Geri

   

 

 

İleri

 

3 NAMAZIN ŞARTLARI VE RUKÜNLERİ

1 Namazın Doğru Olabilmesi için Gerekli Şeyler

Namazın sıhhati için, mutlaka (şu) yirmi yedi şey şarttır:

(1) Hadesten (abdestsizlikten, cünüplükten, hayız ve nifastan) taharet (temiz olmak),

(2) Ayakların, ellerin ve alnın temas edeceği yerlere varıncaya kadar (namaz kılanın) vücûdunun, elbisesinin ve (namaz kılacağı) yerin göz yumulmayacak pislikten arınmış olmasıdır - ki, en doğrusu budur -.

(3) Avret yerlerinin kapatılması. Yaka ve etekten (baktığında avret mahallinin) görünmesinde beis yoktur.

(4) Kıbleye dönmek [Kâ'be'yi gören Mekkelinin gözünün gördüğü Kâ'be istikâmetine yönelmesi, Mekke'de – dahi bulunsa Kâ'be'yi göremeyenlerin Kâ'be istikametine yönelmeleri; farz olup doğrusu da budur],

(5) Vakit ve vaktin girdiğine inanmak,

(6) Niyet etmek ve

(7) Ara vermeden tahrîme (iftitah) tekbiri almak,

(8) İftitah tekbirini rükûya eğilmeden ayakta iken almak,

(9) Niyeti, iftitah tekbirinden sonraya bırakmamak,

(10) tek-; biri kendi duyabileceği bir sesle söylemek [en doğrusu da budur],

(11) İmamla kılanların, imama uymaya niyet etmeleri,

(12) (Kılınan) farzın ve vacibin belirtilmesi [nafilelerin belirtilmesi şart değildir],

(13) Nafilelerin dışındaki namazlarda ayakta durmak, rek’atında

(14) Farz namazların iki rek’atında, nafile namazların ve vitir namazının her rek'atında, bir âyet dahi olsa okumak,[namazın doğru olabilmesi için Kur'an'dan herhangi bir şey tayin (ve tesbit) edilmez.

(15) İmama uyanlar okumazlar, aksine okunanı dikkatle dinlerler. Okunduğu takdirde tahrîmen mekruh olur];

(16) Rükû etmek,

(17) Sert ve üzerinde alnın sabit kalacağı bir yere, el içi yahut, secde mahallinin temiz olması şartıyla, elbisenin herhangi bir tarafına da olsa, sedce etmek [burnun sert yerini alınla birlikte secdeye koymak vaciptir, alnın secdeye konulmasına mâni bir özür bulunmadığı halde sadece burunla secde etmek doğru değildir; en doğrusu da budur],

(18) Secde mahallinin ayakların konulduğu yerden yarım zirâ'dan daha fazla bir yükseklikte bulunmaması [secde mahallinin yarım zirâ'dan daha fazla yükseklikte bulunması halinde (yapılan) secdeler caiz olmaz. Ancak sıkışıklıktan dolayı kendi kıldığı namazın aynısını kılan bir başka kimsenin sırtına secde edilebiliri;

(19) (Secdede) hem ellerin hem de dizlerin (yere) konulması, doğrusu da budur; secde durumunda ayak parmaklarından bir kısmının yere konulması [ayağın üst kısmının konulması yeterli değildir];

(20) Rükûyu secdeden önce yapmak,

(21) Secdeden hemen hemen oturma durumuna gelinceye kadar doğrulmak (ki, en doğrusu da budur) ve

(22) Tekrar (ikinci) secdeye varmak,

(23) (Namazların) sonunda teşehhüd miktarı (ettahıyyâtü'yii okuyacak kadar) oturmak,

(24) Son oturuşu, (namazın diğer) rükünlerinden sonraya bırakmak,

(25) (Gerek rükünleri ve gerekse son oturuşu) uyanık iken yerine getirmek,

(26) Farzlarını ve sünnetlerini birbirinden ayırdedecek şekilde namazın keyfiyetini bilmek,

(27) Kılınan farz namazın nafile sayılmaması için bunun farz olduğuna (inanıp) itikad etmek.

