Geri

   

 

 

 

İleri

 

2- Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem)’in Bütün Mahluklardan Üstün Yaratılışı Bâbı

6079- Bana Hakem b. Mûsâ Ebû Salih rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Hikl (yani İbn Ziyad) Evzâî'den rivâyet etti.

(Dedi ki): Bana Ebû Ammâr rivâyet etti.

(Dedi ki): Bana Abdullah b. Ferruh rivâyet etti.

(Dedi ki): Bana Ebû Hüreyre rivâyet etti.

(Dedi ki): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Ben kiyâmet gününde Âdem oğullarının efendisi, kendisinden ötürü ili; kabiri yanlan ve ilk şefaat isteyen ve kendisine ilk şefaat hakkı verilen olacağım.» buyurdular.

Heravî'nin beyânına göre Seyyid; hayır hususunda kavminden üstün olan kimsedir. Başkaları onu: Baş sıkısında kendisine koşulan ve herkesin işini gören, kötülükleri insanlardan def eden kimsedir diye tarif etmişlerdir.

Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) insanların hem dünyada hem âhirette ulusu ve efendisi olduğu halde burada kıyâmet gününde diye takyid etmesinin sebebi kıyâmette büyüklüğü herkes tarafından kabul edileceği, ona karşı gelen tek bir kimse kalmayacağı içindir. Halbuki dünyada böyle değildir. Dünyada ululuk hususunda küffârm kırallan ve müşriklerin reisleri kendisi ile münazaada bulunmuşlardır. Bu takyid Teâlâ Hazretlerinin

"Bugün mülk kimindir, Kahhar olan bir Allah'ında" Sûre. âyeti celîlesine yakındır. Halbuki bundan önce de mülk Allah'a mahsustu, lâkin dünyada mülkü iddia edenler, yahut mecazen mülk kendilerine izafe edilenler vardı. Âhirette bütün bunlar bitmiştir.

Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) iftihar için, Ben Âdemoğullarının efendisiyim, dememiştir. Çünkü meşhur bir hadîste:

«Ben Âdemoğullarının efendisiyim; iftihar değil» buyurmuştur. Ulemâ burada bu sözü iki sebepten dolayı söylediğini beyân etmişlerdir:

"Rabbinin nimetini anlat da anlat" Sûre-i Duhâ. emrine imtisal için yani tahdîsi nimet kabîlindendir.

2— Bu söz ümmetine tebliği vâcib olan beyandan ma'duddur. Tâ ki bilerek itikad etsinler ve icâbında hareket ederek Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e mertebesine göre ta'zimde bulunsunlar.

Bu hadîs Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in bütün mahlûklar üzerine taidil edildiğine delildir. Çünkü ehl-i sünnetin mezhebine göre insanlar meleklerden efdal, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ise hem insanlardan, hem de meleklerden efdaldir. Gerçi bir hadîste:

«Peygamberler arasında üstünlük çıkarmayın!» buyurulmuştur. Fakat bu hadîse beş suretle cevap verilmiştir:

1- Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bu sözü kendisinin bütün Âdemoğullarından üstün ve onların efendisi olduğunu bilmezden önce söylemiş; Öğrenince kendisinin herkesten üstün olduğunu haber vermiştir.

2-Bu sözü terbiye, nezâket ve tevâzû yoluyla söylemiştir.

3- Yasak olan üstün çıkarma birinin diğerinden noksanlığına vardırandır.

4- Yasak edilen fark gözetme fitne ve düşmanlığa vardırandır.

5- Yasak edilen fark gözetme peygamberlik hususudur. Peygamber olma hususunda aralarında fark yoktur. Fark yalnız hasais ve diğer faziletler husûsundadır. Ve fark itikadı lazımdır. Çünkü Teâlâ Hazretleri:

"Bu peygamberler yok mu? Biz onların bazısını bazısı üzerine faziletli kıldık." Sûre buyurmuştur.