Geri

   

 

 

İleri

 

6 Tekvîn

Tekvîn yaratma, Allahü teâlâ'nın ezelî sıfatıdır.

Tekvîn, Allah'ın âlemi ve âlemdeki parça ve bölümlerden her bir parça ve bölümü, ezelde değil, “var olacakları vakit” ilmine ve irâdesine uygun şekilde halk etmesidir.

Bizce Eş'arî hariç diğer Sünnî kelâmcılara göre tekvîn, mükevvenden başkadır. Eser tesirden, fiil mefûlden ayrıdır. Zira, fiil, zaruri olarak mef’ûlünden başkadır, ona mugayirdir.

Mâverâun-nehir ulemasının muhakkikleri şu kanâattedirler: (Terzîk, tasvir, ihya...) bütün (fiilî) sıfatların mercii tekvindir. Tekvin hayata taalluk ederse, ihya, ölüme taalluk ederse imâte (öldürme), surete taalluk ederse tasvir, rızka taalluk ederse terzik… gibi isimler alır.

Bunların her biri bir tekvin (oluş ve yaratış) dır, özel olmaları, (tekvine âit) taallûkların özel olmasından ileri gelmektedir.

İrâde, Allahü teâlâ'nın zâtı ile kâim olan ezelî bir sıfatıdır.

Allahü teâlâ'yı görmek akıl yönünden câizdir.

Allahü teâlâ’yı görmek naklen âyet ve hadislerce açıklandığı üzere vâciptir.

Bu konuda, âhiret yurdunda mü’minlerin Allahü teâlâ'yı görmelerini gerekli kılan sem'î işitmeye âit ve naklî deliller mevcuttur.

Bir mekânda, bir cihette olmadan, karşı karşıya olma hâli bulunmadan, ışınlar göze gelmeden ve görenle Allahü teâlâ arasında bir mesafe mevcut olmaksızın Hak teâlâ görülür.