4- İki Müslümanın Kılıçlarıyle Karşı Karşıya Gelmeleri Bâbı 7434- Bana Ebû Kâmil Fudayl b. Hüseyn El-Cahderi rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Hammad b. Zeyd, Eyyûb ile Yûnus'dan, onlar da Hasan'dan, o da Ahnef b. Kays'dan naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Şu adamı kastederek yola çıktım. Bana Ebû Bekre tesadüf etti. Ve: — Nereye gitmek istiyorsun yâ Ahnefî dedi. Ali'yi kasdederek: — Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in amcası oğlu Nasra gitmek istiyorum, dedim. Bana: — Yâ Ahnef. Dön! Çünkü ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «İki müslüman kılıçlarıyla yüz yüze gelirlerse, katil de, maktul de cehennemdedir.» buyururken işittim, dedi. Ben: — Yahut ya Resûlallah! Haydi katil köyle, ya maktule ne oluyor? denildi, dedim. «O gerçekten arkadaşını öldürmek istedi.» dedi. 7435- Bize bu hadîsi Ahmed b. Abdete'd-Dabbî de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Hammad, Eyyûb ile Yûnus'dan ve Mualla b. Ziyad'dan, onlar da Hasan'dan, o da Ahnef b. Kays'dan, o da Ebû Bekre'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «İki müslüman kılıçlarıyla karşılaşırlarsa, katil de, maktul de Cehennemdedir.» buyurdular. 7436- Bann Haccâc b. Şâir de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdûrrez-zâk kitabından rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Ma'mer, Eyyûb’dan naklen bu isnadta Ebû Kâmil'in, Hammad'dan rivâyet ettiği hadîsin mislini sonuna kadar haber verdi. 7437- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe de rivâyet etti. (Dedi ki) . Bize Gunder, Şu'be'den rivâyet etti. H. Bize Muhammed b. Müsennâ ile İbn Beşşâr dahi rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Şu'be Mansur'dan, o da Rıb'i b. Hıraş'dan, o da Ebû Bekra'dan, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den naklen rivâyet etti. (Şöyle buyurmuşlar): «İki müslümandan biri din kardeşine silâh çekerse, bunların ikisi de cehennemin kenarındadırlar. Biri diğerini öldürürse, ona hep birden girerler.» 7438- Bize Muhammed b. Râfi' de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdürrezzâk rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Ma'mer, Hemmâm b. Münebbih'den rivâyet etti. Hemmam: Ebû Hüreyre'nin, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den bize rivâyet ettikleri şunlardır diyerek bir takım hadîsler zikretmiştir. Onlardan biri de şudur: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «İki büyük fırka çarp'şarak aralarında büyük bir harb olmadıkça kıyâmet kopmayacaktır. Halbuki bunların davaları birdir.» buyurdular. 7439- Bize Kuteybe b. Saîd rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Ya'kub (yani; İbn Abdirrahman) Süheyl'den, o da babasından, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) «Here çoğalmadıkça kıyâmet kopmayacaktır.» buyurmuş. Ashab: — Here nedir ya Resûlallah? diye sormuşlar. «Katildir, katil!» buyurmuşlar. Ebû Bekre rivâyetini Buhârî «Kitâbu'l-iman»'da Ebû Hüreyre rivâyetini de «Kitâbı'l-Menâkıbn'de tabric etmiştir. İki müslümanın kılıçlarıyle yüz yüze gelmelerinden murad; birbirlerine vurmalarıdır. Bu çarpışma esnasında Ölürlerde ikisinin de cehennemlik olmi te'vil yoluvla değil de, sırf asabiyet. Öfke vesaire gibi sebeple çarpıştıkları zamana hamledilmiştir. Cehennemlik olmalarından murad; bu cezayı haketmeleridir. Teâlâ Hazretleri dilerse cezalarını verir, dilerse kendilerini af buyurur, ehl-i hakkın mezhebi budur. Ashâb-ı kirâm arasında cerevan eden harbler bu kabilden değildir. Onlar müctehîd ve müteevvildirler. Maksatları dünya menfaati veya asabiyet gibi bir şey değil. her fırka kendinin haklı olduğuna inanmış, muhalifinin âsî olduğuna kani olmuştur. Müctehidlerin ise hakka isabet edenine-iki sevab, edemeyenine bir sevab verileceği malûmdur. Hatâ eden müctehid ma'zur olduğu için günahkâr sayılmaz. İki büyük fırkanın harbedeceğini haber veren Ebû Hüreyre hadîsi Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in mucizelerindendir. Bu mucize ilk asırda zuhur etmiştir. Bazıları iki fırkadan Hazret-i Ali ile Muâviye'nin askerleri kastedildiğini söylemişlerdir. «Davaları bir» sözünden murad; ikisi de müslüman yahut ikisi de haklı olduğunu iddia ediyor, demektir. |