Geri

   

 

 

 

İleri

 

47- Çocuğu Ölüp de Bundan Sevab Bekleyenin Fazileti Bâbı

6865- Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti.

(Dedi ki): Malik'e İbn Şihab'dan dinlediğim. Onun da Saîd b. Müseyyeb'derr, onun da Ebû Hüreyre'den, onun da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen rivâyet ettiği şu hadîsi okudum: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Müslümanlardan bîrinin üç çocuğu ölsün de, kendisine (cehennem) ateş (İ) dokunsun olamaz. Yalnız yemini bozmayacak kadarı müstesna!» buyurmuşlar.

6866- Bize Ebû Bekr b. Ebi Şeybe ile Amru'n-Nâkid ve Züheyr b. Harb rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Süfyân b. Uyeyne rivâyet etti. H.

Bize Abd b. Hunıeyd ile İbn Râfi' dahi Abdürrezzâk'dan rivâyet ettiler.

(Dedi ki): Bize Ma'mer haber verdi. Her iki râvi Zührî'den Mâlik'in isnadı ile onun hadîsi mânâsında rivâyette bulunmuşlardır. Şu kadar var ki, Süfyân’ın hadîsinde:

«Cehenneme girsin olamaz. Yalnız yemini bozmayacak kadarı müstesna!» ibaresi vardır.

6867- Bize Kuteybe b. Saîd rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Abdü'l-Aziz (yani İbn Muhammed) Süheyl'den, o da babasından, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ensardan bazı kadınlara:

«Sizden birinizin üç tane oğlu ölür de, onların sevabını dilerse mutlaka cennet'e girer.» buyurmuşlar. Bunun üzerine kadınlardan bîri: — Yahut iki ya Resûlallah! demiş. (O da): «Yahut iki!» buyurmuşlar.

6868- Bize Ebû Kâmil El-Cahderî Fudayl b. Hüseyn rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ebû Avâne, Abdurrahman b. Esbahânî'den, o da Ebû Salih Zekvan'dan, o da Ebû Saîd-i Hudrî'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Bir kadın Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelerek:

— Ya Resûlallah! Erkekler senin hadîsini götürdü. Sen bize kendinden bir gün ayır da, enda sana gelelim. Bize Allah'ın sana öğrettiğinden öğretirsin, dedi. (O da):

«Filân ve filân gün toplanın!» buyurdu. Ve kadınlar toplandılar. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de yanlarına gelerek Allah'ın kendisine bildirdiğinden onlara (bir şeyler) Öğretti. Sonra şöyle buyurdu:

«Sizden hiç bir kadın yoktur ki: (Gözü) önünde çocuklarından üç tanesini (âhirete) göndersin de, bu çocuklar ona cehennemden bir perde olmasınlar.» buyurdu. Bunun üzerine bir kadın:

— İkiyi de, ikiyi de, ikiyi de! dedi.

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) dahi: «ikiyi de, ikiyi de, ikiyi de!» buyurdular.

6869- Bize Müsennâ ve İbn Beşşâr rivâyet ettiler (Dediler ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti H.

Bize Ubeydullah b. Muâz da rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize babam rivâyet etti

(Dedi ki): Bize Şu'be, Abdurrahman b. Esbahânî'den bu ısnadda yukarıdaki hadîsin mânâsı gibi rivâyette bulundu. İki râvi hep birden Şu'be'den, o da Abdurrahman b. Esbahânî'den naklen şunu ziyade ettiler.

Dedi ki Ben Ebû Hâzimi, Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet ederker dinledim. O bulûğa ermemiş üç çocuğunu, dedi.»

6870- Bize Süveyd b. Saîd ile Muhammed b. Abdi’l-A'lâ rivâyet ettiler. Lâfızları birbirine yakındır, (Dediler ki): Bize Mu'temir babasından, o da Ebû's-Se'lil'den, o da Ebû Hassân'dan naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Ebû Hüreyre'ye;

— Gerçekten benim iki oğlum öldü. Bana Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den nasıl bir hadîs rivâyet edeceksin ki, onunla ölenlerimizden dolayı kalblerimizi ferahlandırasın! dedim, Ebû Hüreyre:

— Evet (söyleyeyim) dedi, (Ve şu hadîsi rivâyet etti):

«Onların (vefat eden) küçükleri cennetin kurtlarıdır. Birisi babasına — yahut annesine, babasına demiş, rastlar da, benim şu senin elbisenin kenarından tuttuğum gibi elbisesinden tutar— yahut elinden, demiş.. Bir daha kendisini Allah babasiyle birlikte cennete koyuncuya kadar bırakmaz.»

Süveyd'in rivâyetinde hadîs şöyledir:

Dedi ki: Bize Ebû's-Selil rivâyet etti.

(Dedi ki): Bana bu hadîsi tîbeydullah b. Saîd de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Yahya (yani İbn Saîd) Teymî'den bu isnadla rivâyet etti. Ve şöyle dedi:

— Sen Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den ölenlerimizden dolayı bizim kalblerimizi ferahlandıracak bir şey işittin mi? Ebû Hüreyre:

— Evet! cevâbını verdi.

6871- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Muhammed b. Abdillab, ve Ebû Saîd E!-Eşec rivâyet ettiler. Lâfız Ebû Bekr'indir.: Bize Hafs (yani İbn Gıyas) rivâyet etti. H.

Bize Ömer b. Hafs b. Giyâs da rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize babam dedesi Talk b. Muâviye'den, o da Ebû Zûr'a b. Amr b. Cerîr'den, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Bir kadın Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'c bir çocuğunu getirerek:

— Yâ Nebiyyallah! Bunun için Allah'a dua et! Gerçekten üç tanesini (toprağa) gömdüm, dedi.

