Geri

   

 

 

 

İleri

 

155. Namazda Dua

880- Âişe (radıyallahü anhâ) Resülullah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ın namazında şöyle duâ ettiğini haber vermiştir:

" Ey Allah'ım, kabir azabından, Mesih-i deccâlin fitnesinden, hayatın ve ölümün fitnesinden sana sığınırım. Ey Allah'ım, günahdan ve borçtan da sana sığınırım." Birisi (kendisine) " Borçtan ne çok Allah'a sığınıyorsunuz?" deyince Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) cevaben şöyle buyurdu:

" Kişi borçlandı mı, konuşur yalan söyler, söz verir, yerine getirmez"

Buhârî, ezan 149; Müslim, mesâcîd 129; Nesâî, sehv 64.

881- Ebû Leylâ'dan nakledilmiştir ki; Nafile namazı kılmakta olan Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın yanında namaza durmuştum. O'nu (şöyle) duâ ederken işittim:

" (Cehennem) ateş(in)den Allah'a sığınırım. Cehennemliklerin vay hâline!"

İbn Mâce, ikâme 179.

882- Ebû Hüreyre (radıyallahü anh) dedi ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) namaza durdu onunla beraber biz de durduk. Bir bedevi arab namazda;

" Ey Allah'ım, bana ve Muhammed'e acı, bizimle dışımızda başka kimseye acıma!" diye duâ etti. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) selâm verince, bedevi Araba, -Aziz ve Celil olan Allah'ın rahmetini kast ederek- " Vallahi sen genişi daraltın" buyurdu.

Buhârî, edeb 28; Tirmizî, tahâre 112; Nesâî, sehv 20; Ebû Dâvûd, tahâre 136; Ahmed b. Hanbel, II, 239, 283.

883- İbn Abbâs (radıyallahü anh)’dan rivâyet edildiğine (göre), peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) " Rabbinin o çok yüce adım teşbih (ve tenzih) et" (âyet-i kerimesini) okuduğu zaman, yüce olan Rabbimi teşbih (ve tenzih) ederim" derdi.

Ebû Dâvûd buyurdu ki: Bu hadisin rivâyetinde Vekî'e muhalefet edildi. (Şöyle ki) Ebû Vekîile Şu'be, bu hadisi Ebû İshak Saîd b. Cübeyr vasıtasıyla İbn Abbâs'dan mevkuf olarak rivâyet ettiler.

İbn Mâce, ikâme 20; Dârimî, salât 69; Ahmed b. Hanbel, 1-232, 371; V, 382, 384, 389,394, 397, 398.

884- Mus'ab, Ebî Âişe'den nakledilmiştir ki: Bir adam evinin üstünde namaz kılar ve " bütün bunları yapan (Allah) ölüleri tekrar diriltmeye kaadir değil midir?"

el-Kıyâme (75), 40. âyetini okuyunca " Sübhâneke febelâ = seni teşbih (ve tenzih) ederim, evet (Sen ölüleri tekrar diriltmeye kaadirsin)" derdi. Bunu kendisine sordular, " Ben bunu Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den işittim" diye cevab verdi.

Ebû Dâvûd buyurdu ki: Ahmed (b. Hanbel): Farz (namazlarda, Kur’ân'daki (dualar)la dua etmek benim hoşuma gider" dedi.