2 Namazın Rükünleri

Bu sayılanlar içinde rükün olanlar, kıyam (ayakta durmak), okumak, rükû ve secdeler olmak üzere dörttür. Bir kısmı* (namazların) sonunda teşehhüd miktarı (et-tahıyyatuyü okuyacak kadar) oturmanın da (namazın) rükünlerinden olduğunu söylemişlerdir.

3 Namazın Şartları

Yukarıda sayılanların haricindekiler ise (namazların) şartları olup bunlardan bir kısmı namaza başlamanın sahih ve doğru olması içinki bunlar namazın dışında olanlardır- şart, diğerleri ise namazın sıhhat ve doğruluğunun devamı için şarttır.

4 Temizlik Şartıyla ilgili Hususlar

Üst yüzü temiz, alt yüzü pis olan keçe (ve benzeri şeyler) üzerinde namaz kılınır. (Etrafından ve ortasından) dikişli değilse pis olan elbisenin temiz yüzüne ve (elbise, yaygı, hasır ve îri şeylerin) temiz taraflarına, hareket ettirildiğinde pis olan hareket eder durumda da olsa, secde edilebilir ki, bu görüş doğrudur.

Sarığın herhangi bir tarafi pislendiğinde, temiz olan kısmı bırakılıp pis tarafı (namaz kılanın) eğilip doğrulması sonucu kımıldamayacak bir halde (yere) bırakılırsa, (bu şekilde) kılınan namaz caiz olur, (pis taraf) hareket ederse caiz olmaz.

Pisliği giderecek birşey bulamayan kimse, (öylece o) pislikle namazını kılar, sonra (bu namazın) iadesi (de) gerekmez.

5 Avret Mahallinin Örtülmesi İle İlgili Hususlar

İpek, ot yahut çamur (gibi şeylerle) de olsa örtünecek birşey bulamayanların dahi (kıldıkları namazın) iadesi gerekmez, anılmasında bir sakınca bulunmayan ve dörtte biri temiz bir örtü varken çıplak olarak namaz kılınmaz.

Dörtte birinden azı temiz olan (bir örtüy)le namaz (kılıp kılmamak) ihtilaflıdır. (Ne var ki,) tamamen pis bir elbise içerisinde namaz kılmak, çıplak olarak kılmaktan daha iyidir. Avret yerinin bir mm (dahi olsa) örtecek birşey bulunduğunda (bunun mutlaka) kullanılması gerekir. (Bununla) ön ve arka (taraf) örtülür, değilse ikisinden biri kapatılır. Bazıları arka, bir kısmı da ön (taraf) kapatılır dediler.

Çıplak kimsenin oturup ayaklarını kıble yönüne doğru uzatarak îmâ ile kılması menduptur (iyidir). (Ama) eğer ayakta îmâ ile yahut rükû ve secdeyle kılarsa da olur.

Erkeğin avret yeri, göbekle diz kapağının altı arasındaki bölgedir. (Hür olmayan) câriye (kadın)ların (göbekle diz kapakları arasmdaki bölgelerinden başka) ayrıca karın ve sırt bölgeleri ile, hür kadınların yüzleri, elleri ve ayakları hariç, bütün vücutları avret mahallidir.

Avret mahallinin dörtte birinin açılması namazın sıhhatine mânidir. Avret mahallinden olan azaların değişik yerleri açılır da bu açılan yerlerin toplamı avret mahallindeki en küçük âzânm dörtte birine ulaşırsa namaza mâni olur, aksi halde olmaz.

