Geri

   

 

 

İleri

 

54. Müjdelemenin ve Tebrik Etmenin Müstehablığı

Allahü teâlâ şöyle buyurmuştur:

"(Zekeriyya) mihrabda namaza dururken melekler ona nida etti: Allah sana (evlad olarak) Yahya'yı müjdeliyor.[131]

"Elçilerimiz (melekler) İbrahim'e müjde ile gelince..."[132] "Elçilerimiz İbrahim'e müjde ile gelmişti."[133]

"Biz onu (İbrahim'i) uysal bir oğul ile müjdeledik.”[134]

"(Melekler İbrahim'e) korkma dediler ve onu bilgin bir oğul ile müjdelediler."[135]

"(Melekler) dediler ki korkma, biz seni bilgin bir oğul ile müjdeliyoruz. "[136]

"(İbrahim'in hanımı misafirlere hizmet için) hazır dururken (konuşulanları duyunca) güldü. Biz de ona İshak'ı ve İshak'ın arkasındanda Yakub'u müjdeledik."[137]

"Hani melekler demişti: Ey Meryem! Allah kendinden bir kelime ile (sadece "ol" emri ile sana vereceği bir oğulla) seni müjdeliyor."[138]

"İman edip sâlih amel işleyen kullarım Allah'ın müjdelediği sevab budur."[139]

"Kur’ân'ı dinleyip de onun en güzeline (açığına) uyan kullarımı (cennetle) müjdele.)[140]

"Vâdedildiğiniz cennetle müjdelenin.[141]

"O gün. Mü’min erkeklerle Mü’min kadınları, nurları önlerinde ve sağlarında olduğu hâlde koşuyor görürsün. Bugün size müjde! Meskenleri altında nehirler akan cennetler vardır. "[142]

"Rableri onlara, kendinden bir rahmet ve bir rıza ile, içinde devamlı nimet bulunan cennetleri müjdeler."[143]

Müjde hakkında varid olan hadislere gelince, bunlar doğrusu Sahîh olarak çoktur, meşhurdur.

Bunlardan biri, Hazreti Hatice'nin (radıyallahü anha) cennette inciden bir evle müjdelenmesidir ki, onda yorgunluk yok, gürültü yok. Biri de Kâb ibn Mâlik'in hadisidir. Onun tevbesi münasebetiyle tahriç edilmiştir. Kâb şöyle demiştir: En yüksek sesi ile bağıran bir çağmanın sesini işittim. Ey Kâb ibn Mâlik! Müjde olsun!... İnsanlar da bizi (Tebük seferinden geri kalıp da tevbeleri kabul edilen üç kişiyi) müjdelemeye çıktılar. Ben de Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem'i kasdederek yola koyuldum. İnsanlar bölük bölük beni karşılıyorlar ve tevbenin kabulü sebebiyle beni tebrik ediyorlardı ve bana şöyle diyorlardı:

Tevbeni Allah'ın kabul etmesi sana mübarek olsun (seni tebrik ederiz). Nihâyet Mescid'e girdim. O anda Resûlüllah'ın çevresinde insanlar bulunuyordu. Talha ibn Ubeyd kalkıp bana doğru koşarak benimle musafaha yaptı ve beni tebrik etti. Kâb, Talhâ'nın bu hareketini unutmazdı. Kâb demiştir: Gidip Resûlüllah'a selâm verdiğim zaman, yüzü sevinçten parlayarak:

“Annem seni doğurduğu günden beri üzerine geçen günün en hayırlısı sana müjde olsun!... buyurdu."[144]