Geri

   

 

 

 

İleri

 

15- Mü’minin Misali Ekin Gibi, Kafirin Misali Îse Erz Ağacı Gibi Olması Bâbı

7270- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Abdû’l-A'la, Ma'mer'den, o da Zûhrî'den, o da Saîd'den, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Mü'minin misâli ekin gibidir. Ekini rüzgâr sallar durur. Mü'mine de belâ gelmekte devam eder. Münafıkın misâli ise erz ağacı gibidir. Kesilmedikçe sallanmaz.» buyurdular.

7271- Bize Muhammed b. Râfi' ile Abd b. Humeyd, Ahdûrrezzak'dan rivâyet ettiler.

(Dedi ki): Bize Ma'mer, Zührî'den bu isnadla rivâyet etti. Yalnız Abdûrrezzâk'ın hadîsinde «tümîlühû» yerine «tülîühû» kelimesi vardır.

7272- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Abdullah b. Nüraeyr ile Muhammed b. Bişr rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Zekeriyya b.. Ebî Zaide, Sa'd b. İbrahim'den rivâyet etti.

(Dedi ki): Bana İbn Ka'b b. Mâlik, babası Ka'b'dan rivâyet etti. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Mü'minin misali ekinden bir deste gibidir. Rüzgar onu eğiltir. Kimi yere yıkar, kimi doğrultur. Nihayet kurur. Kâfirin misâli ise kökü üzerinde dimdik duran erze ağacı gibidir. Onu hiç bir şey eğiltemez. Nihayet sökülmesi bir defada olur.» buyurdular.

7273- Bana Züheyr b. Harb rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Bişr b. Seriy ile Abdurrahman b. Mehdi rivâyet ettiler. (Dediler ki) ; Bize Süfyan, Sa'd b. İbrahim'den, o da Abdurrahman b. Ka'b b. Mâlik'den, o da babasından naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Mü'minin misâli ekinden bir deste gibidir. Rüzgarlar onu eğiltîr. Bazen yere yıkar, bazen de doğrultur. Nihayet eceli gelir. Münafığın misali ise, kendisine hiç bir şey dokunmayan dimdik erze ağacı gibidir. Sonunda bu ağacın sökülmesi bir defada olur.» buyurdular.

7274- Bana bu hadîsi Muhammed b. Hatim ile Mahmud b. Gay-lan da rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Bişr b. Seriy rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Süfyan, Sa'd b. İbrahim'den, o da Abdullah b. Ka'b b. Mâlik'den, o da babasından, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den naklen rivâyet etti. Şu kadar var ki, Mahmud, Bişr'den naklettiği rivâyetinde: «Kâfirin misâli ise erze ağacı gibidir.» demiş. İbn Hatim ise Züheyr'in dediği gibi münafığın misâli.» demiştir.

7275- Bize bu hadîsi Muhammed b. Beşşâr ile Abdullah b. Hâşim de rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Yahya (bu zat Kattân'dır.) Süfyan'dan, o da Sa'd b. İbrahim'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den naklen yukarkilerin hadîsi gibi rivâyet etti. Bunların ikisi de Yahya'dan rivâyet ettikleri hadîslerinde: «Kâfirin misâli ise erze ağacı gbidir.» demişlerdir. (İbn Haşim: Abdullah b. Ka'b b. Mâlik'den, o da babasından naklen, dedi. İbn Beşşâr ise: İbn Ka'b b. Mâlik'den, o da babasından naklen, dedi.)

Bu rivâyetleri Buhârî «Kitâbu’l-Merda»'da; Nesâî «Kitabu't-Tıb»'da tahric etmişlerdir.

Hâme: Ekin kümesi, yumuşak ekin sapı mânâlarına gelir.

Erze yahut erzen, çam cinsinden ulu bir ağaçtır. Buna sedir ağacı denir. Halk arasında katran ağacı diye maruftur. Aynî: «Ben bu ağacı Tarsus dağlarında ve Lârende'de gördüm. Uzunluğuna gelince, ondan bir ağacı şiddetli rüzgârlar sökmüş de, bir ucu karşiki dağa varmıştı. İki dağın arasında büyük bir vadi vardı. Ağaç dağdan dağa köprü gibi olmuştu. Kalınlığı ise yirmi kişi elele tutunsa kucaklayamayacak derecede idi.» diyor.

Ulemânın beyânına göre bu hadîsin mânâsı şudur: Mü'minin bedenine, ailesine veya malına elem, keder çok arız olur. Bu ise onun günahlarına keffarettir. Derecelerini yükseltir.

Kâfirin başına belâ az gelir. Gelse de günahlarına kefaret olmaz. Onun belâsı kıyâmet gününde tam olarak gelecektir.