Geri

   

 

 

 

İleri

 

7- Dünyada Azabın Peşin Verilmesi İçin Dua Etmenin Keraheti Bâbı

7011- Bize Ebû'l-Hattab Ziyâd b. Yahya El-Hassânî rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Muhammed b. Ebî Adiy, Humeyd'den, o da Sabit'-ten, o da Enes'den naklen rivâyet etti ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) müslümanlardan zayıflamış da kuş yavrusu gibi olmuş bir zatı dolaştı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona:

«Allah'a bir şeyle dua ediyor yahut ondan bir şey istiyor muydun?» diye sordu. O zât:

— Evet! Allah'ım, bana âhirette ne ile ceza vereceksen, onu bana dünyada peşin ver, diyordum, cevâbını verdi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Sübhânellah! Sen buna takat getiremezsin —yahut senin buna gücün yetmez— Allah'ım bize dünyada iyilik, âhirette de iyilik ver. Ve bizi cehennem azabından koru! deseydin ya!» buyurdu. Müteakiben Allah'a onun için dua etti. Allah da şifâsını verdi.

7012- Bize bu hadîsi Âsim b. Nadr Et-Teymî rivâyet etti.

(Dedi ki):

Bize Hâlid b. Hârıs rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Humeyd bu isnadla: «Bizi cehennem azabından koru...» cümlesine kadar rivâyet etti, ziyâdeyi anmadı.

7013- Bana Züheyr b. Harb da rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Affân rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Hammâd rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Sabit, Enes'den naklen haber verdi ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) dolaşmak üzere ashabından bir zâtın yanına girmiş. (Adamcağız) Kuş yavrusu gibi olmuş...

Râvi Humeyd'in hadîsi mânâsında rivâyette bulunmuştur. Yalnız o: «Allah'ın azabına sen takat getiremezsin.» demiş. «Müteakiben onun için Allah'a dua etti. Allah da şifasını verdi...» cümlesini anmamıştır.

7014- Bize Muhammed b. Müsennâ ile İbn Beşşâr rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Salim b. Nuh El-Attâr, Saîd b. Ebi Arûbe'den, o da Katâde'den, o da Enes'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den naklen bu hadîsi rivâyet etti.

Haseneden murad ne olduğu hususunda birçok kaviller vardır. Bunların en güzeli hasenenin dünyada ibâdet ve afiyet, âhirette de cennet ve mağfiret mânâsına gelmesidir.