Geri

   

 

 

İleri

 

Fîl Sûresi

 

 

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

أَلَمْ تَرَ كَيْفَ فَعَلَ رَبُّكَ بِأَصْحَابِ الْفِيلِ (١)

 

أَلَمْ يَجْعَلْ كَيْدَهُمْ فِي تَضْلِيلٍ (٢)

 

وَأَرْسَلَ عَلَيْهِمْ طَيْرًا أَبَابِيلَ (٣)

تَرْمِيهِمْ بِحِجَارَةٍ مِنْ سِجِّيلٍ (٤)

 

فَجَعَلَهُمْ كَعَصْفٍ مَأْكُولٍ (٥)

Elem tera keyfe fe'ale rabbüke bi-ashâbi’l-fîl. Elem yec'al keydehüm fî tadlîl. Ve ersele aleyhim tayran ebâbîl. Termîhim bi-hıcâratin min siccîl. Fece'alehüm ke'asfin me'kûl.

Rahmân (ve) rahîm (olan) Allah’ın ismiyle.

105/1. (Ey Resûlüm,) Rabbinin (Kâ’be'yi yıkmak istiyen Ebrehe komutasındaki) fîl ashâbına (fillerle teçhiz edilmiş orduya) ne yaptığını görmedin (bilmedin) mi? (Tevâtür olarak işittiğin bu haberi, görmüş gibi bilmektesin. İçinde bulunduğun toplum da bunu bilmektedir.)

105/2. (Allahü teâlâ) onların tuzaklarını (kötü plânlarını) boşa çıkarmadı (onları helâka uğratmadı) mı?

105/3. Onların üzerine (bölük bölük) ebâbîl kuşlarını gönderdi.

105/4. Onlara siccîl (pişmiş ve sertleşmiş çamur)dan taşlar atıyorlardı. (Taşlar, nohuttan küçük mercimek büyüktü. Her bir taşın kime ait olduğu, kime atılacağı üzerinde yazılı idi.)

105/5. Sonunda (Allahü teâlâ) onları, (kurt tarafından veya özü yahut tanesi) yenilmiş ekin yaprağı gibi yaptı. (Taşlar kime isabet etmişse, onu delik deşik ederek yere serdi. Ordu perişan oldu. Ancak çok küçük bir grup kaçabildi. Onlar da başlarına gelen bu fecî olayı anlattıktan sonra helâk oldular.)