3- Fitnelerin Yağmur Yerleri Gibi İnmesi Bâbı 7427- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Amr'un-Nâkid, Ishâk b. İbrahim ve İbn Ebî Ömer rivâyet ettiler. Lâfız İbn Ebî Şeybe'nindir. (İshak: Ahberana, ötekiler: Haddesena tâbirlerini kullandılar. Dediler ki): Bize Süfyan b. Uyeyne, Zührî'den, o da Urve'den, o da Üsâme'den naklen rivâyet etti ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Medine'nin kal'alarından biri üzerine çıkmış. Sonra şöyle buyurmuş: «Benim gördüğümü görüyor musunuz? Ben sizin evlerinizin arasında fitnelerin yerlerini yağmur yerleri gibi görüyorum.» 7428- Bize Abd b. Humeyd de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdürrezzâk haber verdi, (Dedi ki): Bize Ma'mer, Zührî'den naklen bu isnadla bu hadîsin mislini haber verdi. 7429- Bana Amru'n-Nâkıd ile Hasen El-Hulvanî ve Abd b. Humeyd rivâyet ettiler. (Abd: Ahberanî, ötekiler: Haddesena tâbirlerini kullandılar. Dediler ki): Bize Ya'kub (bu zât İbn İbrahim b. Sa'd'dır.) rivâyet etti. (Dedi ki): Bize babam Sâlih'den, o da İbn Şihab'dan naklen rivâyet etti. (Dedi ki): Bana İbn Müseyyeb ile Ebû Seleme b. Abdirrabman rivâyet ettiler ki: Ebû Hureyre şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Bir takım fitneler olacaktır. O fitnelerde oturan, ayakta durandan; ayakta duran, yürüyenden; yürüyen, koşandan daha hayırlıdır. Kim o fitnelerin başında dikilirse, fitneler onu yıkar. Her kim o fitneler zamanında sığınacak bir yer bulursa, hemen oraya çekilsin.» buyurdular. 7430- Bize Amru'n-Nâkıd ile Hasen el-Hulvânî ve Abd b. Humeyd rivâyet ettiler. (Abd: Ahberanî; ötekiler: Haddesena tâbirlerini kullandılar. Dediler ki): Bize Ya'kub rivâyet etti. (Dedi ki): Bize babam Sâlih'den, o da İbn Şihab'dan naklen rivâyet etti. (Dedi ki): Bana Ebû Bekr b. Abdirrahman, Abdurrahman b. Muti' b. Esved'den, o da Nevfel b. Muâviye'den naklen Ebû Hüreyre'nin şu hadîsi gibi rivâyette tulündü. Şu kadar var ki, Ebû Bekr: «Namazlardan bir namaz vardır. Bu namazın kim vaktini geçirirse, sanki ailesi ve malı tek bırakılmış gibi olur.» ifâdesini ziyâde etmiştir. 7431- Bana İshak b. Mansûr rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Ebû Dâvud Et-Tayâlîsî haber verdi. (Dedi ki): Bize İbrahim b. Sa'd, babasından, o da Ebû Seleme'den, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): «Bir fitne olacaktır. O fitnede uyuyan uyanıktan daha hayırlı, uyanık ayakta durandan, ayakta duran da koşandan daha hayırlıdır. Her kim bir sığmak yahut korunacak yer bulursa, hemen sığınsın.» buyurdular. 