9- Ay’ın Yarılması Bâbı 7249- Bize Amru'n-Nâlad ile Züheyr b. Harb rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Süfyan b. Uyeyne, İbn Ebî Necih'dan, o da Mücâhid’den, o da Ebû Ma'mer'den, o da Abdullab'tlan naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında ay ikiye ayrıldı. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Şahid olun!» buyurdular. 7250- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Ebû Küreyb ve İshak b. İbrahim toptan Ebû Muâviye'den rivâyet ettiler. H. Bize Ömer b. Hafs b. Giyâs da rivâyet etti. (Dedi ki): Bize babam rivâyet etti. Her iki râvi A'meş'den rivâyet etmişlerdir. H. I Bize Mincab b. Haris Et-Temîmî dahi rivâyet etti. Lâfız onundur. (Dedi ki): Bize İbn Mûshir, A'meş'den, o da İbrahim'den, o da Ebû Ma'mer'den, o da Abdullah b. Mes'ud'dan naklen haber verdi. (Şöyle dedi): Bir defa biz Mina'da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte iken, ansızın ay iki parçaya ayrıldı. Bir parçası dağın arkasında, bir parçası da önünde idi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bize: «Şahid olun!» buyurdular. 7251- Bize Ubeydullah b. Muâz El-Anberî rivâyet etti. (Dedi ki): Bize babam rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Şu'be, A'meş'den, o da İbrahim'den, o da Ebû Ma'mer'den, o da Abdullah b. Mes'ud'dan naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında ay iki parçaya yarıldı da, parçanın birini dağ örttü, diğer parça dağın üzerinde idi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Allahım! Şahid ol!» dedi. 7252- Bize Ubeydullah b. Muâz rivâyet etti. (Dedi ki): Bize babam rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Şu'be, A'meş'den, o da Mücâhid'den, o da İbn Ömer'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen bu hadîsin mislini rivâyet etti. 7253- Bu hadîsi bana Bişr b. Hâlid de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Muhammed b. Ca'fer haber verdi. H. Bize Muhammed b. Beşşâr' dahi rivâyet etti. (Dedi ki): Bize İbn Ebî Adiy rivâyet etti. Her iki râvî Şu'be'den İbn Muâz'uı Şu'be'den is-nâdıyle onun hadîsi gibi rivâyette bulunmuşlardır. Yalnız İbn Ebî Adiyy'in hadîsinde: «Bunun özerine: Şahîd olun! Şahîd olun! buyurdular.» ifâdesi vardır. 7254- Bana Züheyr b. Harb ile Abd b. Humeyd rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Yûnus b. Muhammed rivâyet etti, (Dedi ki): Bize Şeyban rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Katâde, Enes'den rivâyet etti ki: Mekkeliler Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den kendilerine bir mucize göstermesini istemişler. O da onlara ayın yarılmasını iki defa göstermiş. 7255- Bana bu hadîsi Muhammed b. Râfi' de rivâyet etti. (Dedi ki) . Bize Abdûrrezzak rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Ma'mer, Katâde'den, o da Enes'den naklen Seyhan'ın hadîsi mânâsında haber verdi. 7256- Bize Muhammed b. Mûsennâ da rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Muhammed b. Ca'fer ile Ebû Dâvud rivâyet ettiler. H. Bize İbnû Beşşâr dahi rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Yahya b. Saîd ile Muhammed b. Ca'fer ve Ebû Dâvud rivâyet ettiler. Bunların hepsi Şu'be'den, o da Katâde'den, o da Enes'den naklen rivâyet etmişlerdir. Enes: «Ay iki parçaya ayrıldı.» demiştir. Ebû Dâvûd'un hadîsinde: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) nında ay yarıldı.» ifâdesi vardır. 7257- Bize Mûsa b. Kureyş Et-Temîmî rivâyet etti. (Dedi ki): Bize İshak b. Bekr b. Mudar rivâyet etti. (Dedi ki): Bana babam rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Ca'fer b. Rabîa, Irak b. Mâlik'den, o da Ubeydullah b. Abdillah b. Utbe b. Mesud'dan, o da İbn Abbâs'dan naklen rivâyet etti. İbn Abbâs: «Gerçekten ay Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında yarıldı.» demiş. Kitâbu'l-Menâkıb» ile «Kitâbu't-Tefsir» «Kitâbu't-Tefsir»'de muhtelif râvilerden Bu rivâyetleri Buhârî de; Tirmizî ile Nesâî tahric etmişlerdir. Kâdî Iyâz diyor ki: «Ayın yarılması Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem)’in en büyük mucizelerinden biridir. Onu ashâb-ı kirâmdan birçokları rivâyet etmişlerdir. Bununla beraber âyet-i kerîmenin siyakı ve zahiri de ayın varıldığını göstermektedir.» Zeccâc bazı bid'-atçılann bunu inkâr ettiğini söylemiş, buna sebep kalblerini Allah'ın kor etmesi olduğunu göstermiştir. Aklın bunu inkâra mecali yoktur. Çünkü ay Allah'ın bir mahlûkudur. Allah onun üzerinde dilediği tasarrufu yapar. Bâzı mülhidler: «Böyle bir şey olsa tevâtüren nakledilir. Bunu bütün yeryüzünde yaşayanlar bilir. Mekkelilere mahsus kalmazdı.» demişler-se de, ulema kendilerine cevab vermiş: «Ayın yarılması geceleyin insanların çoğu uyurken vuku bulmuştur. Gökyüzüne bakarak ibret olan o saatte nadir bulunur.» demişler. Mutad ay tutulmasını buna misal göstermişlerdir. Filhakika ay tutulması yıldız göçmesi vesaire gibi şeyler geceleyin olur, fakat bunları ancak mahdut şahıslar görür. Birçok kimselerin uykuda bulunmak sebebiyle bundan haberleri bile olmaz. Burada da ayın yarılması mucizesi geceleyin olmuştu. Müşriklerden bir cemâat bunu istemişlerdi. Başkalarının bundan haberi olmamıştı. Bir de caiz ki, ay menzillerine göre değiştiği için bazı ufuklardan görünmüş, bazılarından görünmemiştir. Nitekim ay tutulması da böyledir. Bâzı yerlerden görünür bazı yerlerden görünmez. Hattâbi: «Ayın yarılması büyük bir mucizedir. Sair peygamberlerin mucizelerinden ona muadil hemen hemen hiç bir mucize yoktur.» demiştir. Mekkelüer bu mucizeyi görünce etrafa adamlar göndererek, oralardan da görülüp görünmediğini sordurmuşlar. Ve görüldüğü haberini almışlardı. Hâdiseyi tevatür derecesine varan hadîslerle Kur'ân-ı Kerîm te'yid ettikten sonra, onu kabul etmeyenlerin hiç bir Özrü kalmaz. |