6 Kıbleye Dönme Şartı İle ilgili Hususlar

Hastalık yüzünden, (binek) hayvanından inemediğinden veya düşman korkusundan kıbleye yönelemeyenlerin kıblesi, dönebildiği ve emin bulduğu yöndür. Kıble tarafını bilemeyen kimse, eğer bunu bildirecek ne bir kimse ve ne de (cami ve) mihrap (gibi bir şey) yoksa (kıbleyi olabildiğince) araştırır (sonra namazını kılar), hatalı (yöne doğru kılmış) olduğu (sonradan) anlaşılsa bile namazını) iade etmez. Eğer hatasını namazdayken anlarsa, üzünü (kıble tarafına) döndürür ve (namaza) devam eder. (Kıbleyi) araştırmaksızın (namaza) başlar da (namazdan) ayrıldıktan sonra doğru yöne kıldığını anlarsa namazı sahih olur. Şayet doğru yöne döndüğünü namaz içinde anlarsa, tıpkı doğru yön hiç bilinmeksizin kılındığında bozulduğu gibi namazı bozulur. Bir takım insan (kıbleyi) araştırsalar ve imamlarının durumunu (ne yöne döndüğünü) de bilmeden namazlarını kılsalar (kıldıkları bu namaz) yeterli olur.

7 Namazın Vacipleri

Namazın vacipleri on sekiz olup şunlardır:

(1) Fatiha okumak,

(2) İlâve olarak ve tayin etmeksizin farz namazların herhangi iki rek'atı ile vitir ve nafile namazların her rek'atında bir sûre veya üç âyet okumak,

(3) (Vacip olan) okumayı farzlarda ilk iki rek'ata tahsis etmek,

(4) Fâtiha'yı sûreden önce okumak;

(5) Secdede alınla birlikte burnu da (yere) koymak,

(6) Bütün rek'atların ikinci secdelerini öbür rek'ata geçmeden önce yapmak,

(7) Rükünlerdin edasında (uzuvların sükûnete kavuşması), itminan elde edilmesi,

(8) Birinci (tahiyyata) oturuş ve

(9) Oturuşta teşehhüd (et-tâhiyyâtü'yü) okumak - ki, doğrusu da budur -,

(10) (Aynı şekilde) et-tehıyyâtü’yü son oturuşta (da) okumak,

11) Teşehhüdden (hemen) sonra gecikmeksizin üçüncü rek'ata kalkmak,

(12) (Selâm esnasında) "es-selâm" kelimesini söylemek “aleyküm”ü (söylemek vacip) değil;

(13) Vitir (namazın)da (okunan) kunut (duaları),

(14) Her iki bayram namazlarında alınan tekbirler,

(15) Bütün namazlarda iftitah (başlangıç) için (başka bir zikirle değil de) tekbiri (=Allahü ekber lafzını) seçmek [ancak bayım namazlarında değil],

(16) Her iki bayram namazlarının ikinci rek'atlarında rükû için tekbir almak;

(17) İmamın sabah namazında, kaza kılarken de olsa akşam ve yatsı namazlarının ilk rek'atlarında, cuma, bayram namazları, teravih ve Ramazanda (kılınan) vitir namazlarında açıktan okuması,

(18) Aynı şekilde imamın öğle ve ikindi namazlarında, akşam ve yatsı namazlarında ilk iki rek'attan sonra gizli okuması; gündüz kılınan nafile namazlarda gizli okumak, (akşam, yatsı ve sabah namazlarının) farzlarını tek başına kılanlar tıpkı gece nafile kılanlar gibi gizli veya açıktan okumakta serbesttirler. Yatsının (ya da akşamın) ilk iki rek'atlarında okunamayan sûreler, Fatiha ile birlikte son iki rek'atlarda açıktan okunur, ama okunamayan Fatiha iki rek'atlarda tekrar edilmez.

8 Namazın Sünnetleri

Namazın sünnetleri elli birdir:

(1) İftitah tekbiri için erkekler ve cariyelerin, ellerini kulak azasına kadar, hür kadınların ise omuz hizasına kadar kaldırmak,

(2) (Tekbir sırasında) parmakları açık (kendi haline) bırakmak,

(3) İmama uyanların iftitah tekbirlerini imamla birlikte almaları;

(4) Erkeğin, sağ eli sol elinin üzerinde olarak göbeğinin altına koyması [ellerin durumu şöyle olur: Sağ elin iç kısmı sol elin dış tarafına konulur, bilek üzerinde baş ve küçük parmaklar halka yapılır];

