Geri

   

 

 

İleri

 

2 Muhayyerliği (Caymayı) Şart Kılma

Satışda muhayyerliğin şart kılınması satıcı ve alıcı için caizdir. Her ikisi için üç gün ve daha az zaman muhayyerlik şart edilmesi câ izdir. (Yâni ben üç güne kadar cayarsam malımı geri alırım veya geri veririm gibi.) Ebû Hanife (rahmetüllahi aleyh) ye göre üç günden fazla muhayyerlik caiz değildir.

Ebû Yusuf ve Muhammed (rahmetüllahi aleyhima) dediler ki; belli bir müddet söylendiği zaman caizdir. (Meselâ on gün gibi).

Satıcının muhayyerliği, satılan malın onun mülkünden çıkmasına mâni olur, o halde eğer o malı müşteri götürürse ve müşterinin elinde helak olursa müşteri ancak onun kıymetiyle mes'ul olur. (Onun kararlaşmış fiyatıyla değildir). Müşterinin muhayyerlik şartını ileri sürmesi, satılan malın satanın mülkünden çıkmasına mâni olamaz. İmam-ı Ebû Hanife'ye göre, o mal, müşterinin mülkü de değildir. İki imama göre, müşteri, o malı mülk edinir, eğer müşterinin elinde helak olursa, aralarında kararlaştırılmış semeni (fiyatı) verecektir.

Eğer o mal kusurlu olursa hüküm yine böyledir.

Taraflardan kim, caymayı şart kılarsa müddetinde cayabildiği gibi satışı da kesinleştirebilir. Arkadaşı olmadığı bir yerde satışı kesinlikle kabullendiğini söylerse, caizdir. Bozmaksa ancak diğerinin bulunduğu bir yerde bozabilir.

Kendisine caymak hakkı olan zatın, ölümüyle hakkı iptal olunur, varislerine intikal etmez.

Fırıncıdır veya yazardır diye satın aldığı köle, aksine çıkarsa, müşteri muhayyerdir, dilerse, onu bütün fiyatla kabul eder, dilerse terkeder (Yani fiyat eksiltip almak yoktur.)

Görmek Suretiyle Cayma

Görmediği bir şeyi satın almak câizdir, fakat gördüğü zaman cayabilir; isterse kabullenir, dilerse reddeder. Kişi, görmediği malını satarsa, bilâhare gördüğü zaman cayamâz. Yığının yüzüne, durulmuş elbisenin görünür tarafına, cariyenin yüzüne veya hayvanın yüz ve sağrılarına (kalçalarına) bakarak satın alırsa, bir daha kendisine pişmanlık (caymak) yoktur.

Satın aldığı evin odalarını görmeyip ancak sofa (salon) sını görüp alırsa caymak yoktur. Körün, alış verişi caizdir. Satın aldığı zaman (aldanmış ise) cayabilir. Eğer ellenmekle bilinir cinstense satılan mal, kör de onu elleyerek alırsa veya koklanmakla bilinen bir malı, koklamakla alırsa veya tatmakla bilinen malı tadarak alırsa cayamaz. Arazide, kendisine vasıfları söylenmedikçe caymak hakkı düşmez.

Başkasının mülkünü satarsa, mülk sahibi muhayyerdir; dilerse satışı caiz kılar, dilerse fesheder. Bu şekil satışın caiz kılınması ancak satılan malın varlığına ve satış yapan iki tarafın caymamalarına bağlıdır.

Satın aldığı iki elbiseden birisini görüp diğerini görmediği halde almışsa, sonra diğerini gördüğünde her ikisini de çevirebilir. Görüşten dolayı caymak hakkı olan kimse, görmezden evvel ölürse cayma hakkı düşer.

Bir şeyi görüp, aradan bir müddet geçtikten sonra onu satın alırsa, eğer gördüğü keyfiyet üzere ise caymak hakkı yoktur, şayet bozulmuş olduğunu görürse cayabilir.

Kusurdan Dolayı Cayma

Alıcı, satın aldığı malda bir kusur görürse muhayyerdir; dilerse konuşulmuş olan bütün fiyatla kabul eder, dilerse geri verir. O malı kabul etmek ve kusur için de paranın bir kısmını geri almak yoktur.

Tüccarların nazarında fiyatın düşüklüğünü icap ettiren her şey, kusur sayılır.

Baliğ olmazdan evvel, hırsızlık yapmak, yatağa işemek ve efendinden kaçmak, küçük köle için kusur sayılır. Müşterinin yanında baliğ olunca bu kusurları birkaç defa yapmadıkça kusur sayılmaz.

Câriye hakkında, ağız ve koltuk kokusu kusur sayılır, köle hakkında ise kusur sayılmaz. Ancak hastalıktan mütevellit ise sayılır.

Zinacı olmak, zinacının velâdı olmak, câriye hakkında kusur sayılır, köle hakkında ise kusur değildir.

Müşterinin yanında, satın aldığı malda bir kusurun peydah olması sayesinde bayiin (satıcının) yanındaki eski bir kusura muttali oldu ise, yeni kusurun eksikliğini ödemekle o malı eski sahibine,—yeni kusuru ile beraber kabul eder ve razı olursa —verir. (Eğer satıcı geri almazsa, eski kusurun eksikliğini alıcıya geri verecektir.)

Müşteri, aldığı kumaşı elbise olarak kesmiş ve dikmiş veya boyaya atmış veya satın aldığı kavutu (kavuzu) yağla karıştırmış, bunları yaptıktan sonra eski bir kusurun varlığına vâkıf olmuş ise, ancak o kusur sebebiyle vücuda gelen eksikliğin karşılığını geri alır, o, malın geri alınması ise, satıcıya düşmez.

Bir köleyi satın aldıktan sonra, âzât ettiği veya öldüğü zaman kusurlu olduğuna vâkıf oldu ise, ancak kusurdan dolayı noksanlığı geri alır. Müşteri, satın aldığı köleyi öldürürse veya satın aldığı malı yerse, sonra kusurlu olduğuna vâkıf olursa, Ebû Hanife (rahmetüllahi aleyh) ye göre, hiç bir şey geri alamaz. Ebû Yusuf ve Muhammed (rahmetüllahi aleyhima) e göre alır.

Köleyi satarsa, alıcı da başka birisine satarsa ve ikinci satıcıya kusurundan dolayı geri verilirse, eğer ikinci satıcı, o, köleyi hâkimin hükmüyle kabullenmiş ise, birinci satıcıya geri yerebilir.

Eğer ikinci satıcı hâkimin hükmü olmaksızın geri almışsa birinci satıcıya geri veremez.

Bir köleyi bütün kusurlarım (yâni o kölede ne kusur olursa olsun geri çevirmemek) kabul etmek şartıyla satın alırsa, hiç bir kusurdan dolayı geri veremez. Velev ki kusurları teker teker isimlendirip söylemezse...