6. Rükü'dan Başını Kaldırdığı ve
Doğrulduğu Vakit Okunacak duâlar ve Zikirler
Rükû'dan başını kaldırırken:
“Semi'allâhü limen hamideh".
(Allah, hamdedenin hamdini kabul eder ve onu mükâfatlandırır)" demesi
sünnettir. Eğer bunun yerine:
“Men hamidellâhe semi'a lehu" (Kim Allah'a hamd ederse, Allah kabul
eder ve onu mükâfatlandırır)" denirse caizdir. Ümm adlı kitabda
Şâfi’î bunu delillendirmiştir.
Rükûdan kalkıp tam doğrulunca şöyle der:
Ey Rabbimiz! Hamd sanadır. Öyle ki, gökler dolusu, arz dolusu,
bunların ikisi arası dolusu ve bundan öte dilediğin şey dolusu
bulunan ve kendisinde bereket olan tertemiz, çok çok hamd
olarak... Şeref ve övgü sahibi Allah, kulun dediğinden daha
ziyadesine müstehakdır. Hepimiz, Sana kuluz. Verdiğini engelleyici
yok, engellediğini de verecek kimse yok... Varlık sahibine varlığı
fayda vermez, varlık ve fayda Sendendir."
127-
Ebû Hüreyre'den rivâyet
edildiğine göre şöyle demiştir.
"Resûlüllah
sallallahü aleyhi ve sellem,
rükûdan belini kaldırdığı zaman:
"Semi'allâhu limen hamideh"
(Allah, kendisine hamd edenin hamdini kabul eder ve onu
mükâfatlandırır) derdi. Sonra ayakta durunca:
'Rabbena leke'l-hamd"
(Ey Rabbimiz, hamd Sanadır) derdi."
Bir takım rivâyetlerde de:
"Ve leke'l-hamd" şeklindedir ve harfi ilâvesi vardır, ikisi de
güzeldir. Bu şekil, Buhârî ve
Müslim'de, ashâbdan çok
kimseler tarafından nakledilmiştir.
128- Ali ve İbn Ebî
Evfa'dan (radıyallahü anhüma)
şöyle rivâyet edilmiştir:
"Resûlüllah
sallallahü aleyhi ve sellem,
başını kaldırdığı zaman:
"Semi'allâhu limen hamidehu rabbenâ leke'l-hamdü mil'essemâvati ve
mil'el-arzı ve mil'e mâ şi'te min şey'in ba'du" (Allah kendisine
hamd edenin hamdini kabul eder ve onu mükâfatlandırır. Ey
Rabbimiz, gökler dolusu, arz dolusu ve bundan öte dilediğin şey
dolusu hamd sanadır)" derdi.
129- Ebû Sa'îd el-Hûdrî'den
(radıyallahü anh) rivâyet
edilmiştir ki:
“Rasulullah sallallahü aleyhi ve sellem,
başını rükû'dan kaldırdığı zaman, şöyle derdi:
Ey Rabbimiz, semavat ve arz dolusu, ve bundan öte dilediğin şey dolusu
hamd Sana'dir. Şeref ve övgü sahibi Allah, kulun dediğinden daha
ziyadesine müstahaktır. Hepimiz Sana kuluz. Allah'ım! Senin
verdiğini engelleyici yok; engellediğini de verecek kimse yok...
Varlık sahibine varlığı fayda vermez; varlık ve fayda sendendir."
130-
İbn Abbâs'ın
(radıyallâhu anhüma) rivâyetinden
nakledildiğine göre şöyledir:
Ey Rabbimiz, gökler dolusu, arz dolusu ve ikisi arası kadar ve bundan
öte dilediğin şey dolusu kadar hamd sanadır."