7432- Bana Ebû Kâmil Fudayl b. Hüseyin El-Cahderî rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Hammad b. Yezîd rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Osman, Eş-Şahhânı rivâyet etti, (Dedi ki): Ben ve Ferkad Es-Sebahî, Müslim b. Ebî Bekra'ye gittik. Kendisi evinde idi. Yanına girdik ve: — Babanı fitneler hakkında bir hadîs rivâyet ederken işittin mi? diye sorduk. Şu cevâbı verdi: — Evet! Ebû Bekre'yi hadîs rivâyet ederken dinledim. (Dedi ki): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdular: «Mesele şu ki, bir takım fitneler olacaktır. Dikkat edin! Sonra bir fitne çıkacak. O fitnede oturan yürüyenden daha hayırlı, yürüyen fitneye koşandan daha hayırlıdır. Dikkat edin ki, fitne indiği veya olduğu vakit kimin develeri varsa hemen develerinin başına gitsin. Kimin koyunu varsa koyunlarının başına gitsin. Ve kimin yeri varsa yerinin başına gitsin!» Bunun Üzerine bir adam: — Ya Resûlallah! Devesi, koyunu ve yeri olmayan hakkında ne buyurursun? dedi. «Kılıcını alır, onun keskin tarafına taşla vurur. Sonra kurtulmaya gücü yeterse kurtulsunl Allah'ım! Tebliğ ettim mi? Allah'ım! Tebliğ ettim mi? Allah'ım! Tebliğ ettim mi?» dedi. Yine bir adam: — Ya Resûlallah! Mecbur edilir de iki saftan birine yahut iki fırkadan birine götürülürsem ve beni bir adam kılıcı ile vurur, yahut bir ok gelerek beni öldürürse ne buyurursun? dedi. «Hem kendi günahım hem senin günahını yüklenir ve cehennemliklerden olur.» buyurdular. 7433- Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Ebû Küreyb de rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Veki' rivâyet etti. H. Bana Muhammed b. Müsennâ dahi rivâyet etti. (Dedi ki): Bana İtnû Ebî Adiy rivâyet etti. Her iki râvî Osman Eş-Şahham'dan bu isnadla rivâyet etmişlerdir. İbn Ebî Adiyy'in hadîsi sonuna kadar Hammad'ın hadîsi gibidir. Veki'în hadîsi ise: «Kurtulmaya gücü yeterse...» cümlesinde biter. Sonunu anmamıştır. Bu rivâyetleri Buhârî «Kİtâbu'l-Menâkıb»'de tahric etmiştir. Fitnelerin yağmura benzetilmesi çokluğu ve umûmî oluşu itibarı iledir. Yani; fitneler çıktığı zaman yalnız bir taifeye mahsus kalmayacak, bütün insanlara sirayet edecektir. Hadîs-i şerif müslümanlar arasında zuhur edecek Cemel, Sıffin Hazret-i Osman'la Hazret-i Hüseyn'in şahadetleri ve saire gibi vak'alara işaret etmektedir. Nitekim bir mucize olan bu ihbar haber verildiği gibi zuhur etmiştir. «O fitnelerde oturan, ayakta olandan daha hayırlıdır, ilâh...» cümleleri ile bunların tehlikesinden kaçmaya teşvik buyurulmuştur. Kılıcı taşla körletmek emri bazılarına göre hakikattir. Bir takımları bunun harbi bırakmak mânâsında mecaz olduğunu söylemişlerdir. Ulema fitne zamanında harbetmenin caiz olup olmadığında ihtilâf etmişlerdir. Bazıları müslümanlar arasında çıkan fitnelere karışarak harbetmenin caiz olmadığını söylemişlerdir. Onlara göre fitneciler bir kimsenin evine girerek Öldürmek isteseler, kendini müdafaa etmesi caiz değildir. Ashâb-ı kirâmdan Ebû Bekra ile diğer bazılarının mezhebi budur, Hazret-i İbn Ömer'le Imran b. Husayn ve diğer bazılarına göre fitneye karışmak caiz değildir. Ancak icâbında nefsini müdafaa meşrudur. Bu iki mez-heb İslâm'da çıkan fitnelere karışmamak lâzım geldiğinde, müttefikdirler. Ashâb-ı kirâmın ekserisi ile tabiîne ve bilûmum ulemâya göre fitne zuhurunda haklı tarafa yardım etmek ve onlarla beraber olup, asîlere karşı harbetmek vâcibdir. Nevevî: «Sahih olan da budur...» diyor. |