İ K İ N C İK İ T A P Birinci Bölüm B. BEYÂNUmûmiBilgiler Beyân, lugatte “kendisiyle delâletin tam olduğu şey” demektir ! “Açık oldu” mânâsını ifâde eden bâne sözünden gelmektedir. Aynı köke bağlı istaban kelimesi ise, “bilmek” mânâsını taşır. Tebyîn, hem “izah” hem “vuzuh” karşılığıdır. Tebeyyene sözünde de “açık ve zâhir olma” mânâları mevcuttur. Şu halde beyân, açık zâhir olmayı veya bu hâle konulmayı ifâde eden bir kelimedir. Isılahta, belâgai meydana getiren âlet ilimlerinden birine delâlet eder. Kendisinden ilm-i beyân, fem-i beyân, sadece beyân tâbirlerinden biriyle yahut bunlardan ilk ikisinin Arapça karşılıklarıyla söz edilmiştir. Belâgat içindeki yeri, me’aniden sonra, bedi’den öncedir. Beyân, Lâfzın mânâya delâletinde vuzuha kavuşabilmek için gereken melekeyi kazandıran ve bununla ilgili kâidelerin bütününü içine alan bir ilimdir. “Lâfız”ların çeşitli mânâları vardır: Meânî gereği hâlin muktezâsı, bunlardan yalnız biri üzerindedir. “Mütekellim”in maksat ve niyeti içinde bulunan “tek mânâ”ya delâlet etmek üzere, birbirinden vuzuh dereceleri farklı “lâfızlar” mevcuttur. Beyân ilmi, delâletteki bu vuzuh dereceleri içinde her biriyle ifâde edebilme melekesini kazandırır. |