131- Rifa'a b. Rafi' Ez-Zurkî'den
(radıyallâhu anh) rivâyet
edildiğine göre şöyle demiştir:
"Birgün biz, Peygamber
sallallahü aleyhi ve sellem'in
arkasında namaz kılıyorduk. Rek'attan başını kaldırınca şöyle
dedi:
'Semi'allahu limen hamideh" (Allah,
kendisine hamd edenin hamdini kabul eder ve onu mükâfatlandırır).
Onun arkasında olan bir adam da şöyle dedi:
"Rabbena ve leke'l-hamdü hamden kesîren tayyiben mübâreken fîhi" (Ey
Rabbimiz! Kendisinde bereket olan, tertemiz çok çok hamd da
Sana'dır)... Peygamber
namazdan dönünce; konuşan kimdir? buyurdu.
Adam: Ben, dedi. Peygamber
(sallallahü aleyhi ve sellem)
buyurdu:
- Ben, otuz küsur melek gördüm ki, (sevabı) hangisi daha önce yazacak
diye acele ediyorlardı."
Fasıl:
Rükûdaki zikirler babında beyan etmiş olduğumuz üzere, bu zikirlerin
hepsini bir araya getirmek müstehabdır. Kısaltmak isteyen kimse:
“Semi'allahu limen hamideh - Rabbena leke'l-hamdü miî'essemâvâti ve
mil'el-arzı ve mâ beynehumâ ve mil'e mâ şi'te min şey'in ba'du”
Daha çok kısaltmak istiyorsa:
“Semi'allâhü Limen Hamideh - Rabbena Lekel-hamd" kadarını söyler.
Bundan daha azı yoktur.
Bil ki, bu zikirlerin hepsi, hem imâm, hem cemaat ve hem de yalnız
başına kılan için müstehabdırlar. Ancak imâm, cemaatın uzatmaya
rızası bulunduğunu biliyorsa bu zikirleri yapar; aksi hâlde
kısaltır.
Daha önce söylendiği gibi, bu zikirler sünnettir; vâcib değildir.
Bunlar terk edilirse, tenzihen mekruh olur ve sehiv (yanılma)
secdesi de yapılmaz. Rükûda ve secdede Kur’ân okumak mekruh olduğu
gibi, rükûdan kalkıp durulduğu zaman da mekruh olur. En doğrusunu
Allah bilir. |
٦- باب ما يقولُه في رفعِ رأسِه من الركوع وفي اعتدالِه
السنّة
أن يقول حال رفع رأسه: سَمِعَ اللّه
لِمَنْ حَمِدَهُ، ولو قال: من حمد اللّه سمع له، جاز، نصَّ
عليه الشافعي في الأمّ، فإذا
استوى قائماً قالَ:
رَبَّنَا لَكَ الحَمْدُ حمْداً طَيِّباً مُبارَكاً فِيهِ مِلْءَ
السَّمَوَاتِ وَمِلْءَ الأرْضِ وَمِلْءَ ما بَيْنَهُما وَمِلْءَ ما
شِئْتَ مِنْ شَيْءٍ بَعْدُ، أهْلَ الثَّناءِ والمَجْدِ، أحَقُّ ما
قَالَ العَبْدُ، وكلنا لَكَ عَبْدٌ، لا مانِعَ لِمَا أعْطَيْتَ،
وَلاَ مُعْطِيَ لِمَا مَنَعْتَ، وَلا يَنْفَعُ ذَا الجَدّ مِنْكَ
الجَدُّ.
١٢٧-
روينا في صحيحي البخاري ومسلم،
عن أبي هريرة
رضي اللّه عنه أنه قال: كأن
رسول اللّه
صلى اللّه عليه وسلم يقول:
"سَمِعَ اللّه لِمَنْ حَمِدَهُ"
حين يرفع صلبه من الركوع، ثم يقول وهو قائم:
"رَبَّنا لَكَ الحَمْدُ"
وفي روايات "ولَكَ الحَمْدُ"
بالواو، وكلاهما حسن.
