21- Deccalın Sıfatı Medine'nin Ona Haram Kılınması ve Mü'minin Öldürülüp Diriltilmesi Hakkında Bir Bab 7562- Bana Amru'n-Nâkıd ile Hasenül-Hulvânî ve Abd b. Humeyd rivâyet ettiler. Lâfızları birbirine yakındır. İbare Abd'indir. (Abd: Haddesenî, ötekiler: Haddesenâ tâbirlerini kullandılar. Dediler ki) ; Bize Yâkub (bu zat İbn İbrahim b. Sa'd'dır) rivâyet etti. (Dedi ki): Bize babam, Sâlih'den, o da İbn Şihab'dan naklen rivâyet etti. (Dedi ki): Bana Ubeydullah b. Abdillah b. Uthe haber verdi ki, Ebû Saîd-i Hudrî Şöyle dedi: Bize Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir gün Deccal hakkında uzun bir hadîs söyledi. Bize anlattıkları arasında şu da vardı. Buyurdular ki: «Deccal gelecek, fakat kendisine Medine'nin yollarına girmek haram edilecektir. Binâenaleyh Medine'nin dışındaki bazı işlenmedik tarlalara kadar gelecektir. Müteakiben kendisine o günün en hayırlı insanı yahut en hayırlı insanlarından bir adam çıkacak ve ona: Şehadet ederim ki, bize Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in sözünü ettigİ Deccal sensin, diyecek; Deccal da: Ne dersiniz, ben bu adamı öldürsem, sonra diriltsem, bu işte şüphe eder misiniz? diyecek. (Oradakiler) Hayır! cevabını vereceklerdir. Bunun üzerine Deccal onu öldürecek, sonra diriltecek. Dirilttiği anda o adam: Vallahi senin hakkında hiç bir zaman şimdikinden daha basiretli olmamışımdır, diyecek. Deccal onu tekrar öldürmek isteyecek, fakat ona musallat edilmeyecektir.» Ebû İshak dedi ki: «Bu zâtın Hızır (aleyhisselâm) olduğu söylenir.» 7563- Bana Abdullah b. Abdirrahman Ed-Dârimî de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Ebû’l-Yemân haber verdi. (Dedi ki): Bize Şuayb, Zührî'den naklen bu isnadda bu hadîsin mislini haber verdi. 7564- Bana Merv halkından Muhammed b. Abdillah b. Kuhsâz rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdullah b. Osman, Ebû Hamza'dan, o da Kays b. Vehb'den, o da Ebû'l-Veddâk'den, o da Ebû Saîd-i Hudrî'den naklen rivâyet etti. (Dedi ki): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdular: «Deccal çıkacak ve mü'minlerden bir zât onun tarafına doğru yönelecektir. Karşısına silâhlılar, Deccal'ın silâhlıları çıkacak ve ona: Nereye gitmek istiyorsun? diye soracaklar. O da, şu çıkan adama gitmek istiyorum, cevabını verecek. Silâhlılar kendisine: — Sen bizim Rabbimize iman etmiyor musun? diyecekler. O zât: — Bizim Rabbimizde bir gizlilik yoktur! cevâbını verecek. Silâhlılar: — öldürün şunu! diyecekler. Fakat birbirlerine: — Rabbiniz size ondan başka hiç birinizin bir kimse öldürmesini yasak etmedi mi? diyecekler. Arkaç ğından onu Deccal'a götüreceklerdir. Mü'min onu görünce: — Ey insanlar! Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in andığı Deccal işte budur, diyecek. Müteakiben Deccal onun hakkında emir verecek ve karnı üzerine uzatılacaktır. Deccal: — Onu alın ve başını yarın! diyecek. Bunun üzerine dayaktan sırtı ve karnı genişletilecektir. Deccal: — Bana iman etmiyor musun? diyecek. Mü'min de: — Sen yalancı Mesih'sin! cevâbını verecektir. Bunun üzerine mü'min hakkında emir verilecek ve başının ayrıntısında ta bacaklarının araşma kadar testere ile varılacaktır. Sonra Deccal İki parçanın arasında yürüyecek ve ona, kalk! diyecek, o da hemen kalkıp doğrulacaktir. Sonra ona: — Bana iman ediyor musun? diyecek. Mü'min de: — Senin hakkında ancak basiretim arttı, cevâbını verecek. Sonra: — Ey insanlar! Bu adam benden sonra insanlardan hiç birine bu işi yapamıyacaktır, diyecek. Deccal onu kesmek için derhal yakalayacaktır. Fakat mü'minin boynu ile köprücük kemiği arası bakır kesilecek, Deccal onu kesmeye imkân bulamıyacaktır. Bunun üzerine elleriyle ayaklarından tutarak onu atacak. İnsanlar da onun cehenneme atıldığını sanacaklardır. Fakat o ancak cennete konacaktır.» Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Bu zât Rabbu'l-Âlemîn ındinde insanların en büyük şehididir.» buyurdular. Bu hadîsi Buhârî «Kitâbu'Fedâilü-Medîne»'de tahric etmiştir. Deccal'ın: «Ben bu adamı öldürür de, sonra diriltirsem, bu işte şüphe eder misiniz?» suâline karşı oradakilerin: Hayır! diye cevap vermelerini bâzı ulema müşkil görmüşlerdir. Çünkü Deccal'ın gösterdiği hârikada Allah olduğuna delâlet edecek bir şey yoktur. Yüzünün çirkinliği, azasının noksanlığı, iki gözünün arasında kâfir yazılı olması ve şâire onun yalancılığına şehâdet etmektedir. Bunlara verilen cevap Bâbımızın başında geçmiştir. Yani; onlar bunu tasdik için değil, korkularından söyleyeceklerdir, îhtimal bu sözlerivle senin yalancılığında ve kâfir olduğunda şüphe etmiyoruz, mânâsını kastedeceklerdir. Çünkü Deccal'ın yalancı ve kâfir olduğunda şüphe eden kâfir olur. Binâenaleyh ondan korktukları için bu sözle bir tevriye yaparak kendisini aldatacaklardır. Maamafih şüphe etmiyoruz diyenlerin onu tasdik eden Yahûdilerie diğer şakiler olması ihtimali de vardır. Mazîrî divor ki: «Yalancının mucize göstermesi mümkün değildir. Su halde bu hârikalar Deccal'ın elinde nasıl zuhur etmiştir denilirse cevap şudur: Deccal, Allah'lık dâva ediyordu. Onun hadis olduğunu gösteren deliller ise iddiasını yıkıyor, kendisini tekzib ediyordu. Pevgambere pelince, o yalnız pevgamberlik iddia eder. İnsan hakkında bu imkânsız değildir. Muarazadan salim bir delil getirdi mi tasdik olunur.» «Bu zât Hızır (Aleyhisse'âm)'dır,» diyen Ebû İshâk, İmâm Müslim'in kitabını rivâyet eden İbrahim b. Süfyan'dır. Bu sözü hadîs râvilerinden Ma'mer de aynen Ebû İshâk’ın yaptığı gibi hadîsin arkasında zikretmiştir. Mezkûr kavil Hızır (Aleyhissefâm)’in sağ olduğunun delillerindendir. Bu mes'eleyi Kitabu'l-Menâkıb'de görmüştük. Mesâlih: Ellerinde silâh bulunan kimselerdir. Bunlar merkezlerdeki işleri murakabe ederler. Silâhlıların suâline karşı mü'minin: «Bizim Rabbimizde gizlilik yoktur.» cevâbını vermesinden murad: Bize Rabbimizin sıfatları meçhul değidir ki, ondan dönüp de sizin Rabbimiz dediğinize ibâdet edelim. Yahut ona itinınd etmekten vaz geçelim manasınadır. Hadîsdeki cennetten murad; dünya bahçelerinden biridir. Deccal'ın o zâtı beraberindeki ateşe atması ve Allah'ın o ateşi bahçeye çevirmesi mümkündür. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in mü'min zat hakkında: «İnsanların en büyük şehidi...» buyurması, ilk defa öldürülmesine nazarandır. |