12- İstiğfarın ve Onu Çok Yapmanın Müstehab Oluşu Bâbı 7033- Bize Yahya b. Yahya ile Kuteybe b. Saîd ve Ebû'r-Rabi' El-Atekî toptan Hammad'dan rivâyet ettiler. Yahya dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd, Sâbit'ten, o da Ebû Bürde'den, o da Egar El-Müzenî'den — bu zatın sahâbîliği vardı — naklen haber verdi. Ki Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Gerçek şu ki, bazen kalbınıe gaflet çöküyor ama ben Allah'a günde yüz defa istiğfar ederim.» buyurmuşlar. 7034- Bize Ebû Bekr b. Ebi Şeybe rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Gunder Şu'be'den, o da Amr b. Mûrra'dan, o da Ebû Bürde'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Ben Egar'dan dinledim, — ki bu zat Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabındandı — İbn Ömer'den rivâyet ediyordu. İbn Ömer (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) «Ey insanlar, Allah'a tevbe edin! Çünkü ben ona günde yüz defa tevbe ederim.» buyurdular. 7035- Bize bu hadîsi Ubeydullah b. Muâz rivâyet etti. (Dedi ki): Bize babam rivâyet etti. H. Bize İbn Müsenna da rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Ebû Dâvud ile Abdurrahman b. Mehdî rivâyet ettiler. Bu râvilerin hepsi Şu'be'den bu isnadda rivâyette bulunmuşlardır. , 7036- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivâyet etti. (Dedi ki) Bize Ebû Hâlid (yani; Süleyman b. Hayyan) rivâyet etti. H. Bize İbn Nümeyr de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Ebû Muaviye rivâyet etti. Bana Ebû Said El-Eşecc dahi rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Hafs (yani; İbn Gıyas) rivâyet etti. Bu râvîlerin hepsi Hişam'dan rivâyet etmiştir. H. Bana Ebû Hayseme Züheyr b. Harb da rivâyet etti. Lâfız onundur. (Dedi ki): Bize İsmail b. İbrahim Hişâm b. Hassan'dan, o da Muhan b. Sîrin'den, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti. Şöyle der: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Her kim güneş battığı yerden doğmazdan önce tevbe ederse, onun tevbesini kabul eder.» buyurdular. Gayn ve gaym; ikisi de bir mânâya olup, bulut demektirler. Burada gayndan murad; kalbi kaplayan şeylerdir. Bazıları bundan gevşeklik ve zikirden gaflet kastedildiğini söylemişlerdir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bunu kendisi için suç saymış ve ondan dolayı istiğfar etmiştir. Ulemâdan bazılarına göre burada gayndan murad ümmeti hakkında duyduğu endişedir. Kendisinden sonra gelecek ümmetinin hallerine muttali olmuş ve onlar için istiğfar etmiştir. Bir takımları da: «Bunun sebebi ümmetinin işleriyle meşgul olması, düşmanla muharebe etmesi vesaire gibi şeylerdir. Onlarla meşgul olduğu için yüksek makamına nisbetle bunları suç saymıştır...» demişlerdir. Bu husûsda daha başka sözler de söylenmiştir. Tevbe, İslâm kaidelerinin en mühimidir. Ve üç şartı vardır: Günahı terketmek, yaptığına pişman olmak ve bir daha yapmamaya azmetmek. Suç insan hakkına aitse dördüncü bir şartı daha vardır ki, o da; hakkı sahibine iade etmek yahut helâllaşmaktır. Güneşin batıdan doğması tevbenin kabulü için son haddir. Bir daha tevbe kabul edilmeyecektir. |