كَقَوْلِنَا إِنْ كَانَت الشَّمْسُ طَالِعًة فالنَّهَارُ مَوْجُودٌ.

وَإِمَّا ااتّفَاقِيَّةٌ .

كَقَوْلِنَا: إِنْ كَانَ الْإِنْسَانُ نَاطِقًا فَالْحِمَارُ نَاهِقٌ.

وَالمُنْفَصِلَةُ :

إِمَّا حَقِيقَّةٌ :

كَقَوْلِنَا: الْعَدَدُ إِمَّا زَوْجٌ وَإِمَّا فَرْدٌ. وَهِيَ :

إِمَّا مَانِعَةُ الجَمْعِ وَالْخلوِّ مَعًا كَمَا ذَكَرْنَا .

وَإِمَّا مَانِعَةُ الجَمْعِ فَقَطْ كَقَولِنَا: هذَا الشَّيْءُ

إِمَّا أَنْ يَكُونَ شَجَرًا أَوْ حَجَرًا.

وَإِمَّا مَانِعَةُ الْخُلُوّ فَقَطْ كَقَوْلِنَا: زَيْدٌ

إِمَّا أَنْ يَكُونَ فِي الْبَحْر،

وَإِمَّا أَنْ لاَ يَغْرَقَ.

وَقَدْ تَكُونُ المُنْفَصِلاَتُ ذَوَاتِ أَجْزَاءٍ

كَقَوْلِنَا: الْعَدَدُ

إِمَّا زَائِدٌ أَوْ نَاقِصٌ أَوْ مُسَاوٍ.