(5) Kadınların halka yapmaksızın ellerini göğüsleri üzerine koymaları,

(6) Sübhaneke okumak;

(7) Okumak için "Eûzü billahi mine'ş-şeytanirracîm" demek,

(8) Her rek'atın evvelinde "besmele" çekmek,

(9) Âmin demek,

(10) "Allahümme rabbena ve leke'l-hamd" demek,

(11) Bunları gizli söylemek,

(12) İftitah tekbiri sırasında başı eğmeden dengeli bir vaziyet almak;

(13) İmamın, tekbir ve "Semiallahü limen hamideh" (cümlesin)i açıktan söylemesi,

(14) Ayakta dururken ayakların arasının dört parmak kadar açılması;

(15) Mukîm bulunuluyorsa eğer, sabah namazında Fatiha'dan sonra "Uzun Mufassallardan, ikindi ve yatsı namazlarında "Orta Mufassal"lardan, akşamda ise bunların kısalarından bir sûre okumak, [yolcu olanlar dilediği herhangi bir sûreyi okuyabilirler],

(16) Sadece sabah namazlarının birinci (rek'atların)da sûreyi uzun tutmak,

(17) Rükûnun tekbiri;

(18) (Rükûda) üç kere tesbîh (Sübhane Rabbiye'l-azîm) söylemek,

(19) Parmaklarını açarak

(20) Dizlerini elleriyle kavramak [hanımlar parmaklarını açmazlar],

(21) (Rükûda) bacakları dik ve sırtı düz tutmak,

(22) (Rükû sırasında) başı ve arkayı aynı hizada bulundurmak,

(23) Rükûdan kalkmak,

(24) Sonra kalkıp (uzuvların yerli yerine oturmasını temin edip) mutmain olmak,

(25) Secde için (önce) dizleri, sonra elleri, sonra da yüzü (alnı yere) koymak,

(26) Kalkarken bunların aksini yapmak,

(27) Secdeye giderken ve

(28) Secdeden kalkarken tekbir getirmek,

(29) Secdeyi iki ellerin arasına yapmak ve

(30) Secdede üç kere "Sübhane Rabbiye'l-A'lâ" demek;

(31) Erkeklerin (secde esnasında) uyluklarını karınlarından ayrık tutmaları,

(32) Dirseklerini böğürlerinden ayırmaları ve

(33) Kollarını yerden kaldırmaları;

(34) Kadınların ise (dirseklerini) yere indirmeleri ve uyluklarını karınlarına yapıştırmaları;

(35) İki secde arasında doğrulup

(36) Oturmak ve

(37) Teşehhüdde oturur gibi elleri uylukların üstüne koymak,

(38) (Oturuşlarda) sol ayağın yatırılıp sağ ayağın dikilmesi,

(39) Kadınların, kalçalarının üstüne oturmaları

(40) (et-Tehıyyatü'de) şahadet kelimesini söylerken, "lâ ilâhe" kelimesinde sağ elin işaret parmağıyla işaret edilmesi (yani kaldırılması) ve "illâllah"da ise indirilmesi,

(41) (Farzların) ilk iki rek’atından sonra Fatiha okumak,

(42) Son oturuşta Hazreti Peygamber'e salevât okumak2 ve

(43) İnsan sözüne değil de Kur'an'dakilere, Rasûlullah (Sallallahu aleyhi ve sellem)'inkine benzer dualar okumak;1

(44) Selâm verirken (önce) sağa, sonra sola dönmek;

(45) İmamın (selâm verirken) insanları Hafaza meleklerini ve salih cinleri kasdederek, selâm vermesi ki, en doğrusu da budur;

(46) İmama uyanların da, eğer imam (döndükleri) cihette bulunuyorsa, selâm verirlerken imamı, (aynca) cemaatı, Hafaza meleklerini ve cinlerin salihlerini kasdederek selâm vermeleri,

(47) Tek başına kılanların, selâm verirken sadece melekleri niyetlerinden geçirmeleri,

(48) ikinci selâmı, birinciden daha alçak bir sesle vermeleri,

(49) (Cemaatla kılanların) selâmlarını imamla birlikte vermeleri,

(50) Selâm vermeye sağdan başlamak,

(51) (Namaza) sonradan yetişenlerin, imamın (namazdan) ayrılışlarını beklemeleri.

