Geri

   

 

 

 

İleri

 

13- Cehennem Ateşinin Sıcaklığının Şiddeti, Dibinin Derinliği ve Cehennemin Azab Görenlerden Neler Alacağı Hakkında Bir Bab

7343- Bize Ömer b. Hafs b. Giyâs rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize babam, Ala' b. Hâlid El-Kâhilî'den, o da Şakîk'dan, o da Abdullah'dan naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Cehennem getirilecek. O gün onun yetmiş bin yedeği olacak. Her yedekle beraber onu çeken yetmiş bin melek bulunacaktır.» buyurdular.

Bu hadîs hakkında Darekutnî, İmâm Müslim'e itiraz etmiş: «Bunu merfu' rivâyet etmek vehmdir. Sevrî ile Mervân ve başkaları onu Ala' b. Hâlid'e mevkuf olarak rivâyet etmişlerdir.» demişse de, Nevevî buna cevab vermiş: «Hafs mu'temed bir hafız ve İmâmdır. Onun merfu' olarak yaptığı ziyade makbuldür. Nitekim ekseri ulemâ ile muhakkikin onu bu şekilde rivâyet etmişlerdir.» demiştir.

Cehennemin yetmiş bin yedeği olmasını İmâm Mâzirî zahiri üzere kabul etmiş: «Bu sözü hakikata hamletmeye hiçbir mâni yoktur.» demiştir.

7344- Bize Kuteybe b. Saîd rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Muğîra (yani; İbn Abdirrahman El-Hızâmî) Ebû'z-Zinad'dan, o da A'rac'dan, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Âdemoğlunun yaktığı şu ateşiniz, cehennem sıcağının yetmiş cüzünden bir cüzdür.» buyurmuş. Ashab:

— Vallahi gerçekten bu yetecekmiş ya Resûlallah! demişler.

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Hakikaten cehennem ateşi her bîri dünya ateşi kadar olmak üzere ondan altmış dokuz cüz daha fazla yaratılmıştır.» buyurmuşlar.

7345- Bize Muhammed b. Râfi' rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Abdürrezzâk rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ma'mer, Hemmâm b. Münebbih'den, o da Ebû Hüreyre'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen Ebû'z-Zinad'ın hadîsi gibi rivâyet etti. Yalnız o «küllühû» yerine «küllühüne» demiştir.

7346- Bize Yahya b. Eyyûb rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Halef b. Halife rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Yezid b. Keysan, Ebû Hâzim'den, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’le birlikte idik. Ansızın düşen bir şey sesi işitti. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)

«Bu nedir bilir misiniz?» dedi. Biz;

— Allah ve Resûlü bilir, cevâbını verdik.

«Bu bir taştır. Yetmiş sene önce cehenneme atılmış, henüz şimdi düşüyor. Nihayet dibine erdi.» buyurdular.

7347- Bize bu hadîsi Muhammed b. Abbâd ile İbn Ebî Ömer de rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Mervan, Yezîd b. Keysan'dan, o da Ebû Hâzim'den, o da Ebû Hüreyre'den naklen bu isnadla rivâyet etti: «Bu cehennemin dibine düştü de, siz onun sesini işittiniz.» dedi.

7348- Bize Elû Bekr b. Ebî Şeybe rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Yûnus b. Muhammed rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Şeybân b. Abdirrahman rivâyet etti.

(Dedi ki): Katâde şunu söyledi. Ben Ebû Nadra'yı Samura'dan rivâyet ederken dinledim. O da Nebiyyullah (sallallahü aleyhi ve sellem)’i şöyle buyururken işitmiş:

«Şüphesiz ki, cehennemliklerden bazılarını ateş topuklarına kadar, bazılarını oturağına kadar, bazılarını da boğazına kadar alacaktır.»

7349- Bana Amr b. Zürâra rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Abdü’l-Vehhab (yani; İbn Ata') Saîd'den, o da Katâde'den naklen haber verdi. (Şöyle dedi): Ben Ebû Nadra'yı, Semura b. Cûndeb'den rivâyet ederken dinledim ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den şöyle buyurmuşlar:

«Onlardan bazılarını ateş topuklarına kadar, bazılarını dizlerine kadar, bazılarını oturağına kadar, bazılarını da köprücük kemiğine kadar alacakdır.»

7350- Bize bu hadîsi Muhammed b. Müsennâ ile Muhammed b. Beşşar rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Kavli rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Saîd bu isnadla rivâyet etti. Ama «huczctihî» yerine «hakveyhî» kelimesini koydu.

Bu hadîsin Ebû Hüreyre rivâyetini Buhârî «Bed'ü’l-Halk» bahsinde tahric etmiştir.

Bu mânâda İbn Mace, Hazret-i Enes'den, İbn Uyeyne , Hazret-i İbn Abbâs'dan hadîsler rivâyet etmişlerdir.

İbn Abbâs Hazretlerine dünya ateşinin neden yaratıldığı sorulmuş; cehennem ateşinden yaratıldığını, yalnız yetmiş defa su ile söndürüldüğünü söylemiş. «Böyle olmasaydı ona yaklaşılmazdı. Çünkü o cehennem ateşindendir.» demiştir.

Ulemâ cehennem ateşinin her bir cüz'ünün bütün dünyanın odunu yakılsa, onun ateşinden daha şiddetli olacağını beyan etmişlerdir.

Meymûn b. Mihran

Dedi ki: «Allah cehennemi halket-tiği vakit bir soluk almasını emir buyurdu. O da aldı. Bundan göklerde yüzüstü kapanmadık hiç bir melek kalmadı. Teâlâ onlara:

"Başlarınızı kaldırın. Bilmez misiniz ki; Ben sizi taat için yarattım, bunu da günahkârlar için yarattım, buyurdu. Melekler: Ey Rabbimiz, buna girecekleri görmedikçe biz ondan emin olamayız, dediler." İşte Teâlâ Hazretlerinin (Onlar Rablerinden korkularına çekinirler...) âyet-i kerîmesinin mânâsı budur."»

Terkuve ve hakv aynı mânâya gelirler ve ikisi de gömleğin boğaza iliklendiği yer, demektir.

Huccetü'l-islâm Gazâlî şöyle diyor: «Dünya ateşi cehennem ateşine uymaz. Lâkin dünyada en şiddetli azab bu ateşin azabı olduğu için cehennem ateşi onunla tarif olunmuştur. Heyhat! Cehennemlikler bu ateşi bulsalar, içinde bulundukları ateşten kaçarak kendilerini ona atarlardı.»