Geri

   

 

 

 

İleri

 

11- Kur'ân Okumak ve Zikirde Bulunmak İçin Toplanmanın Fazileti Bâbı

7028- Bize Yahya b. Yahya Et-Temîmî ile Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ve Muhammed b. Alâ' El-Hemdâni rivâyet ettiler. Lâfız Yahya'nındir.' (Yahya: Ahberanâ; ötekilerse: Haddesena tâbirlerim kullandılar. Dediler ki): Bize Ebû Muâviye, A'meş'den, o da Ebû Sâlib'den, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Bir kimse bir mü'minden dünya sıkıntılarından bir sıkıntı giderirse; Allah ondan âhiret sıkıntılarından bir sıkıntı giderir. Bir kimse başı sıkılana kolaylık gösterirse, Allah ona dünya ve âhirette kolaylık verir. Ve bir kimse bir müslümanı (n günahını) Örtbas ederse, Allah da onu dünya ve âhirette Örtbas eder. Kul din kardeşinin yardımında oldukça, Allah da kulun yardımindadır. Ve her kim bir yol tutarak, o yolda ilim ararsa, bu sebeple Allah ona cennete götüren bir yol müyesser kılar. Bir kavm Allah'ın evlerinden bir evde toplanarak kitâbullahı okurlar ve onu aralarında müzâkere ederlerse; üzerlerine sekinet iner. Allah'ın rahmeti onları kaplar. Melekler de etraflarını kuşatırlar. Allah onları kendi nezdindekilere anar. Bir kimseyi ameli yavaşlatırsa, nesebi hızlandıramaz.» buyurdular.

7029- Bize Muhammed b. Abdillah b. Nümeyr rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize habam rivâyet etti. H.

Bize bu hadîsi Nasr b. Alî El-Cehdamî de rivâyet etti. 1

(Dedi ki): Bize Ebû Üsâme rivâyet ettiller ikî râvî demişler ki: Bize A’meş rivâyet etti.

(Dedi ki) ; Bize İbn Nümeyr, Ebû Sâlih'den rivâyet etti. Ebû Üsâme’nin hadîsinde: «Ebû Muâviye hadîsinde olduğu gibi, bize Ebû Sâlih, Ebû Hüreyre'den rivâyet etti. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdular ki: ...» ibaresi vardır. Şu kadar var ki, Ebû Üsâme hadîsinde başı sıkılana kolaylık zikredilmemiştir.

7030- Bize Muhammed b. Müsennâ ile İbn Beşşâr rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Şu'be rivâyet etti.

(Dedi ki): Ben Ebû İshâk'ı, Ebû Müslim El-Egar’dan rivâyet ederken dinledim. (Şöyle dedi): Ben Ebû Hüreyre ile Ebû Saîd'i Hudrî aleyhine şehâdet ederim ki, kendileri Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in şöyle buyurduğuna şehâdet etmişlerdir:

«Bir kavm Allah (azze ve celle)'yi zikir için otururlarsa, onları melekler kuşatırlar, rahmet kaplar, üzerlerine sekinet iner ve onları Allah kendi nezdindekilere anar.»

7031- Bu hadîsi bana Züheyr b. Harb da rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Abdurahman rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Şu'be bu isnadda bu hadîsin benzerini rivâyet etti.

7032- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Merhum b. Abdi’l-Aziz, Ebû Neâmete's-Sa'dî'den, o da Ebû Osman'dan, o da Ebû Saîd-i Hudrî'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Muâviye Mescidde bir halkanın yanına çıktı da:

— Sizi (buraya) ne oturttu? diye sordu.

— Allah'ı zikretmek için oturduk, dediler.

— Allah aşkına mı; sizi ancak bu mu oturttu? dedi.

— Vallahi bizi ancak bu oturttu, cevâbını verdiler.

— Beri bakın, ben sizi itham ettiğim için yemin ettirmedim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den benden daha az hadîs rivâyet etmek hususunda benim mertebemde hiç bir kimse yoktur. Gerçekten Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ashabından müteşekkil bir halkanın yanına çıktı da:

«Sizi (buraya) ne oturttu?» diye sordu. Ashab:

— Allah'ı zikretmeye, bizi İslâm'a hidâyet buyurduğu ve onlunla bize imtihanda bulunduğu için ona hamdetmeye oturduk, dediler.

«Allah aşkına mı? Sizi ancak bu mu oturttu?» buyurdu.

— Vallahi bizi ancak bu oturttu, dediler.

«Beri bakın! Ben sizi itham ettiğim için yemin ettirmedim. Lâkin şu var ki; bana Cibrîl geldi de Allah (azze ve celle)'nin sizinle meleklere iftihar ettiğini haber verdi.» buyurdular.

Ebû Hüreyre rivâyeti hakkında İmâm

Nevevî: «Bu hadîs bütün ilimleri, kaideleri ve âdabı bir araya toplayan büyük bir ha-dîsdir.» diyor. Hadîsin bölümleri evvelce izah edilmişti. Hadîs-i şerif, Müslümanların hacetlerini görmenin onlara ilim, mal, yardım ve nasihat gibi şeylerle faydalı olmaya çalışmanın kusurlarını örtbas etmenin faziletine ödelildir.

Sekînet: Asıl itibariyle vakar, itminan ve mehabet mânâlarına gelirse de, Kâdi Iyâz burada ondan murad rahmettir, demiştir. Mamaafih Nevevî, Kâdî'nin bu tefsirini zayıf bulmuş, ona vakar ve itminan mânâsı vermenin daha güzel olduğunu söylemiştir. Bu hadîs Mes'ud'da toplanarak Kur'ân okumanın faziletine delildir. Cumhûrun mezhebi budur. İmâm Mâlik'in bunu kerih gördüğü rivâyet olunmuşsa da Malikiye ulemâsından bazıları onun sözünü te'vil etmişlerdir. Bu fazileti ihraz için medrese, kışla ve şâire gibi yerlerde toplanmak da mescid hükmündedir.

«Bir kimseyi ameli yavaşlatırsa, nesebi hızlandırmaz...» cümlesinden murad: Soy ve sülâlesinin şerefine güvenerek amelde kusur eden kimse, amel edenler mertebesine ulaşamaz, demektir.

Allahü teâlâ’nın meleklere iftiharda bulunması Kur'ân okuyanların faziletini onlara bildirerek haklarında medh-ü senada bulunmasıdır Allâhi tâbiri yemin ifade eder. İstifham hemzesi kasem harfinden be deldir. Tıybî bu kelimenin «Allahc» şeklinde mansub okunacağını söyle mistir. Bu takdirde harf-i cer atılmış, sonra kelime fiile bitiştirilmiş, faka fiilde hazfedilmiş olur. Cümle «etuhlfûnellahe» takdirindedir.