Geri

   

 

 

İleri

 

 12. Son Teşehhüd'den Sonra Duâ Okumak

Bil ki, son teşehhüd'den sonra Duâ okumak, ihtilafsız olarak meşrû'dur.

 

156- Abdullah ibn Mes'ûd'dan (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, ona teşehhüdü öğrettikten sonra, sonunda şöyle buyurdu:

 

 

 

“Sonra istenen duâ yapılır." Buhârî'nin başka bir rivâyetinde:

“Dilerse duâ yapar.’'’ şeklindedir. Müslim'in de bir rivâyetinde:

“Sonra, dileklerden istediğini seçerek duâ yapsın." ifadesi vardır.

Bil ki, bu duâ müstehabdır; vâcib değildir. İmâm olmayan kimse için, bu duâyı uzatmak müstehab olur; Kişi, ahiret ve dünya işlerinden dileyip Duâ eder. İnsan, rivâyet edilen duâları okuyabildiği gibi, dizmiş olduğu sözlerle de duâ edebilir; ancak rivâyet edilen duâları okumak daha faziletlidir. Rivâyet edilen duâlar, çeşitli ülkelere göre değişiktir. Biz burada en faziletli olanı gösteriyoruz ki, o da Buhârî ve Müslim'de rivâyet edilen şu hadîs bunlardan biridir:

 

 

 

 

 

157- Ebû Hüreyre'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre demiştir ki, Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Sizden biriniz, son teşehhüdü tamamladığı zaman, dört şeyden Allah'a sığınsın: Cehennem azabından, kabir azabından, hayâtın ve ölümün fitnesinden, kör deccal’ın şerrinden..." Bunu Müslim, çok değişik rivâyet yolları ile tesbit etmiştir. Bunlardan bir rivâyet de şöyle:

"Sizden biriniz teşehhüd yaptığı zaman, Allah'a sığınarak şöyle desin:

Allah'ım! Cehennem azabından, kabir azabından, hayatın ve ölümün fitnesinden, kör Deccal'in fitnesinin şerrinden Sana sığınırım."

 

 

 

 

 

 

 

 

158- Hazret-i Âişe'den (radıyallahü anha) rivâyet edildiğine göre, Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem getirmiş olduğu "Salât" da şöyle duâ ederdi:

 

Allah'ım! Kabir azabından ben Sana sığınırım, kör Deccal'in fitnesinden Sana sığınırım, hayatın ve ölümün fitnesinden Sana sığınırım.

Allah'ım! Günahdan ve borçtan ben Sana sığınırım. "

 

 

 

 

159-Hazreti Âli'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem namaz kıldığı zaman, teşehhüd ile selâm arasında son olarak şunu söylerdi:

(Allah'ım! İşlediğim ve işleyeceğim, gizli ve aşikâre yaptığım, aşırı gittiğim ve benden daha iyi bildiğin kusurlarımı bağışla. İleri götürüp yükselten ve geri bırakıp hor yapansın. Senilen başka hiç bir ilâh yoktur)

 

 

 

 

160- Abdullah b. Amr b. El As yoluyla Ebû Bekir es-Sıddîk'dan (radıyallahü anhüm) Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem'e şöyle dediğini rivâyet ettik: Bana bir dua öğret ki, ben namazımda onunla Duâ edeyim. Peygamber, şöyle söyle dedi:

 

 

 

 

Allah'ım! Ben, nefsime çok büyük zulüm yaptım. Senden başkası da günahları bağışlayamaz. Katından bana mağfiret buyur ve bana merhamet et. Muhakkak ki Sen çok bağışlayansın çok merhamet edensin.”

Buhârî, Beyhakî ve bunlardan başka imâmlar, namazın sonunda bu hadîs ile duâ yapılması hükmüne vardılar ki, bu güzel bir istidlaldir. Çünkü Hazreti Ebû Bekir'in (radıyallahü anh):

“Namazımda yapacağım Duâ" sözü, namazın tümüne şamil olur ve naımazda Duânın yeri de bu teşehhüdden sonradır.