«Uç çocuk mu gömdün?»

— Evet!

«Muhakkak cehennemden kuvvetli bir mâni ile korundun!» buyurdular.

Râviler arasından Ömer: «Dedesinden" dedi. Geri kalanlar «Talk’dan» dediler. Dede lâfzını anmadılar.

6872- Bize Kuteybe b. Saîd ile Züheyr b. Harb rivâyet ettiler.

 (Dediler ki): Bize Cerîr Ebû Gıyas Talk b. Muâviye En-Nehaî'den, o da Ebû Zûr'a b. Amr b. Cerîr'den, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi) ; Bir kadın Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e bir oğlunu getirerek:

— Ya Resûlallah! Bu çocuk rahatsızdır. Ben ondan korkuyorum. Gerçekten (toprağa) üç tane gömdüm, dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Muhakkak cehennemden kuvvetli bir mâni ile kovundun!» buyurdular.

Züheyr: Talk'dan, dedi. Künyeyi anmadı.

Bu hadîsleri Buhârî «Cenaze» bahsinde; Ebû Hüreyre rivâyetini Nesâî «Tefsîr»'de; İbnü Mâce «Cenâiz» bahsinde; Ebû Said rivâyetini Nesâî «Tefsir» bahsinde muhtelif râvilerden tahric etmişlerdir.

Bu babda muhtelif hadîs İmâmları otuz dokuz sahabeden hadîsler rivâyet etmişlerdir.

«Yemini bozmayacak...» tâbirinden murad; az bir zamandır. Bir adam bir yere ineceğine yemin etse, yemininde durmuş olmak için bir an oraya inmesi kâfidir. Arablar buna «Tahilletü’l-Kasem» derler. Ki yeminini he-îâl kılmak mânâsına gelir. Bu tâbiri azlıktan kinaye olarak kullanırlar. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bu hadîsde:

«Müslümanlardan birinin üç çocuğu ölürse, o cehenneme girmez. Girse de orada pek ar kal;r.» demek istemiştir.

Hadîsin Ebû Saîd rivâyetinde Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e geldiği bildirilen kadın Hazret-i Enes'in annesi Ümmü Süleym Mir. Bazı rivâyetlerde bu kadının Ümmü Hânı, bazılarında da Ümmü Eymen. olduğu bildiriliyor. Şu halde hâdise birkaç defa tekerrür etmiş ve Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e muhtelif kadınlar müracaatta bulunmuş demektir. Hazret-i Ümmü Süleym'in: «Erkekler senin hadîsini götürdü...» sözünden muradı: Onlar dâima senin yanında bulunuyor, din hususunda bilgi alıyorlar. Biz kadınlar bunu yapamıyoruz. Bize de bir gün ayır da senden dinimize ait bilgi alalım, demektir.

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Ümmü Süleym'in ricasını kabul etmiş ve kadınlara bir gün tahsis ederek kendilerine Allah'ın emir ve nehiylerini bildirmiş; bu arada üç çocuğu'ölen kadının cehenneme girmeyeceğini de müjdelemiştir. Ümmü Süleym iki çocuğu ölenin de bu hükümde dâhil olup olmadığını anlamak istemiş; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) o anda kendisine gelen bir vahy ile yahut daha önceden telâkki ettiği bir vahye istinad ederek:

«İki çocuğu ölen de öyle!» sözünü üç defa tekrarlamıştır.

Müslim'den başkalarının rivâyetinde:

«Bir çocuğu ölen de öyle!» cümlesi de vardır. Nesâî'nin rivâyetinde:

«Üç çocuğu ölen bir kimse bunlardan sevab beklerse cennete girer.» buyurdu. Bunun üzerine bir kadın kalkarak:

Yahut iki çocuğu ölen! dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «İki çocuğu ölen de öyle!» buyurdular. Kadın:

— Keşke bir çocuğu ölen de deseydim! dedi.» buyurulmaktadır. Ulemâ ölen çocukların bulûğa ermemiş olmaları meselesinde hayli söz etmişlerdir. Bâzılarına göre bu annelerin küçük çocuklarına karşı daha fazla muhabbet, şefkat ve sevgi gösterdiklerindendir. Bu sebepten ölen küçük yavrularına daha çok acır ve buna katlanmaları nisbetinde daha çok sevab kazanırlar. Zira âkil baliğ olan çocukları rahmet ve şefkate münafi harekette bulunarak anne ve babalarına isyan etmiş olabilirler. Küçüklerden böyle bir şey tasavvur olunamaz. Onlar muhatab değillerdir.

Bir takımları küçük çocukların evleviyetle bu hükümde dâhil olduğunu söylemişlerdir. Onlara göre henüz anne ve babasına hiç bir yardımı olmayan bir küçük hakkında hüküm bu olunca yardımı dokunmaya başlamış çocuk hakkında evleviyetle aynı hüküm sabit olur. Hadîs-i şerifin muhtelif rivâyetlerinden anlaşıldığına göre torunlar bu hükümde dahil değildir.

Deâmîs: Dü'mûsun cem'idir. Dü'mûs esasen suda yaşayan küçük bir kurttur. Sudan hiç ayrılmaz. Burada ondan murad; küçükken Ölen çocuklardır. Onlar cennetin küçükleridir. Cennetten ayrılmazlar. Kıyâmette anne ve babalarına şefaat ederek, cennete girmelerine sebep olurlar,