7- Deniz Dalgası Gibi Dalgalanacak Fitne Bâbı 7450- Bize Muhammed b. Abdillah b. Nümeyr ile Muhammed b. Alâ' Ebû Küreyb hep birden Ebû Muâviye'den rivâyet ettiler. İbn Alâ' dedi ki: Bize Ebû Muâviye rivâyet etti. (Dedi ki): Bize A'meş Şakîk'dan, o da Huzeyfe'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Ömer'in yanında idik: — Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in fitne hakkındaki hadîsini hanginiz söylediği gibi ezberinde tutuyor? dedi. — Ben! dedim, — Sen hakikaten cür'etkârsın, nasıl buyurdu? dedi. Ben: — Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i şöyle buyururken işittim,dedim: «Bir adamın fitnesi ailesiyle malında, kendinde, çocuklarında ve kom-şusundadır. Ona oruç, namaz, sadaka, İyiliği emir ve kötülükten nehiy keffâret olur.» Bunun üzerine Ömer: — Ben bunu kastetmiyorum. Benim muradım ancak deniz dalgası gibi dalgalanacak olandır, dedi. Ben: — Bundan sana ne ya Emire’l-Mü'minin! Şüphesiz seninle onun arasında kapalı bir kapı var, dedim. — Bu kapı kırılacak mı, yoksa açılacak mı? dedi. — Hayır! Bilâkis kırılacak, dedim. — Bu ebediyen kapanmamaktan daha münasibdir, dedi. Şakîk diyor ki: Bunun üzerine biz Huzeyfe'ye ; Ömer bu kapının kim olduğunu biliyor muydu? diye sorduk. — Evet! Yarından önce bu akşam geldiğini bildiği gibi! Ben ona saçma değil, hadîs söyledim, cevâbını verdi. Şakîk Dedi ki: Artık biz Huzeyfe'ye bu kapının kim olduğunu sormaktan çekindik, de Mesrûk'a: Ona sen sor dedik. Mesrûk da sordu. Huzeyfe: — Ömer'dir! cevâbını verdi. 7451- Bize bu hadîsi Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Ebû Saîd El-Eşec de rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Veki' rivâyet etti. H. Bize Osman b. Ebî Şeybe de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Cerir rivâyet etti. H. Bize İshak b. İbrahim dahi rivâyet etti. (Dedi ki): Bize İsa b. Yûnus haber verdi. H. Bize İbn Ebî Ömer de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Yahya b. İsâ rivâyet etti. Bu râvilerin hepsi A'meş'den bu isnadla Ebû Muâviye'nin hadîsi gibi rivâyette bulunmuşlardır. İsa'nın A'meş'den, onun da Şakîk’dan rivâyet ettiği hadîsde: «Huzeyfe'yi şöyle derken işittim, dedi.» ibaresi vardır. 7452- 7453- Bize Muhammed b. Müsennâ ile Muhammed b. Hatim de rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Muâz b. Muâz rivâyet etti. (Dedi ki): Bize İbn Avn Muhammed'den rivâyet etti. (Dedi ki): Cündeb şunu söyledi: Cerea günü (oraya) geldim. Bir de baktım bir adam oturuyor. — Burada bugün mutlaka kan dökülecektir, dedim. O adam: — Asla vallahi! dedi. Ben: — Bilâkis hay hay vallahi! dedim. O: — Asla vallahi! dedi. Ben: — Bilâkis hay hay vallahi! dedim. O: — Asla vallahi- Bu Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in bana söylediği bir hadîsidir, dedi. Ben: — Bugünden beri sen ne kötü arkadaşsın. İşitiyorsun ki, sana muhalefet ediyorum. Madem ki, bunu Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işittin. Beni niye nehyetmiyorsun, dedim. Sonra: Bu kızmak niye? dedim ve ona dönerek sordum. Ne göreyim. O adam Huzeyfe imiş. Hazret-i Huzeyfe rivâyeti îman bahsinde geçmişti. Cündeb (radıyallahü anh) rivâyetindeki Cerea gününden murad: Kulelilerin vali karşılamaya çıktıkları gündür. Cerea: Kûfe'ye yakın bir yerdir. Hazret-i Osman (radıyallahü anh) Kûfelilere Said b. El- Âsî'yi vali göndermiş. Onlar bunu kabul etmeyerek Ebû Mûs'al-Eş'arî'nin gönderilmesini istemişler. Osman (radıyallahü anh) da onu göndermişti. cümlesi şeklinde de rivâyet edilmiştir. Bu takdirde cümlenin mânâsı: İşitiyorsun ki, sana yemin ediyorum, demek olur. Nevevî bunların ikisinin de doğru olduğunu, ancak aralarında yemin tekerrür ettiği için noktasız rivâyetin daha münasib düştüğünü söylemiştir. |