Geri

   

 

 

 

İleri

 

53- Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in: «Hiç Bir Yüz Sene Gelmez ki, Yeryüzünde Bugün Doğan Bir Kimse Kalsın» Hadisi Bâbı

6642- Bize Muhammed b. Râfi' ile Abd b. Humeyd rivâyet ettiler. Muhammed b. Râfi': Haddesenâ, Abd ise: Ahberanâ tâbirlerini kullandılar. (Dediler ki): Bize Abdürezzâk haber verdi,

(Dedi ki): Bize Ma'mer, Zührî'den naklen haber verdi.

(Dedi ki): Bana Salim b. Ab-dillah ile Ebû Bekr b. Süleyman haber verdiler ki, Abdullah b. Ömer şunu söylemiş: Bize Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hayatının sonunda bir gece yatsı namazını kıldırdı. Selâm verince ayağa kalkarak:

«Şu gecenize ne dersiniz? Hiç şüphe yok ki, bundan itibaren yüz senenin başında yeryüzünde olanlardan hiç bir kimse kalmayacaktır.» buyurdu.

İbnü Ömer

Dedi ki: Halk konuştukları lâflar arasında Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in bu yüz sene hakkındaki sözü hususunda hataya düştüler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ancak bugün yeryüzünde olanlardan kimse kalmayacak, dedi. Bununla o asır halkının geçip gideceğini kasdetti.

6643- Bana Abdullah b. Abdirrahman Ed-Dârimî rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ebû’l-Yeman haber verdi.

(Dedi ki): Bize Şuayb haber verdi. Bu hadîsi Leys dahi Atdurrahman b. Hâlid b. Müsafir'den rivâyet etti. Her iki râvi Zührî'den, Ma'mer'in isnadiyle onun hadîsi gibi rivâyet etmişlerdir.

6644- Bana Harun b. Abdillah ile Haccac b. Şâir rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Haccâc b. Muhammed rivâyet etti.

(Dedi ki): İbn Cürayc şunu söyledi: Bana Ebû'z-Zübeyr haber verdi ki, Câbir b. Abdillah'ı şöyle derken işitmiş: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i vefatından bir ay önce:

«Siz bana kıyâmeti mi soruyorsunuz? Onun ilmi ancak Allah indindedir. Allah'a yemin ederim! Yeryüzünde doğmuş hiç bir nefis yoktur ki, üzerine yüz sene gelsin!» buyururken işittim.

6645- Bana bu hadîsi Muhammed b. Hatim rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Muhammed b. Bekr rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize İbn Cüreyc bu is-nadla haber verdi. Fakat: «Ölümünden bir ay önce» kaydını zikretmedi.

6646- Bana Yahya b. Habîb ile Muhammed b. Abdi’l-A'la ikisi birden Mu'temir'den rivâyet ettiler. İbn Habîb dedi ki: Bize Mu'temir b. Süleyman rivâyet etti.

(Dedi ki): Ben babamdan işittim.

(Dedi ki): Bize Ebû Nadra, Câbir b. Abdillah'dan, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen rivâyet etti ki, bunu vefatından bir ay önce yahut o civarda söylemiş:

«Bugün doğmuş hiç bir nefis yoktur ki: Üzerine yüz sene gelsin de, o gün sağ bulunsun!» buyurmuşlar.

6647- Sikâye sahibi Abdurrahman'dan dahi Câbir b. Abdillah'dan, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den naklen bu hadîsin mislini rivâyet olunmuştur.

Abdurrahman bunu ömrün kısalması diye tefsir etmiştir.

6648- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Yezid b. Harun rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Süleyman Et-Teymı iki ısnadla birden bu hadîsin mislini haber verdi.

6649- Bize İbn Nümeyr rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ebû Hâlid, Dâvud'dan rivâyet etti. Lâfız onundur, H.

Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Süleyman b. Hayyan, Dâvud'dan, o da Ebû Nadra'dan, o da Ebû Saîd'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi).: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Tebûk'den dönünce kendisine kıyâmeti sordular. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Yüz sene gelmez ki, yeryüzünde bugün doğmuş bir nefis kalmış olsun!» buyurdular.

6650- Bana İshâk b. Mansûr rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ebû’l-Velid haber verdi.

(Dedi ki): Bize Ebû Avâne H'usayn'dan, o da Sâlim’den, o da Câfeir b. Abdillah'dan naklen haber verdi. (Şöyle dedi): Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Doğmuş hiç bir nefis yoktur ki, yüz seneye erişsin!» buyurdular.

Salim

Dedi ki: Biz bunu onun yanında müzakere ettik. Bu ancak o gün yaratılmış her nefistir.

Abdullah b. Ömer rivâyetini Buhârî «Kitâbu'l-ilim» ile «Kitâbu's-Salât»'da tahric etmiştir.

Hadîsin rivâyetleri birbirini tefsir etmektedir. Bu rivâyetlerden maksad, o akşam doğan bir çocuğun yüz seneden fazla yaşamıyacağını beyândır. Daha sonra doğan bir çocuğun yüz seneden fazla yaşayıp yaşamayacağına dâir söz yoktur.

Menlûse: Yaratılmış, doğmuş demektir. Bu kayıt meleklerle cinlere şâmil değildir.

Bazıları: «Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bu hadîsle ümmetinin ömürleri kısa olacağını anlatmak istemiştir» demişlerdir,

Hızır (aleyhisselâm)’ın vefat ettiğini söyleyenler bu hadîslerle istidlal etmişlerdir. Cumhûra göre Hızır (aleyhisselâm) sağdır. Onlar bu hadîsleri te'vil ederek Hızır (aleyhisselâm)'ın o gün su üzerinde olduğunu yahut hadîsin umumundan tahsis edildiğini söylemişlerdir.

Kirmanı hadîsin umumunda Hazret-i İsâ ile İblîs'in dahil olup olmadığı hususunda suâl açmış, cevabını da vermiş ise de, Allâme Aynî bu suâl ve cevapları yersiz bularak şunları söylemiştir: «Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yeryüzünde yaşayanlardan muradı ümmetidir. Karineler buna delâlet etmektedir. Yeryüzünde yaşayan müslüman, kâfir bütün insanlar onun ümmetidir. Müslümanlar ünınıet-i icabeti, kâfirlerse ümmet-i davetidir. İsâ ile Hızır (aleyhisselâm) ümmetden sayılmazlar. Şeytana gelince: O âdemoğullarından değildir.»

Bu rivâyetler dahi Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in Peygamberliğine delâlet eden mucizeyi tazammun etmektedir.