وروينا مثله في الصحيحين عن
جماعة من الصحابة. (٦٩)
١٢٨-
وروينا في صحيح مسلم، عن
عليٍّ، وابن أبي أوفى
رضي اللّه عنهم:
أن
رسول اللّه صلى اللّه عليه وسلم
كان إذا رفع رأسه (٧٠) قال:
"سَمِعَ اللّه لِمَنْ حَمِدَهُ، رَبَّنا لكَ الحَمْدُ مِلْءَ
السَّمَواتِ وَمِلْءَ الأرْضِ وَمِلْءَ ما شِئْتَ منْ شَيْءٍ
بَعْدُ". (٧١)
١٢٩-ـ
وروينا في صحيح مسلم، عن أبي
سعيد الخدري رضي اللّه عنه:
أن
رسول اللّه صلى اللّه عليه وسلم
كان إذا رفع رأسه من الركوع قال:
اللّهمَّ رَبَّنَا لَكَ الحَمْدُ مِلْءَ السَّمَوَاتِ وَالأرْضِ،
وَمِلْءَ ما شِئْتَ منْ شَيْءٍ بَعْدُ، أهْلَ الثَّناءِ وَالمَجْدِ،
أحَقُّ ما قالَ العَبْدُ وكُلُّنا لَكَ عَبْدٌ،
اللّهمَّ لا مانِعَ لِمَا أعْطَيْتَ، وَلا مُعْطِيَ لِمَا مَنَعْتَ،
وَلايَنْفَعُ ذَا الجَدّ مِنْكَ الجَدُّ".) (٧٢)
١٣٠-
وروينا في صحيح مسلم أيضاً، من
رواية ابن عباس:
"رَبَّنَا لَكَ الحَمْدُ مِلْءَ السَّمَواتِ وَمِلْءَ الأرْضِ وَما
بَيْنَهُما، وَمِلْءَ ما شَئْتَ مِنْ شَيْءٍ بَعْد (٧٣)
) مسلم (٤٧٨)،
والنسائي ٢/١٩٨.)
مسلم (٤٧٨)،
والنسائي ٢/١٩٨.)
١٣١-
وروينا في صحيح البخاري، عن
رفاعة بن رافع الزرقي رضي اللّه عنه
قال: كنا يوماً نصلي وراء النبيّ
صلى اللّه عليه وسلم، فلما رفع رأسه من الركعة قال:
"سَمِعَ اللّه لِمَنْ حَمِدَهُ"
فقال رجل وراءه:
"رَبَّنَا وَلَكَ الحَمْدُ حَمْداً كَثِيراً طَيِّباً مُبارَكاً
فِيهِ، فلما انصرف قال قال:
”مَن المُتَكَلِّمُ؟" قال: أنا، قال قال:
”رأيتُ بِضْعَةً وثَلاثِينَ يَبْتَدِرُونَها أيُّهُمْ يَكْتُبُها
أوَّلُ". (٧٤)
فصل:
اعلم أنه يُستحبّ أن يجمع بين هذه الأذكار كلها على ما قدّمناه في
أذكار الركوع، فإن اقتصر على بعضها فليقتصرْ على
"سمع اللّه لمن حمده ربنا لك الحمد ملء السموات ومَلْء الأرض وما
بينهما، وملء ما شئت من شيء بعد"
فإن بالغَ في الاقتصار اقتصر على "سمع
اللّه لمن حمده ربنا لك الحمد" فلا أقلّ من ذلك.
واعلم أن هذه الأذكار كلها مستحبة للإِمام والمأموم والمنفرد، إلا أن
الإِمام لا يأتي بجميعها إلا أن يعلم من حال المأمومين أنهم يُؤثرون
التطويل. واعلم أن هذا الذكر سنّة ليس بواجب، فلو تركه كُرِهَ له
كراهةَ تنزيه ولا يسجدُ للسهو، ويُكره قراءةُ القرآن في هذا الاعتدال
كما يُكره في الركوع والسجود، واللّه أعلم. |