23. Çirkin Söz Konuşanın Yapacağı Tevbe ve
duâlar
Allahü teâlâ şöyle
buyurmuştur:
"Şeytandan bir dürtüş seni dürterse, hemen
Allah'a sığın."
"Allah'ın azabından korkanlara Şeytan'dan
bir vesvese dokunduğu zaman düşünürler de, hemen onlar gerçeği
görüp vesveseyi atmışlardır."
"O kimseler ki, bir günah işledikleri zaman
yahut nefislerine zulmettikleri zaman, Allah'ı anarlar da
günahları için Allah'dan mağfiret dilerler. Allah'dan başka
günahları kim bağışlayabilir. Bir de yaptıkları günahlara bilerek
ısrar etmezler. İşte onların mükâfatı Rablerinden bir mağfirettir
ve içlerinde ebedî kalıcı oldukları hâlde, altlarından nehirler
akan Cennetler vardır. (Böylesine güzel) iş yapanların mükâfatı ne
güzeldir!.."
997-
Ebû Hüreyre'den
(radıyallahü anh) yapılan
rivâyetde Peygamber
sallallahü aleyhi ve sellem şöyle
buyurmuştur:
“Kim yemin eder de, Lât ve Uzza
(putları) adına yemin ederse, (tevbe ve istiğfar edip) Lâ
İlahe İllallah, desin. Kim de arkadaşına: Gel seninle kumar
oynayalim derse, (günahına keffaret) sadaka versin."
Bil ki, haram konuşan yahut haram
işleyen kimsenin hemen tevbe etmesi vâcib olur.
Tevbenin üç erkânı vardır:
Yaptığına pişman olmak
Hemen günahı söküp atmak, O günahı bırakmak
Hiç bir zaman o günah işe dönmemeye kararlı olmak.
İşlenen günahda kul hakkı da varsa, bu üç şart yanında dördüncü bir
şart daha ona vâcib olur. O da hakkı sahibine geri vermek
yahut o haktan kurtulmak için hak sahibinin rızasını
kazanmak, helâllik almak. Bunun açıklanması daha önce geçmişti. ..
İnsan bir günahtan tevbe edeceği
zaman bütün günahlardan tevbe etmesi uygundur. Eğer yalnız
bir günahtan tevbe edilirse, o günah için makbul olur. Bir kimse
anlattığımız şekilde Sahîh bir tevbe ile bir günahtan tevbe eder
de sonra diğer bir vakıtta o günaha dönerse,
ikinci dönüşle günah işlemiş olur
ve ondan tevbe etmesi vâcib olur. Önceki günahtan ettiği tevbe
batıl olmaz. Ehl-i Sünnetin
mezhebi budur. İki mes'elede Mutezilenin
muhalefeti vardır. Başarı Allah'dandır. |
٢٣- باب ما يقولُه ويفعلُه مَنْ تكلَّمَ بكلامٍ قبيح
قال اللّه تعالى:
{وَ إمَّا يَنْزَغَنَّكَ مِنَ الشَّيْطَانِ نَزْغٌ فَاسْتَعِذْ
باللّه}
[فصّلت: ٣٦]
وقال تعالى:
{إِنَّ الَّذينَ اتَّقَوْا إذَا مَسَّهُمْ طائِفٌ مِنَ الشَّيْطانِ
تَذَكَّرُوا فإذَا هُمْ مُبْصِرونَ}
[الأعراف: ٢٠١]
وقال تعالى:
{وَالَّذِينَ إذَا فَعَلُوا فاحِشَةً أوْ ظَلَمُوا أنْفُسَهُمْ
ذَكَرُوا اللّه فاسْتَغْفَرُوا لِذُنُوبِهِمْ وَمَنْ يَغْفِرُ
الذُّنُوبَ إِلاَّ اللّه وَلَمْ يُصِرُّوا على ما فَعَلُوا وَهُمْ
يَعْلَمُونَ. أُولَئِكَ جَزَاؤُهم مَغْفِرَةٌ مِنْ رَبِّهمْ
وَجَنَّاتٌ تَجْرِي مِنْ تَحْتِها الأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيها
وَنعْمَ أجْرُ العامِلِينَ}
[آل عمران: ١٣٥ـ١٣٦].
٩٩٧-
وروينا في صحيحي البخاري ومسلم،
عن أبي هريرة
رضي اللّه عنه؛ أن
النبيّ
صلى اللّه عليه وسلم
قال:
"مَنْ حَلَفَ فَقالَ في حَلِفِهِ
باللاَّتِ والعُزَّى فَلْيَقُلْ: لا إِلهَ إِلاَّ اللّه،
وَمَنْ قالَ لِصَاحِبِهِ: تَعالَ أُقامِرْكَ فَلْيَتَصَدَّقْ".
(
البخاري (٤٨٦٠)،
ومسلم (١٦٤٧)،
ويُفيد الحديث:
أـ حرمة الحلف بالأصنام، فإن مَن حلف بها معظِّماً لها كان كافراً
ويجب عليه تجديد إيمانه.
ب ـ حرمة الدعوة إلى القمار، وأن كفارة ذلك التوبة منها، والإِسراع
إلى التصدّق بما تيسر له.)
واعلم أن مَن تكلم بحرام أو فعله
وجب عليه المبادرة إلى التوبة،
ولها ثلاثة أركان:
أن يقلع في الحال عن المعصية،
وأن يندمَ على ما فعل،
وأن يعزمَ أن لا يعود إليها أبداً،
فإن تعلَّق بالمعصية حق آدمي وجب عليه مع الثلاثة رابع، وهو ردّ
الظلامة إلى صاحبها أو تحصيل
البراءة منها، وقد تقدم بيان هذا،
وإذا
تابَ مِنْ ذنبٍ فينبغي أن يتوبَ من جميع الذنوب؛
فلو اقتصرَ على التوبة من ذنب صحَّت
توبتُه منه؛ وإذا تابَ من ذنب توبةً
صحيحةً كما ذكرنا ثم عاد إليه في وقت أثم بالثاني ووجب عليه التوبة
منه، ولم تبطلْ توبتُه من الأول؛ هذا مذهبُ أهل السنّة خلافاً
للمعتزلة في المسألتين، وباللّه التوفيق. |