Geri

   

 

 

 

İleri

 

19- Hesabın İsbatı Bâbı

7406- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe İle Alî b. Hucur hep birden İsmail'den rivâyet ettiler. Ebû Bekr dedi ki: Bize İlmû Uleyye, Eyyûb’dan , o da Abdullah b. Ebî Mûleyke'den, o da Âişe'den naklen rivâyet etti. Şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Kıyâmet gününde her kim hesaba çekilirse azab olunacaktır.» buyurdular. Ben:

— Allah (azze ve celle):

"Sonra kolaycacık hesaba çekilecek." Sûre-i İnşikak, âyet: 8 buyurmamış mıdır? dedim. Bunun üzerine:

«O hesab değildir. O ancak arzdır. Kıyâmet gününde hesabda münakaşa edilen azab görecektir.» buyurdular.

7407- Bana Ebû'r-Rabi' El-Atekî ile Ebû Kâmil rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bîze Hammad b. Zeyd rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Eyyûb bu isnadla bu hadîsin mislini rivâyet etti.

7408- Bana Abdurrahman b. Bişr b. Hakem El-Addî de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Yahya (yani; İbn Said El-Kattân) rivâyet etti.

(Dedi ki) ; Bize Ebû Yûnus El-Kuşeyrî rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize İbn Ebî Müleyke, Kaâsım'dan, o da Âişe'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den naklen rivâyet etti. Şöyle buyrudular:

«Hesaba çekilen hiç bir kimse yoktur kir helâk olmasın.» Ben: — Ya Resûlallah! Allah, kolaycacık hesaba çekilecek buyurmuyor mu? dedim.

«O arzdır. Lâkin hesabta münakaşa edilen helâk olmuştur.» buyurdular.

7409- Bana yine Abdurrahman b. Bişr rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Yahya (bu zat Kattan'dır), Osman b. Esved'den, o da İbn Ebî Müleyke’den, o da Âişe'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den naklen rivâyet etti. (Şöyle buyurmuşlar):

«Her kim hesabta münakaşa edilirse helâk olmuştur.»

Sonra râvi, Ebû Yûnus'un hadîsi gibi anlatmıştır.

Bu hadîsi Buhârî «Kitâbu-ilim», «Kitâbu't-Tefsir» ve «Kitabu’r-Rikâk»'da; Nesâî «Kitâbu't-Tefsir»'de muhtelif râvilerden tahric etmişlerdir.

Hesab münakaşasından murad; kulun bütün amellerini sayıp dökmektir. Kâdî Iyâz'ın beyânına göre «azab olunur» cümlesinin iki mânâsı vardır. Biri hesabın münakaşası, günahları arzederek onlardan dolayı kulu tevkif etmektir. Kul için bu da bir azab sayılır. Zîra bunda tevbih ve azar vardır. Diğeri cehennem azabına müncer olmasıdır.

Hadîsin ikinci rivâyetinde «azab olunur» yerine «helâk olmuştur» bu-yurulması bu mânâyı te'yid eder. Nevevî bu ikinci mânâyı sahih bulmuş ve şunları söylemiştir: «Hadîsin mânâsı şudur: Kulların hâli ekseriyetle kusur etmektir. Bir kimsenin bütün amelleri hesab edilir de affa uğramazsa helâk olur ve cehenneme girer. Lâkin Allahü teâlâ şirkten maada günahları dilediği kullarına affeder.»

Bu hadîs hususunda Darekutnî, Buhârî ile Müslim'e itiraz etmiş ve: «Ulemâ bu hadîsin İbn Ebî Müleyke'den rivâyeti hulusunda ihtilâf etmiş. Hadîs kimi İbnü Ebî Müleyke'den, o da Âişe'den naklen, kimi de İbn Ebî Müleyke'den, o da Kaâsim'dan, o da Âişe'den naklen rivâyet olunmuştur.» demişse de bu itiraz zayıftır. Çünkü bu onun bir defa Kaâsım vasıtasiyle Âişe'den bir defada vasıtasız olarak doğrudan doğruya Hazret-i Âişe'den işittiğine hamlolunmuştur.