Geri

   

 

 

 

İleri

 

42 - Selman, Suhayb ve Bilal (radıyallahü anhûm)’ün Faziletlerinden Bir Bab

6568- Bize Muhammed b. Hatim rivâyet etti. Bize Behz rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Hammâd b. Seleme, Sâbit'den, o da Muâviye b. Çurre'den, o da Aiz b. Amr'dan naklen rivâyet etti ki: Ebû Süfyân, Selman ile Suhayb ve Bilâl'ı bir cemâat içindeyken üzerlerine gelmiş. Bunlar:

— Vallahi! Allah'ın kılıçları adüvvüllahın boynundaki yerini almamıştır, demişler. Ebû Bekr:

— Siz Kureyş'in şeyhi ve reisi için bunu mu söylüyorsunuz? demiş ve hemen Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) gelerek haber vermiş. O da:

«Yâ Ebâ Bekr! Ola ki, sen onları kızdırmışındır. Eğer onları kızdırdıysan muhakkak Rabbini gazaba getirdin!» buyurmuşlar. Arkacığindan Ebû Bekr onların yanına vararak:

— Ey kardeşlerim, sizi kızdırdım mı? demiş. Onlar:

— Hayır! Allah seni affetsin kardeşciğim! demişler.

Ebû Süfyân’ın bu gelişi henüz kâfir bulunduğu Hudeybiye sulhundan sonra olmuştur.

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Hazret-i Ebû Bekr'in Ebû Süfyân hakkındaki, sözlerinden ashabının kızmış olmalarım tahmin ederek, onlardan Özür dilemesine işaret buyurmuş, o da özür dilemiştir. Arkadaşları kendisine ; «Hayır! Allah seni affetsin kardeşciğim!- mukabelesinde bulunmuşlardır. Kâdî Iyâz diyor ki: «Ebû Bekr'in böyle bir sığadan menettiği ve: Allah sana afiyet versin; Allah sana rahmet eylesin de! Fazla bir şey söyleme! dediği rivâyet olunur.» Bundan maksad duadan önce lâ kelimesini söyleme ki, sözünün şekli duayı redde-diyormuş gibi olmasın, demektir. Bazıları bu makamda (lâ ve yafffirül-ekellâhu) denilmesinin yani lâ kelimesi ile cümlenin arasına bir (ve) getirilmesinin daha münâsib olacağını söylemişlerdir.

Hadîs- şerîf Hazret-i Selman ve arkadaşlarının faziletine ve zayıfların, dindarların gönüllerini almak, onlara hoş muamele etmek gerektiğine delildir.