9. İnsanın Karşısına Şeytan Göründüğünde
yahut
Ondan Korktuğunda Okuyacağı Duâlar
Allahü teâlâ buyurur:
“Şeytandan bir vesvese seni dürtüklerse, Allah'a sığın. Allah her şeyi
işitir, her şeyi bilir."
Yine Allahü teâlâ buyurur:
“Sen Kur'ân'ı okuduğun zaman, ahirete îman etmeyenlerle senin aranda
engel olan bir perde yaparız."
Uygun olan, istiâze yapmak (Eûzü Billahi Mineşşeytânirracîm, demek)
sonra Kur'ân'dan kolaya geleni okumaktır.
331-
Ebû'd-Derdâ'dan
(radıyallahü anh) rivâyet
edildiğine göre, demiştir ki:
“Resûlüllah
sallallahü aleyhi ve sellem namaza
durdu. Biz şöyle dediğini işittik:
"Eûzü billâhi minke"
(Senden Allah'a sığınırım). Sonra üç defa buyurdu:
(Seni Allah'ın laneti ile lanetlerim). Sonra eliyle bir şey alır gibi
elini açtı. Namazı bitirip namazdan çıkınca sorduk:
- Ey Allah'ın Resûlü! Bundan önce, söylediğini duymadığımız bir şeyi
namazda söylediğinizi işittik? Bir de elinizi açtığınızı gördük?
Buyurdular: - Allah'ın düşmanı İblis, yüzüme atmak için bir ateş
parçası ile geldi. Ben üç defa, senden Allah'a sığınırım, dedim.
Sonra şöyle söyledim: Allah'ın noksansız laneti ile seni
lanetlerim. O üç defa duraklayıp geri çekildi. Sonra ben onu
yakalamak istedim. Vallahi, kardeşim Süleyman'ın (aleyhisselâm)
Duâsı olmasaydı, o bağlı kalacaktı da, Medine halkının çocukları
onunla oynayacaklardı."
Ben derim ki: Şeytanla
karşılaşma hâlinde, ezan okumak uygun olur; çünkü
Müslim'in Sahîhinde, Ebû
Salih'in oğlu Süheyl'den şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Babam
(Ebû Salih), beni Harise oğullarına gönderdi. Yanımızda da bir
arkadaşımız yahut bir kölemiz
vardı. Arkadaşımıza, çit arkasındaki bostandan biri, adını vererek
seslendi. Yammdaki arkadaş dönüp çit üzerinden baktı, bir şey
göremedi. Ben bu olayı babama anlattım. Babam şöyle dedi: Senin
böyle bir şeyle karşılaşacağını bileydim, seni göndermezdim.
Ancak, sen böyle bir ses işitirsen, ezan oku; çünkü
Resûlüllah
sallallahü aleyhi ve sellem'in
şöyle buyurduğunu anlatan bir hadîsi,
Ebû Hüreyre'den (radıyallahü anh)
işittim:
“Şeytan, ezan okunduğu zaman dönüp kaçar." |
٩- باب ما يَقُولُ إذا عرضَ له شيطانٌ أو خَافَهُ
قال اللّه تعالى:
{وإمَّا يَنْزَغَنَّكَ مِنَ الشَّيْطانِ نَزْغٌ فاسْتَعِذْ باللّه
إنَّهُ هُوَ السَّمِيعُ العَلِيمُ}
فصلت: ٣٦
وقال تعالى:
{وَإذَا قَرأتَ القُرآنَ جَعَلْنا بَيْنَكَ وَبَيْنَ الَّذِين لا
يُؤْمِنُونَ بالآخِرَةِ حِجاباً مَسْتُوراً}
الإِسراء: ٤٥ فينبغي أن يتعوّذ ثم يقرأ من القرآن ما تيسَّر.
٣٣١-
وروينا في صحيح مسلم، عن
أبي الدرداء
رضي اللّه عنه قال قال:
”قام رسولُ اللّه
صلى اللّه عليه وسلم يُصلِّي،
فسمعناه يقول: أعُوذُ بِاللّه مِنْكَ، ثم قال: ألْعَنُك بِلَعْنَةِ
اللّه ثَلاثاً، وبسطَ يدَه كأنَّه يتناول شيئاً، فلما فرغَ من الصلاة
قلنا: يا رسول اللّه!
سمعناك تقول في الصلاة شيئاً لم نسمعْكَ تقولُه قبلَ ذلك، ورأيناكَ
بسطتَ يدَكَ، قال: إنَّ عَدُوَّ اللّه إِبْلِيسَ جاءَ بِشِهابٍ مِنْ
نارٍ لِيَجْعَلَهُ في وَجْهِي، فَ
قُلْتُ:
أَعُوذُ باللّه مِنْكَ ثَلاثَ مَرَّاتٍ، ثُمَّ
قُلْتُ:
ألْعَنُكَ بِلَعْنَةِ اللّه التَّامَّةِ (٢٠) ( بلعنة اللّه
التامة قال القاضي: يحتمل
تسميتها التامة: أي لا نقص فيها، ويحتمل الواجبة له المستحقة عليه،
أو الموجبة عليه العقاب سرمداً.
وقال ابن الجوزي في كشف المشكل: أشار بتامة إلى دوامها. الفتوحات
٤/٢١) "( بلعنة اللّه التامة قال
القاضي: يحتمل تسميتها التامة:
أي لا نقص فيها، ويحتمل الواجبة له المستحقة عليه،
أو الموجبة عليه العقاب سرمداً.
وقال ابن الجوزي في كشف المشكل: أشار بتامة إلى دوامها. الفتوحات
٤/٢١)
" فاسْتأخَرَ ثَلاثَ مَرَّاتٍ، ثُمَّ أرَدْتُ أنْ آخُذَهُ، وَاللّه
لَوْلا دَعْوَةُ أخي سُلَيْمانَ (٢١) لأصْبَحَ مُوثَقاً تَلْعَبُ
بِهِ وِلْدَانُ أهْلِ المَدِينَةِ". (٢٢)
قلت:
وينبغي أن يؤذّن أذان الصلاة.
فقد روينا في صحيح مسلم، عن
سُهيل بن أبي صالح أنه قال: أرسلني أبي إلى بني حارثة ومعي غلام لنا
أو صاحب لنا، فناداه مُنادٍ من حائط
باسمه، وأشرف الذي معي على الحائط فلم يرَ شيئاً، فذكرتُ ذلك لأبي،
فقال: لو شعرتُ أنك تَلقى هذا لم أرسلك، ولكن إذا سمعت صوتاً فنادِ
بالصلاة، فإني سمعت أبا هريرة رضي اللّه
عنه يحدّث عن رسول اللّه
صلى اللّه عليه وسلم أنه قال:
"إنَّ الشَّيْطانَ إذَا نُودِيَ بالصَّلاةِ أدْبَرَ". (٢٣) |