Geri

   

 

 

 

İleri

 

13- Zikrederken Sesi Kısmanın Müstehab Oluşu Bâbı

7037- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Muhammed b. Fudayl ile Ebû Muâviye, Âsım'dan, o da Ebû Osman'dan, o da Ebû Mûsa'dan naklen rivâyet ettiler. (Şöyle dedi): Bir seferde Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraberdik. Cemaat aşikar tekbir almaya başladılar. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Ey insanlar! Kendinize acıyın; siz ne sağıra dua ediyorsunuz; ne de bir gaibe! Muhakkak siz işiten yakın bir zâta dua ediyorsunuz ki, o sizinle beraberdir.» buyurdu. Ebû Mûsa

(Dedi ki): Ben onun arkasnıdaydim ve güç kuvvet ancak Allah'a mahsustur, diyordum. Bunun üzerine de:

«Ey Abdullah b. Kays! Sana cennet definelerinden bir define göstereyim mi?» dedi. Ben:

— Hay hay ya Resûlallah! dedim.

 «Güç ve kuvvet ancak Allah'a mahsustur, de!» buyurdular.

7038- Bize Ibnû Nümeyr ile İshak b. İbrahim ve Ebû Said El-Eşecc toptan Hafs b. Gıyâs'dan, o da Âsım'dan naklen bu isnadla bu hadîsin benzerini rivâyet ettiler.

7039- Bize Ebû Kâmil Fudayl b. Huseyn rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Yezid (yani; İbn Zürey') rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Teymi', Ebû Osman'dan, o da Ebû Mûsa'dan naklen rivâyet etti ki: Ebû Mûsa ve arkadaşları Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'le birlikte imişler. Bir dağ yoluna çıkıyorlarmış. Ebû Mûsa

(Dedi ki): Bir adam bir tepeye çıktıkça: Allah'dan başka ilâh yoktur. Allah en büyüktür, diye nida etmeye başladı. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Siz sağır veya gaibe seslenmiyorsunuz.» buyurdu. Ve ilâve etti:

«Yâ Ebâ Mûsa! Yahut yâ Abdellah b. Kays! Sana cennet definelerinden bir kelime göstereyim mi?» Ben:

— Nedir o ya Resûlallah! dedim.

«Güç ve kuvvet ancak Allah'a mahsustur.» buyurdu.

7040- Bize bu hadîsi Muhammed b. Abdi’l-A'lâ da rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Mu'temir babasından rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ebû Osman, Ebû Mûsa'dan naklen rivâyet etti.

(Dedi ki): Bir defa Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)

Ve râvî yukarki hadîs gibi rivâyette bulunmuştur.

7041- Bize Halef b. Hişâm ile Ebû'r-Rabî rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Hammad b. Zeyd Eyyûb'dan, o da Ebû Osman'dan, o da Ebû Mûsa'dan naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Bir gazada Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'le beraberdik... ve râvi hadîsi nakletmiştir. Bu hadîste o şunu da söylemiştir:

«Sizin dua ettiğiniz zat, birinize devesinin boynundan daha yakındır.»

Onun hadîsinde:

«Güç ve kuvvet ancak Allah'a mahsustur.» cümlesi zikredilnıemiştir.

7042- Bize İshak b. İbrahim rivâyet etti.

(Dedi ki): Sakafî haber verdi. (Dediler ki): Bize Hâlid El-Huzâ Osman'ın babasından, o da Mûsa'nın babasından şöyle rivâyet etti. (Şöyle dedi): Biz bir gazada Ile-sûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraberdik, diyerek haber verdiği hadîsi zikretmiştir. Burada:

«Sizin duâ etmekte olduğunuz (Allah), sizin her birinize binek devesinin boynundan daha yakındır.» demiştir. Bu râvınin hadîsinde:

«Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh...» cümlesinin zikri de yoktur.

7043- Bize İshâk b. İbrahim rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Nadr b. Şümeyl haber verdi.

(Dedi ki): Bize Osman (bu zat İbn Gıyas'dır) rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ebû Osman, Ebû Mûsa'l-Eş'arî'den rivâyet etti. (Şöyle dedi): Bana Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Sana cennet definelerinden bir kelime göstereyim mi? Yahut cennet definelerinden bir define göstereyim mi?» dedi. Ben:

— Hay hay! cevâbını verdim.

«Göç ve kuvvet ancak Allah'a mahsustur.» buyurdular.

7044- Bize Kuteybe b. Saîd rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Leys rivâyet etti. H.

Bize Muhammed b. Rumh da rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Leys Yezid b. Ebî Habîb'den, o da Ebû'l-Hayr'dan, o da Abdullah b. Amr'dan, o da Ebû Bekr'den naklen haber verdi. Ki: Ebû Bekir Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e:

— Bana bir dua öğret ki, onunla namazımda dua edeyim! demiş.

«Allahım! Ben nefsime büyük zulmettim — Kuteybe çok zulüm demiş—, günahları ise ancak sen affedersin, imdi bana tarafından mağfiret buyur ve bana acı! Çünkü hakkıyle affeden, acıyan ancak sensin de» buyurmuşlar.

7045- Bana bu hadîsi Ebû't-Tâhir de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Abdullah b. Vehb haber verdi.

(Dedi ki): Bana bir zat —ismini söylemiştir— ile Amr b. Haris, Yezid b. Ebî Habib'den, o da Ebû'l-Hayr'dan naklen haber verdiler ki: Ebû’l-Hayr, Abdullah b. Amr b. Âs'ı şunu söylerken işitmiş: Ebû Bekri's-Sıddîk, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e:

— Ya Resûlallah! Bana bir duâ öğret ki, onunla namazımda ve evimde duâ edeyim! dedi. Bundan sonra râvi Leys'in hadîsi gibi anlatmıştır. Yalnız o: «çok zulüm...» demiştir.

Bu hadîslerden Ebû Mûsa rivâyetini Buhârî «Kitâbu'l-Megâzi»'de ile «Kitabu't-Tevhid»'de Ebû Bekr rivâyetini «Kitâ-bu’l-Ezan» ile «Kitabu'd-Deavât»'da; Tirmizî ile İbn Mâce «Kitâbu'd-Deavât»'da; Nesâî «Kitabu's-Salât» ile «Kitâbu'l-Kunut»'-da; Abdullah b. Amr rivâyetini Buhârî «Kitâbu't-Tev-hid»'de muhtelif râvilerden tahric etmişlerdir.

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in:

«Kendinize acıyın.» buyurmasından murâd bağırmayın, seslerinizi kı-sm, demektir. Çünkü yüksek sesle bağırmak, muhatab uzaklarda olduğuna göredir. Halbuki siz Allah'a dua ediyorsunuz. O haşa sağır yahut uzaklarda değil, bilâkis size son derece yakın ve beraberinizde olup, her hâlinizi en ihatalı şekilde işitir ve bilir demek istemiştir. Hadîs-i şerîf lüzum hissedilmedikçe alçak sesle duâ etmenin mendûp olduğuna delildir. Çünkü bu şekilde duâ tazim ve tevkire daha münasibdir.

«Lâ havle vela kuvvete illâ billalı...» cümlesinin cennet definelerinden biri olmasının sebebi, Allah'a teslimiyet ve ondan başka yaratan olmadığını bilerek umuru ona tefviz ifâde ettiği içindir. Defineden murad cennette birikmiş sevablardır.