بِسْمِ اللَّهِ
الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
أَرَأَيْتَ الَّذِي يُكَذِّبُ بِالدِّينِ
(١)
فَذَلِكَ الَّذِي
يَدُعُّ الْيَتِيمَ (٢)
وَلاَ يَحُضُّ
عَلَى طَعَامِ الْمِسْكِينِ (٣)
فَوَيْلٌ
لِلْمُصَلِّينَ (٤)
اَلَّذِينَ هُمْ
عَنْ صَلاَتِهِمْ سَاهُونَ (٥)
اَلَّذِينَ هُمْ
يُرَاءُونَ (٦)
وَيَمْنَعُونَ
الْمَاعُونَ (٧) |
Era'eytellezî yükezzibü bi’d-dîn. Fezâlike’l-lezî, yedu'u’l-yetîm.
Ve lâ yehuddu alâ ta'âmi’l-miskîn. Fe-veylün li’l-müsallîn.
Ellezîne hüm an salâtihim sâhûn. Ellezîne hüm yürâûne. Ve
yemne'ûne’l-mâ'ûn.
Rahmân (ve) rahîm
(olan) Allah’ın ismiyle.
107/1. Gördün mü, o dîni
(hesap ve ceza gününü) yalanlayan (Ebû Cehil veya
Ebû Süfyân yahut Velîd b. Mugîre veyahut Âs b. Vâil veya bir
Münâfık)ı.
107/2. İşte o, yetimi
(öksüzü) iter, kakar.
107/3. Yoksulu doyurmaya (ne
ailesini, ne başkalarını) teşvik etmeyen odur!
107/4. (Bu vasıflarla)
namaz kılanlara veyl (şiddetli azap) olsun!
107/5. Onlar kıldıkları namaz(ların)dan
gâfildirler. (Onlar namazlarını vaktinde kılmayanlar veya
gafletlerinden dolayı namaza aldırış etmeyenlerdir.)
107/6. Onlar (ibadetlerinde,
hâl ve hareketlerinde halkın övgüsünü kazanmak düşüncesiyle)
riyakâr davranırlar (gösteriş yaparlar).
107/7. Onlar mâûna (zekâta
veya iğne, balta, çanak, çömlek, kova gibi emânet olarak verilmesi
âdet olanlara yahut su, ateş, tuz gibi şeyler ile yardımlaşmaya)
engel olurlar. |