9 Namazın Âdabı

(1) Tekbir alırken erkeklerin, ellerini (elbiselerinin) kollarından dışarı çıkarmaları;

(2) namaz kılanların ayaktayken secde mahalline, rükûda ayaklarının üstüne, secdede burnun yan taraflarına, otururken kucaklarına, selâm verirken omuzlarına yücelt. Ve Efendimiz İbrâhîm 'e ve onun ailesine hayır ve bereket verdiğin gibi Efendimiz Muhammed'e ve onun ailesine de her iki dünyada hayır ve bereket ver. Övgüye lâyık sensin (ve) yücelerden de yücesin Allah'ım..."

Namaz kılanların teşehhüdden sonra okumaları sünnet olan dualardan biri-, si de Rasûl (aleyhisselâm Hazreti Ebû Bekir (Radıyallahu anh)%e öğrettiği şu duadır:

"Allahümme innî zalemtü nefsi zülmen kesîran ve innehû lâ illâ ente. Fağfir lî mağfiraten min indike verhamnî, inneke ente'l-Rahîm."

Manası: "Allah'ım, ben nefsime çok çok zulmettim. Günahları, başkaları değil, yalnızca sen affedersin. Beni dergâh-ı ilâhinde affeyle ve bana merhamet eyle; sen çok affedici ve pek merhametlisin." bakmaları;

(3) Öksürüğe mümkün mertebe mâni olmak,

(4) Esnerken ağzı kapatmak,

(5) "Hayye ale'l-felâh" denildiğinde ayağa kalkmak,

(6) "Kad kâmeti's-salâtü" denildiği zaman imamın namaza başlaması... (Bütün bunlar) namazın âdâbmdandır.

10 Namaz Nasıl Kılınır?

Erkekler namaz kılmak istediklerinde ellerini (elbiselerinin) kollarından (dışarı) çıkarırlar ve kulaklarının hizasına kaldırırlar. Sonra niyet ederek "Allah" lafizınm (elif harfini) uzatmaksızm tekbir alırlar. "Sübhânallah'gibi sırf Allah'ın zikriyle ilgili her türlü cümleyle ve Arapçasını söylemekten âciz olanların Farsça (veya bir başka dil) ile (namaza) başlamaları uygundur. (Arapçasıyla başlamak) mümkün iken Farsça (veya diğer diller) ile başlamak ve bu dil(ler) ile (namazda) okumak uygun değildir. En doğrusu da budur. Sonra iftitah tekbirinin hemen ardından, ara vermeksizin sağ el sol elin üzerinde göbek altına koyarlar ve, "Sübhanekallâhümme ve bihamdik ve tebârekesmük ve teâlâ ceddük ve la ilahe ğayruk (duasını) okurlar. Namaz kılan herkes bunu okumalıdır. Sonra okuma(ya başlama)k için gizlice "eûzü" çekerler. (İmama) sonradan uyanlar da "eûzü"yü okurlar, imama zamanında yetişenler değil. Bayram namazlarında "eûzü", tekbirlerden sonraya bırakılır. Sonra gizlice "besmele" çekerler. Besmele her rek'atta, sadece "Fâtiha"dan önce çekilir. Sonra Fatiha okurlar, imam ve cemaat (Fâtiha'nın ardından) gizlice "âmîn" derler. Sonra bir sûre veya üç âyet okurlar ve tekbir alıp rükûya giderler. Rükûda uzuvlar sükûnet ve istikrar bulmalı, (vücudun) baş kısmı arka tarafla aynı hizada olmalı, parmak araları açık ellerle dizleri kavramalıdır, rükûda en az üç kere teşbih (yani "sübhane rabbiye'l-azîm") okurlar. Sonra gerek imam ve gerekse tek başına kılanlar, "semiallahü limen hamiden, Rabbena leke'l-hamd diyerek başlarını (rükûdan) kaldırırlar ve uzuvların sükûnet ve istikrarını temin ederler. (İmama) uyanlar, (sadece) "Allahümme Rabbena ve leke'l-hamd" demekle yetinirler. Sonra secdeye gitmek üzere tekbir alırlar, (önce) dizlerini, sonra ellerini yere koyarlar. Yüzlerini de iki ellerinin arasına koyarak, uzuvları yerli yerine oturmuş bir halde burun ve alımlarıyla birlikte secde ederler ve en az üç kere teşbih (yani Sübhâne rabbiye'l-a'lâ okurlar. Karınlarını uyluklarından ve sıkışıklık yoksa dirseklerini yanlarından ayırırlar.1 El ve ayak parmaklarını kıbleye yöneltirler. [Kadınlar kollarım yanlarına indirir, uyluklarını karınlarına yapıştırırlar.] (Sonra) iki secde arasında uzuvları istikrar ve sükûnet bulacak şekilde otururlar ve ellerini uyluklarının üstüne koyarlar. Tekrar "Allahü ekber" deyip secdeye kapanırlar, (yine) uzuvların istikrar ve sükûnetini temin ederler; uyluklarım karınlarından, kollarını yanlarından ayırırlar ve (secdede) üç kere teşbih okurlar. Sonra tekbir alıp oturmadan ve elleriyle yere dayanmadan kalkarlar.