 

 

 

 

 

 

 

161- Ebû Salih Zekvan'dan, o da bir sahabîden rivâyet ettiğine göre, Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem bir adama sordu:

 

 

 

 

"Namazda nasıl söylersin (Duâ edersin)?" Adam cevab verdi: - Teşehhüd ederim ve şöyle derim:

O kadar var ki, ben senin fısıldaman gibi ve Muaz’ın fısıldaması gibi güzel yapamıyorum. Bunun üzerine Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem buyurdu:

 

"Cennet ile cehennem arasında fısıltı yap (Cenneti iste ve Cehennemden Allah'a sığın)" En doğrusunu Allah bilir.

Her yerde yapılması müstehab olan duâ şudur:

 

 

 

 

 

(Allah'ım, Senden afv ve afiyet isterim. Allah'ım, Senden hidâyet, takva, kanaat ve nefis zenginliği isterim.) En doğrusunu Allah bilir.

١٢- باب الدُّعَاء بعدَ التشهّدِ الأخير

اعلم أنَّ الدعاء بعد التشهّد الأخير مشروعٌ بلا خلاف‏.‏

١٥٦- روينا في صحيحي البخاري ومسلم، عن عبد اللّه بن مسعود رضي اللّه عنه‏: أن النبي صلى اللّه عليه وسلم علّمهم التشهّد ثم قال في آخره‏:

"‏ثُمَّ يُخَيّرُ منَ الدُّعَاءِ‏"‏

وفي رواية البخاري ‏قال‏:‏

‏”‏‏أعْجَبَهُ إلَيْهِ فَيَدْعُو‏"‏ وفي روايات لمسلم ‏"‏ثُمَّ ليَتَخَيَّرْ مِنَ المَسْأَلَةِ ما شاءَ‏"‏‏.‏‏ (٢٩)

واعلم أن هذا الدعاء مستحبٌّ ليس بواجب، ويستحبُّ تطويلُه، إلا أن يكون إماماً؛ وله أن يدعوَ بما شاء من أمور الآخرة والدنيا، وله أن يدعوَ بالدعوات المأثورة، وله أن يدعو بدعوات يخترعها والمأثورة أفضل‏.‏ ثم المأثورة منها ما ورد في هذا الموطن، ومنها ما ورد في غيره، وأفضلُها هنا ما ورد هنا‏.‏

وثبت في هذا الموضع أدعية كثيرة منها‏:

١٥٧- ما رويناه في صحيحي البخاري ومسلم، عن أبي هريرة رضي اللّه عنه قال‏: قال رسول اللّه صلى اللّه عليه وسلم‏:

‏"‏إذَا فَرَغَ أحَدُكُمْ مِنَ التَّشَهُّدِ الأخِيرِ فَلْيَتَعَوَّذْ بِاللّه مِنْ أرْبَعٍ‏: مِنْ عَذَابِ جَهَنَّمَ، وَمِنْ عَذَابِ القَبْرِ، وَمِنْ فِتْنَةِ المَحْيَا وَالمَماتِ، وَمِنْ شَرّ المَسِيحِ الدَّجَّالِ‏"‏ رواه مسلم من طرق كثيرة‏.‏

وفي رواية منها‏:

‏"‏إِذَا تَشَهَّدَ أحَدُكُمْ فَلْيَسْتَعِذْ بِاللّه مِنْ أَرْبَعٍ، يَقُولُ‏:

اللّهمَّ إِني أعُوذُ بِكَ مِنْ عَذَابِ جَهَنَّمَ، وَمنْ عَذَابِ القَبْرِ، وَمِنْ فِتْنَةِ المَحْياوالمَماتِ، وَمِنْ شَرِّ فِتْنَة المَسِيحِ الدَّجَّالِ‏"‏‏.‏(٣٠)

١٥٨- وروينا في صحيحي البخاري ومسلم، عن عائشة رضي اللّه عنها‏: أن النبيّ صلى اللّه عليه وسلم كان يدعو في الصلاة‏:

