54. Müjdelemenin ve Tebrik Etmenin
Müstehablığı
Allahü teâlâ şöyle
buyurmuştur:
"(Zekeriyya) mihrabda namaza dururken
melekler ona nida etti: Allah sana (evlad olarak) Yahya'yı
müjdeliyor.
"Elçilerimiz (melekler) İbrahim'e müjde ile
gelince..."
"Elçilerimiz İbrahim'e müjde
ile gelmişti."
"Biz onu (İbrahim'i) uysal bir oğul ile
müjdeledik.”
"(Melekler İbrahim'e) korkma dediler ve onu
bilgin bir oğul ile müjdelediler."
"(Melekler) dediler ki korkma, biz seni
bilgin bir oğul ile müjdeliyoruz. "
"(İbrahim'in hanımı misafirlere hizmet için)
hazır dururken (konuşulanları duyunca) güldü. Biz de ona İshak'ı
ve İshak'ın arkasındanda Yakub'u müjdeledik."
"Hani melekler demişti: Ey Meryem! Allah
kendinden bir kelime ile (sadece "ol" emri ile sana vereceği bir
oğulla) seni müjdeliyor."
"İman edip sâlih amel işleyen kullarım
Allah'ın müjdelediği sevab budur."
"Kur’ân'ı dinleyip de onun en güzeline
(açığına) uyan kullarımı (cennetle) müjdele.)
"Vâdedildiğiniz cennetle müjdelenin.
"O gün. Mü’min erkeklerle Mü’min kadınları,
nurları önlerinde ve sağlarında olduğu hâlde koşuyor görürsün.
Bugün size müjde! Meskenleri altında nehirler akan cennetler
vardır. "
"Rableri onlara, kendinden bir rahmet ve bir
rıza ile, içinde devamlı nimet bulunan cennetleri müjdeler."
Müjde hakkında varid olan hadislere
gelince, bunlar doğrusu Sahîh olarak çoktur, meşhurdur.
Bunlardan biri, Hazreti Hatice'nin
(radıyallahü anha) cennette inciden bir evle
müjdelenmesidir ki, onda yorgunluk yok, gürültü yok. Biri de Kâb
ibn Mâlik'in hadisidir. Onun
tevbesi münasebetiyle tahriç edilmiştir.
Kâb şöyle demiştir: En yüksek sesi ile bağıran bir çağmanın sesini
işittim. Ey Kâb ibn Mâlik!
Müjde olsun!... İnsanlar da bizi (Tebük seferinden geri kalıp da
tevbeleri kabul edilen üç kişiyi) müjdelemeye çıktılar. Ben de
Resûlüllah
sallallahü aleyhi ve sellem'i
kasdederek yola koyuldum. İnsanlar bölük bölük beni karşılıyorlar
ve tevbenin kabulü sebebiyle beni tebrik ediyorlardı ve bana şöyle
diyorlardı:
Tevbeni Allah'ın kabul etmesi sana mübarek olsun (seni tebrik ederiz).