İkinci rek'at da (tıpkı) birinci rek'at gibi kılınır. Ancak (bu rek'atta) "Sübhâneke" okunmaz, "Eûzü" çekilmez ve tekbir alınırken eller kaldırılmaz.

(Ellerin Kaldırılması Sünnet Olan Haller:)

1) Ellerin kaldırılması, (ancak) bütün namazların başlangıcında,

2) Vitir namazlarında kunût için tekbir alındığında,

3) Bayramlarda fazladan alman tekbirlerde,

4) Kâ'be'yi görünce,

5) Hacerü'l-Esved'i selâmlarken,

6) Safa ve Merve ye çıkıldığında,

7) Arafat ve Müzdelife'deki vakfelerde,

8) Birinci ve ikinci taşlamalar sırasında ve

9) Namazları müteakip tesbihler(den sonra yapılan dualar)da sünnettir. Erkekler ikinci rek'atm secdelerini yaptıktan sonra sol ayaklarını yatırarak üzerine otururlar ve sağ ayaklarım (ise) dikerek parmaklarını kıbleye çevirirler. Ellerini, uyluklarının üstüne parmaklar açık olarak koyarlar [kadınlar (daha önce belirtildiği şekilde) kalçalarının üstüne otururlar] ve İbn Mes'ûd (Radıyallahu anh)' teşehhüdünü (et-tahiyyâtü'yü) okurlar, (ettahiyyâtü'nün) şahadetlerini söylerken işaret parmaklarını "lâ ilahe" kelimesinde kaldırır ve "illallah" kelimesinde indirirler. Birinci oturuşta "et-tahıyyâtü"ye birşey ilâve etmezler, et-tahıy-yâtü'nün tamamı şöyledir:

"et-Tehıyyâtü lillâhi, ve's-salevâtü ve't-tayyibâtü, es-selâmü aleyhe eyyühe'n-Nebiyyü ve rahmetü'ilahi ve berekâtühû, es-selâmü aleynâ ve ala ibâdillahi's-sâlihin, eşhedil en lâ ilahe il-la'llahü ve eşhedil enne Muhammeden abdühû ve Rasûlühû

(Farzların) ilk iki rek’atından sonrakilerde Fâtiha'yı okurlar. Sonra oturup et-tahiyyatü'yü ve ardından Peygamber Efendimiz'e salevât'ı okurlar. Sonra da Kur'an'dakilere ve Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem'in dualarına benzeyen duaları okuyup önce sağa, sonra da sola "es-selâmü aleyküm ve rahmetullâh" diye, daha önce de belirtildiği gibi, yanındakileri kasdederek selâm verirler.

