Geri

   

 

 

 

İleri

 

6 - Zikir Dua ve Allahü teâlâ'ya Yaklaşmadın Fazileti Bâbı

7005- Bize Ebû Küreyb Muhammed b. Ala' rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Veki', Cafer b. Bürkan'dan, o da Yezid b. Esam'dan, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdular:

«Şüphesiz ki Allah: Ben kulumun bana olan zannının yanındayım; bana dua ettiği zamanda ben onunla beraberim buyuruyor.»

7006- Bize Muhammed b. Beşşâr b. Osman el-Ahdî rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Yahya (yani İbn Saîd) ile İbn Ebî Adiy, Süleyman'dan (bu zat Et-Teymî'dir), o da Enes b. Mâlik'den, o da Ebû Hüreyre'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen rivâyet etti. (Şöyle buyurmuşlar):

«Allah (azze ve celle) Kulum bana bir karış yaklaşırsa, ben ona bir arşın yaklaşırım; bir arşın yaklaşırsa, ben ona bir kulaç yaklaşırım. O bana yürüyerek gelirse, ben ona koşarak gelirim, buyurdu.»

7007- Bize Muhammed b. Abdil-A'lâ El-Kaysî rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Mu'temir, babasından bu isnadla rivâyet etti. Ama: «O bana yürüyerek gelirse, ben ona koşarak gelirim...» cümlesini anmadı.

7008- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Ebû Küreyb rivâyet ettiler. Lâfız Ebû Küreyb'indir. (Dediler ki): Bize Ebû Muâviye A'meş'den, o da Ebû Sâlih'den, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet eüi. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdular ki:

«Allah (azze ve celle): Ben kulumun zannının yanındayım. Beni zikrederken de onunla beraberim. O beni gönlünden zikrederse, ben de onu nefsimde zikrederim. Beni bir cemaat içinde zikrederse; ben onu o cemaattan daha hayırlı bir cemaat içinde zikrederim. Bana bir kar;ş yaklaşırsa, ben ona bir arşın yaklaşırım; bana bir arşın yaklaşırsa, ben ona bir kulaç yaklaşırım. O bana yürüyerek gelirse, ben ona koşarak gelirim, buyuruyor.»

7009- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Veki' rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize A'meş Ma'rur b. Süveyd'den, o da Ebû Zer'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdular ki:

«Allah (azze ve celle): Her kim bir hayırla gelirse, ona bu hayrın on misli vardır. Ziyade de veririm. Ve her kim bir kötülükle gelirse, onun cezası kötülüğün mislidir. Yahut affederim. Bana kim bir karış yaklaşırsa, ben ona bir cırsın yaklaşırım; bana kim bir arşın yaklaşırsa, ben ona bir kulaç yaklaşırım. Her kim bana yürüyerek gelirse, ben ona koşarak gelirim. Ve her kim bana hiç bir şeyi şerik koşmamak şartıyle yer dolusu günahla gelirse, ben kendisini o günahın misli mağfiretle karşılarım, buyuruyor.»

İbrahim dedi ki: Bize Hasen b. Bişr rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize bu hadîsi Veki' rivâyet etti.

7010- Bize Ebû Küreyb rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ebû Muâviye, A'meş'den bu isnadla, bu hadîsin mislini rivâyet etti. Yalnız o: «Onun için on misli vardır. Yahut ziyade ederim...» dedi.

Bu hadîslerin izahı bahsin başında geçti.

İşlenen hayrın on misli yahut daha ziyâdesinin verilmesinden murâd Allah'ın lûtfu keremiyle bu on mislin mutlaka verileceğidir. Ziyâdesi yedi yüz misline kadar hattâ daha fazla katlanarak Hakk Teâla'nın iradesine göre bazı kimselere verilecektir.

Kurâb yahut Kırâb dolmaya yaklaşan demektir.