Nihâyet Mescid'e girdim. O anda
Resûlüllah'ın çevresinde insanlar bulunuyordu. Talha
ibn Ubeyd kalkıp bana doğru koşarak benimle musafaha yaptı ve beni
tebrik etti. Kâb, Talhâ'nın bu hareketini unutmazdı. Kâb demiştir:
Gidip Resûlüllah'a selâm
verdiğim zaman, yüzü sevinçten parlayarak:
“Annem seni doğurduğu günden beri üzerine geçen günün en hayırlısı
sana müjde olsun!... buyurdu." |
٥٤- باب استحباب التَّبْشيرِ والتَّهنئةِ
قال اللّه تعالى:
{فَنادَتْهُ المَلائِكَةُ وهُو قائِمٌ يُصلّي في المِحْرابِ أنَّ
اللّه يُبَشِّرُكَ بِيَحْيَى}
[آل عمران: ٣٩]
وقال تعالى:
{ولمَّا جاءتْ رُسُلُنا إبرَاهِيمَ بالبُشْرَى}
[العنكبوت: ٣١]
وقال تعالى:
{وَلَقَدْ جاءَتْ رُسُلُنا إبْرَاهِيمَ بالبُشْرَى}
[هود: ٦٩]
وقال تعالى:
{فَبَشَّرْنَاهُ بِغُلام حَلِيمٍ}
[الصَّافات: ١٠١]
وقال تعالى:
{قالُوا لا تَخَفْ وَبَشَّرُوهُ بِغُلامٍ عَلِيمٍ}
[الذاريات: ٢٨]
وقال تعالى:
{قالُوا لا تَوْجَلْ إنَّا نُبشِّرُكَ بِغُلامٍ عَلِيمٍ}
[الحجر: ٥٣]
وقال تعالى:
{وَامْرأتُهُ قائِمَةٌ فَضَحِكَتْ فَبَشَّرْناها بإسْحَقَ وَمنْ
وَرَاءِ إسْحَقَ يَعْقُوبَ}
[هود: ٧١]
وقال تعالى:
{إِذ قَالَتِ المَلائِكَةُ يا مَرْيَمُ إِنَّ اللّه يُبَشِّرُكَ
بِكَلِمَةٍ مِنْهُ}
الآية[آل عمران: ٤٥]،
وقال تعالى:
{ذلكَ الَّذي يُبَشِّرُ اللّه عبادَهُ الَّذينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا
الصَّالحات}
[الشورى: ٢٣]
وقال تعالى:
{فَبَشِّرْ عِبادِ، الَّذينَ يَسْتَمِعونَ القَوْلَ فَيَتَّبِعونَ
أحْسَنَهُ}
[الزمر: ١٧ـ١٨]
وقال تعالى:
{وَأبْشِرُوا بالجَنَّةِ الَّتي كُنْتُمْ تُوعَدُونَ}
[فصّلت: ٣٠]
وقال تعالى:
{يَوْمَ تَرى المُؤْمِنِينَ والمُؤْمِناتِ يَسْعَى نُورُهُمْ بَيْنَ
أَيْدِيهِمْ وبأيمَانِهِمْ بُشْرَاكُمُ اليَوْمَ جَنَّاتٌ تَجْرِي
مِنْ تَحْتِها الأنْهَارُ}
[الحديد: ١٢]
وقال تعالى:
{يُبَشِّرُهُمْ رَبُّهُمْ بِرَحْمَةٍ مِنْهُ وَرِضْوَانٍ وَجَنَّاتٍ
لَهُمْ فِيها نَعِيمٌ مُقِيمٌ}
[التوبة: ٢١].
وأما الأحاديث الواردة في البشارة فكثيرة
جداً في الصحيح مشهورة، فمنها حديث تبشير خديجة
رضي اللّه عنها ببيت في الجنة من
قصب لا نصبَ فيه ولا صخب (٤٦) .
ومنها حديث كعب بن
مالك
رضي اللّه عنه المخرّج في
الصحيحين (٤٧) في قصة توبته
قال: سمعت صوت صارخ يقولُ بأعلى صوته: يا كعبَ بن
مالك أبشر، فذهبَ الناسُ
يبشروننا، وانطلقتُ أتأمّم رسولَ
اللّه صلى اللّه عليه وسلم
يتلقاني الناسُ فوجاً فوجاً يهنئوني بالتوبة، ويقولون: ليهنئك توبةُ
اللّه تعالى عليك حتى دخلتُ المسجدَ، فإذا
رسولُ اللّه
صلى اللّه عليه وسلم حولَه الناس،
فقام طلحةُ بن عبيد اللّه يُهرول حتى صافحني وهنّأني، وكان كعبٌ لا
ينساها لطلحة؛ قال كعبُ: فلما
سلَّمتُ على رسول اللّه
صلى اللّه عليه وسلم قال وهو
يُبْرقُ وجهُه من السرور قال:
”أبْشِرْ بِخَيْرِ يَوْمٍ مَرَّ عَلَيْكَ مُنْذُ وَلَدتْكَ
أُمُّكَ". |