Geçmiş Konularla İlgili Sorular

Lügat ve ıstılah yönünden "şart" ve "rükün" nedir? Namaza başlamanın doğru olabilmesi ve namazın sıhhatinin devamı için şartlar nelerdir ve bu ikisi arasında ne gibi bir fark vardır?

Namazın, üzerinde ittifak edilen rükünleri nelerdir ve rükün olup olmadığı ihtilaflı olanlar hangileridir?

Üst yüzü temiz ve alt yüzü pis olan keçenin üzerinde namaz kılınabilir mi? Bir ucu pis olan sarığın temiz tarafı başta bırakılıp pis tarafı yere konulması hususunda nasıl bir hüküm verilebilir?

Pisliği giderecek birşey bulunmadığı zaman yapılacak şey nedir? Avret yerini örtecek birşey bulamayanlar ne yaparlar ve (avret yerini örtecek) dörtte biri temiz bir elbise bulanlar ne yaparlar? (Avret yerini örtecek) elbisenin dörtte birinden azı temiz olması halinde ne gibi bir hüküm verilebilir? Avret mahallini örtecek ipekten birşey bulunuyorsa, bunun için ne söylenebilir?

Çıplak olarak kılınan namazlarda mendub olan şey nedir? Namazda erkeklerin, hür olan ve olmayan kadınların avret mahallerini açıklayınız.

Namaz kılan kimsenin avret mahallinden olan uzuvlarından bir uzvunun dörtte birinin açılmasının hükmü nedir?

Elbisesi yırtılmak suretiyle avret mahallinin muhtelif yerlerinden açılan bir kimse için ne denilebilir? Namaz kılan kimsenin kıblesi ne zaman yüzünü çevirebildiği taraf olur?

Kıblenin ne taraf olduğunu bilemeyenler ne yaparlar? Yanlış istikamete doğru namaz kıldığını namaz içinde anlayanlar ne yaparlar? Kıbleyi öğrenmek için ne zaman araştırma yapılır? (Kıbleyi) araştırmadan namaz kılanlar için hüküm nedir?

Namazın vacipleri nelerdir? Vacib, lügat ve ıstılah yönünden ne demektir? Vacible farz, vâcible sünnet arasındaki fark nedir?

Rükün olan, vâcib ve sünnet olan kıraat... Bu üçünün arasındaki sınırları belirtiniz.

Namazın sünnetleri nelerdir? Sünnetle ilgili hükümlerden bildiklerinizi söyleyiniz.

Erkekler iftitah tekbirinde ellerini nasıl, hanımlar nasıl kaldırırlar? Erkeklerle hanımlar ellerini nasıl bağlarlar?

Kur'an'ın "mufassallarını biliyor musunuz? Uzun mufassallar, orta ve kısa mufassallar nelerdir?

Hades, lügat ve şer'î yönden ne demektir, kaç kısma ayrılır, küçük ve büyük hades nedir?

Namaz kılanlar avret yerlerini kendilerinden de saklamalt mıdırlar? Eğer bu konuda görüş ayrılığı varsa açıklayınız. Mekkeli olanlarla olmayanların "kıbleye dönme" farz! karşısındaki durumları nedir? Kâ'be'yi görenlerle görmeyenler arasında (kıbleye dönme açısından) bir benzerlik var mıdır?

Lügat ve şer'î yönden "tahrîme" ne demektir ve (iftitah tekbirine) niçin bu ad verilmiştir?

Farzı belirtmek ne demektir; bu, (namaza) başlarken ve devam ederken mi, yoksa sadece başlarken mi şarttır ve bununla ilgili hususlar nelerdir? Okumak, niçin farz kılınırken farzların iki rek atında ve nafilelerle vitir namazların her rek'atında farz olmuştur?

Secde edilen yerde sertliğin hissedilmesi ne demek?

Önünde bulunan birinin sırtına sedce etmenin doğru olabilmesinin şartı nedir?