4. EDEBÎYÂT1 MÎLLÎ ZEVKİN TECELLİSİ SAYAN BÎR GÖRÜŞ Selânik'te toplanan Genç kalemler yazı hey'eti, edebiyatımızı bcr şeyden önce tabiata muhalif olmakla itham ediyordu. Onlara göre, eskiler İran'a yönelmişler, nâib türkçe olan şiirlerine, yabancı zevkleri hâkim kıldıktan başka, f arşça dîvânlar da vücûda getirmişler; yeniler Fransa'ya yönelerek fransı/ca manzumeler ve piyesler tertib etmişlerdir. Millî edebiyatımıza gelince, bu yokmuş. . . Onlar da muharebe ve tasavvuf te'sîrlerinden ibtidâî şarkılardan ibâretdir. Bu niçin? Neye bizim millî edebiyatımız yok? Bundan sonra klâsik edebiyat anlayışına geçilerek suâl cevaplandırılıyor. 59Teceddiid-iilmi ve edebi, Naşiri:«Dersâadet»Kitaphanesi, SahibiArsen:(Basıldığımatbaa ve yıl kayıtlıdeğil), s. 118. 60a. e., s. 123. 61a. e., s. 124. 62a. e., s. 122. 63a. e., s. 128. 64a. e., s. 129. 17 Edebiyat nedir? Eski nazariyeye göre «şiir ve hayâl san'atı» değil mi? Şiirler, hemen umumiyetle denecek derecede «aşk ve muaşaka» hikâyeleridir. Aşk; sevişmek ise dolayısıyla bizde memnudur. Kim sevilir?. . On beş yaşında baliğ ve güzel bir kızcağız!., değil mî? On beş yaşına giren bu kızı muhitimizde babasından, amûca ve dayılarından, kardeşlerinden başka kimse göremez. (Fâidelerini, kudsiyetini; hikmetini burada tekrar etmek bahsimizden hâriç olan) tesettür keyfiyeti buna mânidir. Aynı scbeble evli, dul kadınlar da görülmez. Fakat bu muaşaka ihtimâlinin külliyen memnu ve mer-dûd bulunmasını edebî, içtimaî terakkilerimize manî addetmek-bugün için-turfanda bir ukalâhk, büyük bir hatâdır45. |