Haber-i sâdık
doğru
haber iki çeşittir:
Biri:
Mütevâtir
haberdir.
O, yalan
üzere anlaşmaları ve birleşmeleri aklen mümkün olmayan bir
topluluğun diliyle sâbit olan
haberdir.
O
Mütevâtir haber,
mecburî olarak zarurî ve kesin bir bilginin elde edilmesini
gerektirir. Eski zamanlarda yaşamış hükümdarlar ve çok uzak ülkeler
hakkında edinilen bilgi gibi.
İkincisi:
Mu’cize ile desteklenen peygamberliği sâbit olan resûlün verdiği
haber vahiydir.
Üçüncüsü:
Aynı şekilde akıl da bir bilgi elde
etme vâsıtasıdır.
Akılla bedîhî
olarak apaçık hâsıl olan ilk bakışta derhal kavranan ve düşünmeye
ihtiyaç duyulmayan bilgi, zarurî bilgidir.
“Bütün
parçasından büyüktür”
cümlesindeki bilgi gibi.
Aklın
istidlâli
delil getirmesi
ile sâbit olan elde edilen bilgiler, iktisâbîdir
kazanılmıştır. |
والخَبـَرُ الصَّــادِقُ عَـلَى نَوْعَينِ:
أَحَدِهِمَا الخَـبَرُ المُتَواتِرُ، وَهوَ الخَـبَرُ
الثــَّابِتُ على أَلْسِنَةِ قَوْمٍ لا يُتصوَّرُ تَـواطُؤهُم، عَـلَى
الكَذِبِ، وَهوَ مُوجِبٌ للعِلْمِ الضَّـرُورِيِّ، كالعِلْمِ
بالمُلُوكِ الخَالِيَةِ في الأزْمِنَةِ المَاضِيَةِ والبُلدَانِ
النَّائِيَةِ.
والنوع الثاني: خبر الرسول المؤيد
بالمعجزة، وهو يوجب العلم الاستدلالي، والعلم الثابت به يضاهي العلم
الثابت بالضرورة في التيقن والثبات.
وأما العقل فهو سبب للعلم أيضاً، وما
ثبت منه بالبديهة فهو ضروري، كالعلم بأن كل شيء أعظم من جزئه.
وما ثبت بالاستدلال فهو اكتسابي. |