55- Üveysü'l-Karani (radıyallahü anh)’in Faziletlerinden Bir Bab 6654- Bana Züheyr b. Harb rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Hâşim b. Kaâsım rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Süleyman b. Muğire rivâyet etti. (Dedi ki): Bana Saîd El-Cüreyrî, Ebû Nadra'dan, o da Useyr b. Câ-bir'den naklen rivâyet etti ki, Kûfeliler Ömer'e gelmişler. İçlerinde Üveys'-le alay eden bir adam varmış. Ömer: — Burada Karanîlerden kimse var mı? diye sormuş. Hemen bu adam geîmiş. Ömer: — Şüphesiz ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Size Yemen'den Uveys denilen bir adam gelecek. Yemen'de bir annesinden başka kimse bırakmıyor. Kendisinde beyazlık vardı. Allah'a duâ etti de onu kendisinden giderdi. Yalnız bir dinar veya dirhem yeri kadar kaldı. İmdi ona sizden kim rastlarsa sizin için istiğfar ediversin!» buyurdular, demiş. 6655- Bize Züheyr b. Harb ile Muhammed b. Müsennâ rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Affân b. Müslim rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Hâmmad (bu zât İbn Seleme'dir) Saîd-î CÜreyrî'den bu isnadla Ömer b. Hattâb'dan naklen rivâyet etti. Ömer Şöyle dedi: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i: «Şüphesiz tabiînin en hayırlısı Uveys denilen bir adamdır. Onun bir validesi vardır. Kendisinde beyazlık vardı, imdi kendisine emredin de sizin için istiğfarda bulunsun.» buyururken işittim. 6656- Bize İshâk b. İbrahim El-Hanzali ile Muhammed b. Müsennâ ve Muhammed b. Beşşâr rivâyet ettiler. İshâk ; Ahberanâ, ötekiler: Haddesenâ tâbirlerini kullandılar. Lâfız İbn Müsennâ'nındır. (Dedi ki): Bize Muâz b. Hişâm rivâyet etti. (Dedi ki): Bana babam, Katâde'den, o da Zürâra b. Evfâ'dan, o da Üseyr b. Câbir'den naklen rivâyet etti. Üseyr Şöyle dedi: Ömer b. Hattâb kendisine Yemenlilerin imdadı geldiği vakit onlara: Üveys b. Âmir aranızda mı? diye sorardı. Nihayet Üveys'e rastladı. Ve: — Sen Üveys b. Âmir misin? diye sordu. (O da): Evet! cevâbını verdi. — Murad kabilesinden sonra Karen'den mi? dedi. Üveys: — Evet! cevâbını verdi. — Sende baras illeti vardı. Ondan iyüeştin de yalnız bir dirhem yeri jar kaldı öyle mi? dedi. Üveys: — Evet! cevâbını verdi. — Validen var mı? diye sordu. Üveys: — Evet! cevâbını verdi. Ömer: — Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i: «Size Uveys b. Âmir Yemenlilerin İmdat bölüğü ile gelecek. Kendisi Muraddan sonra Karendendir. Onda baras illeti vardı. Bu derdden iyileşti. Ancak bir dirhem yeri kadar kaldı. Bİr validesi vardır. Ona çok mutîdir. Allah'a yemin etse, kendisini mutlaka yemininde sâdık çıkarır. Sana istiğfar etmesine imkân bulursan bunu yap!» buyururken işittim. Benim için istiğfar ediver! dedi. O da Ömer için İstiğfarda bulundu. Ömer ona: — Nereye gitmek istiyorsun? diye sordu. Üveys: — Kûfe'ye! dedi. — Senin için oranın valisine mektub yazayım mı? dedi, Üveys: — İnsanların el-ayak takımı arasında olmam benim için daha makbüldür, evâbını verdi. Üseyr Dedi ki: Ertesi yıl gelince Kûfe'nin eşrafından bir adam hacca gitti. Ömer'e rastlamış. Ömer kendisine Üveys'i sormuş. O zât: — Ben onu evi perişan, eşyası az bir halde bıraktım, demiş. Ömer: — Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’i: «Sİze Uveys b. Âmir Yemenlilerin imdat bölüğü ile gelecek. Kendisi Muraddan sonra Karendendir. Onda baras illeti vardı. Bu derdden iyileşti. Ancak bir dirhem yeri kadar kaldı. Bir validesi vardır. Ona çok mutîdir. Allah'a yemin etse, kendisini mutlaka yemininde sadk çıkarır. Sana istiğfar etmesine imkân bulursan bunu yap!» buyururken işittim, demiş. O zât Üveys'e gelerek: — Benim için istiğfar et! dedi. Üveys: — Sen hayırlı bir yolculuktan yeni geliyorsun, benim için sen istiğfar et! dedi. O zât yine: — Yenim için istiğfar et: dedi. Üveys (tekrar): — Sen hayırlı bir yolculuktan yeni geliyorsun. Benim için sen istiğfar et! Ömer'e rastladın mı? dedi. O zât: — Evet! cevâbını verdi. Bunun Üzerine onun için istiğfar etti. Halk da onun kim olduğunu anladı. Müteakiben çekib gitti. Üseyr Dedi ki: Elbisesi çizgili bir kumaştı. İnsan onu gördükçe: Acaba Üveys bu kumaşı nerden buldu? diyordu. Hazret-i Üveys'in babası Âmir'dir. Meşhur olan budur. Bazıları Amr olduğunu söylemişlerdir. Künyesi Ebû Amr'dır. Sıffın harbinde şehid edildiği söylenir. Kendisi Murad kabilesinin bir kolu olan Karen'e mensubdur. Doğrusu budur. Cevheri'nin «Sıhah»'ında Karanü'l Menâzil denilen meşhur bir dağa mensûb olduğu bildirilmiştir. Bu yer Necdliler'in Hac için ihrama girdikleri mahaldir. Nevevî bu iddianın fahiş bir hata olduğunu söylüyor. Yemen'den gelen imdat kafilesinin içinde Hazret-i Üveys'le alay eden birinin bulunmasından anlaşılıyor ki, Üveys hâlini gizler, Allahü teâlâ ile kendi arasındaki sırrı kimseye sezdirmezmiş. Ariflerin ve hâlis evliyanın yolu budur. |