Geri

   

 

 

 

İleri

 

46- Kızlara İyi Muamelede Bulunmanın Fazileti Bâbı

6861- Bize Muhammed b. Abdillah b. Kuhzâz rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Seleme b. Süleyman rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Abdullah haber verdi.

(Dedi ki): Bize Mamer İbn Şihab'dan naklen haber verdi.

(Dedi ki): Bana Abdullah b. Ebî Bekr b. Hazm, Urve'den, o da Âişe'den naklen rivâyet etti. H.

6862- Bana Abdullah b. Abdirrahman b. Behram ile Ebû Bekr b. İshâk da rivâyet etkiler. Lâfız her ikisinindir. (Dediler ki) ; Bize Ebûl-Yeman haber verdi.

(Dedi ki): Bize Şuayb Zührî'den naklen haber verdi.

(Dedi ki): Bana Abdullah b. Ebî Bekr rivâyet etti. Ona da Urve b. Zübeyr haber vermiş ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in zevcesi Âişe şunu söylemiş: Bana bir kadın geldi. Beraberinde de iki kızı vardı. Benden bir şeyler istedi. Ama yanımda bir tek kuru hurmadan başka bir şey bulamadı. Onu kendisine verdim. Kadın onu alarak iki kızma taksim etti. Kendisi ondan bir şey yemedi. Sonra kızlarıyle birlikte kalktı, gitti. Ar-kacığından yanıma Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) girdi. Kadının hikâyesini ona anlattım. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'.

«Bir kimse kız evlâdından bir şeyle ipîilâ olunur da, onlara iyi bakarsa kızlar kendisine cehenneme perde olur.» buyurdular.

6863- Bize Kuteybe b. Saîd rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Bekr (yani İbn Mudarj İbn Had'dan rivâyet etti. Ona da İbn Ayyaş'ın azatlısı Ziyad b. Ebî Ziyad, Irak b. Mâlik'ten naklen rivâyet etmiş. (Irak Dedi ki): Ben bu hadîsi Âişe'den naklen Ömer b. Abdi’l-Aziz rivâyet ederken dinledim. Âişe (Şöyle dedi): Fakir bir kadın, iki kızını yüklenmiş hana geldi. Ben de kendisine üç kuru hurma verdim. Kızların her birine birer hurma verdi. Yemek için bir hurma da ağzına attı. Derken kızları onu da yemek istediler. Kadın yemek istediği hurmayı hemen ikisinin arasında pay etti. Onun bu hâli tenim hoşuma gitti. Yaptığını Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e anlattım da:

«Muhakkak bu hurma sebebiyle Allah ona cenneti vâcib kılmıştır. Yahut bu hurma sebebiyle onu cehennemden azad etmiştir.» buyurdular.

6864- Bana Amru'n-Nakıd rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ebû Ahmed Es-Zübeyı-î rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Muhammed b. Ahdi'l-Aziz Ubeydullah b. Ebî Bekr b. Enes'den, o da Enes b. Mâlik'den naklen rivâyet etti. Enes şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Bir kimse iki kiza bulûğa erinceye kadar bakarsa, kıyâmet günündo benimle beraber (şöyle) gelir.» buyurdu. Ve parmaklarım bir araya getirdi.

Hazret-i Âişe rivâyetini Buhârî «Zekât» ve «Edeb» bahislerinde; Tirmizî «Kitâbu'l-Birr»'de tahric etmişlerdir. Tirmizî: «Bu hadîs hasen sahihtir.» demiştir.

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in kızlar hakkında ibtilâ kelime-sini kullanması; âdetleri icâbı insanlar kız evlâdından hoşlanmadıkları içindir. Eski Arabların kızlardan hoşlanmadıklarını, birinin kızı doğduğu haber verilince efkârından yüzünün simsiyah karardığını Teâlâ Hazretleri' Kur'ân-ı Kerîm'de haber vermiştir. Bu hadîsler kız evlâdına iyi muamelede bulunmanın nafakalarını vererek terbiyelerine dikkat etmenin, faziletine delildir. Mûnâvî'nin beyânına göre:

Babalar üzerinde kız çocuklarının hakkı erkeklerinkinden daha çoktur. Çünkü erkekler hem daha kuvvetli, hem de tasarrufa muktedirdirler.

Kâdî parmaklarını

Iyâz diyor ki ; «Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) - araya getirmekle iki kız büyüten kimsenin cennette kendisiyle beraber olacağını, yahut cennete beraber gireceğini anlatmak istemiştir ki, fazilet namına bu kâfidir. Bu fazilet kendinin olsun, başkasının olsun kız evlâdını büyütüp terbiye edene mahsustur.»