‏اللّهمَّ إني أعُوذُ بِكَ مِنْ عَذَابِ القَبْرِ، وَأعُوذُ بِكَ مِنْ فِتْنَةِ المَسيحِ الدَّجَّال، وأعُوذُ بِكَ مِنْ فِتْنَةِ المَحْيا والمَماتِ،

اللّهمَّ إني أعُوذُ بِكَ من المأثمِ والمَغْرَمِ‏"‏‏.‏‏ (٣١)

١٥٩- وروينا في صحيح مسلم، عن عليّ رضي اللّه عنه قال‏: كأن رسول اللّه صلى اللّه عليه وسلم إذا قام إلى الصلاة يكون من آخر ما يقول بين التشهّد والتسليم‏:

‏اللّهمَّ اغْفِرْ لي ما قَدَّمْتُ وَمَا أخَّرْتُ، وَمَا أسْرَرْتُ وَمَا أَعْلَنْتُ، وَمَا أسْرَفْتُ وَمَا أنْتَ أعْلَمُ بِهِ مِنِّي، أنْتَ المُقَدِّمُ وأنْتَ المُؤَخِّرُ لا إِلهَ إِلاَّ أنْتَ‏"‏‏.(٣٢)

١٦٠- وروينا في صحيحي البخاري ومسلم، عن عبد اللّه بن عمرو بن العاص، عن أبي بكر الصديق رضي اللّه عنهم‏: أنه قال لرسول اللّه صلى اللّه عليه وسلم‏: علّمني دعاءً أدعو به في صلاتي، قال‏:

‏"‏قُلِ

اللّهمَّ إني ظَلَمْتُ نَفْسِي ظُلْماً كَثِيراً وَ لا يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلاَّ أَنْتَ، فاغْفِرْ لِي مَغْفِرَةً مِنْ عِنْدِكَ وَارْحمْنِي إنَّك أَنْتَ الغَفُورُ الرَّحِيم‏"‏ هكذا ضبطناه ‏"‏ظُلْماً كَثِيراً‏"‏ بالثاء المثلثة في معظم الروايات، وفي بعض روايات مسلم ‏"‏كَبِيراً‏"‏ بالباء الموحدة، وكلاهما حسن، فينبغي أن يُجمع بينهما فيُقال ‏قال‏:‏

‏”‏‏ظُلْماً كَثِيراً كَبِيراً‏"‏ وقد احتجّ البخاري في صحيحه والبيهقي وغيرهما من الأئمة بهذا الحديث للدعاء في آخر الصلاة وهو استدلال صحيح، فإن قوله في صلاتي يعمّ جميعها، ومن مظانّ الدعاء في (٣٣)

١٦١- وروينا بإسناد صحيح في سنن أبي داود، عن أبي صالح ذكوان، عن بعض أصحاب النبيّ صلى اللّه عليه وسلم قال‏: قال النبيّ صلى اللّه عليه وسلم لرجل‏:

‏"‏كَيْفَ تَقُولُ فِي الصَّلاةِ‏؟‏‏"‏ قال‏: أتشهَّد وأقول‏:

اللّهمَّ إني أسألُكَ الجَنَّةَ، وأعُوذُ بِكَ مِنَ النَّارِ، أما إني لا أحسنُ دَنْدَنَتَكَ وَلا دَنْدَنَةَ معاذ، فقال النبيّ صلى اللّه عليه وسلم ‏قال‏:‏

‏”‏‏حَوْلَهَا دَنْدِنْ‏"‏‏.‏  

الدندنة‏: كلام لا يُفهم معناه، ومعنى ‏"‏حولها دَنْدِنْ‏"‏ أي حول الجنة والنار، أو حول مسألتهما‏: إحداهما سؤال طلب،

والثانية سؤال استعاذة، واللّه أعلم‏.‏

ومما يستحبُّ الدعاء به في كل موطن‏:

اللّهمّ إني أسألُك العفوَ والعافية، اللّهمّ إني أسألُك الهدى والتقى والعفافَ والغنى، واللّه أعلم‏.‏