2- Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in: «Beni Rü'yada Gören Hakikkaten Görmüştür» Hadisi Bâbı 6056- Bize Ebü'r-Rabi' Süleyman b. Dâvud El-Atekî rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Hammad (yani İbn Zeyd) rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Eyyûb ile Hişam, Muhammed'den, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti. Şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ı «Her kim bent rü'yada görürse hakîkaten görmüştür. Çünkü şeytan benim şeklime giremez.» buyurdular. 6057- Bana Ebû't-Tâhir ile Harmele de rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize İbn Vehfo haber verdi. (Dedi ki): Bana Yûnus İbn Şihab'dan naklen haber verdi. (Dedi ki): Bana Ebû Seleme b. Abdirrahman rivâyet etti ki: Ebû Hüreyre şöyle dedi: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i: «Her kim beni rü'yada görürse uyanıkken de görecektir. Yahut beni uyanıkken görmüş gibidir. Şeytan benim şeklime giremez.» buyururken işittim. 6058- Râvi Dedi ki: Ebû Seleme de şunu söyledi: Ebû Katâde dedi ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Beni gören gerçekten hakkı görmüştür.» buyurdular. 6059- Bana bu hadîsi Züheyr b. Harb da rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Ya'kub b. İbrahim rivâyet etti, (Dedi ki): Bize Zührî'nin kardeşi oğlu rivâyet etti. (Dedi ki): Bize amcam rivâyet etti. Ve râvi iki hadîsi birden isnadlarıyle tamamen Yûnus'un hadîsi gibi zikretmiştir. 6060- Bize Kuteybe b. Saîd rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Leys rivâyet etti. H. Bize İbn Rumh da rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Leys Ebû'z-Zübeyr'den, o da Câbir'den naklen haber verdi ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Her kim beni uyku hâlinde gördüyse hakîkaten görmüştür. Çünkü şeytanın benim suretime girmesi caiz değildir.» buyurmuşlar. Bir de: «Biriniz düş gördüğü vakit kendisi ile uyku hâlinde şeytanın oynadığını kimseye haber vermesin!» buyurmuşlar. 6061- Bana Muhammed b. Hatim de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Ravh rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Zekeriyya b. İshâk rivâyet etti. (Dedi ki): Bana Ebû'z-Zübeyr rivâyet etti ki: Kendisi Câbir b. Abdillah'ı şunu söylerken işitmiş: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Her kim beni uyku hâlinde görürse hakîkaten görmüştür. Çünkü şeytanın bana benzemesi caiz değildir.» buyurdular. Bu hadîsi Buhârî «Kitâbül-Ta'mr»'de; Ebû Dâvud “Kitâbü'l-Edeb»'de muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir. Ulemâ Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in: «Hakîkaten beni görmüştür.» sözü üzerinde ihtilâf etmişlerdir. İbn Bâkillanî'ye göre bu sözün mânâsı: O kimsenin rü'yası sahihtir. Karışık düşler değildir. Şeytanın benzetmelerinden de değildir, demektir. Hadîsin bir rivâyetinde: «Gerçekten hakkı görmüştür.» buyurmuş olması da bunu te'yid eder. Yani hakikî görüşle görmüştür. Bazan Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) malûm sıfatlarının aksine görünür. Meselâ: Biri onu beyaz sakallı görür. Bâzan da biri doğuda, biri batıda olan iki şahıs aynı zamanda onu rü'yalarında görürler. Mâzirî, İbn Bakılanı'nin bu tefsirini rivâyet ettikten sonra şunları söylemiştir: «Bir takımları da diyorlar ki: Hayır hadîs zahirî mânâsına göredir. Ondan murad: Peygamberimizi gören hakikati görmüştür, demektir. Bunu menedecek bir manî yoktur. Akıl dahi imkânsız görmez ki, zahirinden değişmeye mecburiyet hâsıl olsun. İbn Bakıllânî'nin: «Bazan malûm sıfatlarının aksine yahut iki yerde birden görünür» sözü onun sıfatlarında hata ve o sıfatları vakiin hilâfına tasavvurdur. Bazan bir kimse hayâl ettiği bir şeyi görür gibi olur. Çünkü hayâl ettiği şeyin âdeta gördükleri ile bağlantısı vardır. Binâenaleyh Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in zatı görünmüş; sıfatlan görülmeyip hayâl edilmiş olur. İdrak için gözlerin görmesi, mesafenin yakınlığı görülen şeyin yerde gömülü yahut yeryüzünde olması şart değildir. Şart olan yalnız onun mevcudiyetidir. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in zat; görünmüş; sıfatlan görülmeyip hayâl edilmiş olur. İdrak için gözlerin görmesi, mesafenin yakınlığı görülen şeyin yerde gömülü yahut yeryüzünde olması şart değildir. Şart olan yalnız onun mevcudiyetidir. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in cismi yok olduğuna bir delil bulunamaz. Bilâkis hadîslerde onun bakî olmasını iktiza eden beyanat vardır. Bir kimse rü'yâsında Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in kendisine, katli haram bir kimseyi öldürmesini emir buyurduğunu görse bu hayâl edilen sıfatlardan olur. Görülen şey değildir.» Kâdî Iyâz; «Bu hadîsten murad Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’i hayâtında malûm olan sıfatıyle görmesidir. Bunun aksine görürse hakikî rü'ya değil, te'vîlî rü'ya olur.» demişse de Nevevî bu sözü zayıf bulmuş: «Sahih olan onu hakikaten görmesidir. Sıfatının malûm olup olmaması bu hususta müsavidir.» demiştir. Ulemâdan bâzılarına göre Allahü teâlâ'nın insanlara hassaten Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’i doğru olarak göstermesi, şeytanı onun suretinde görünmekten men etmesi, uyku hâlinde onun üzerinde yalan uydurmasına mâni olmak içindir. Nitekim peygamberlerine mucize denilen hârikaları vermiştir. Ve nitekim şeytan uyanıkken de Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in suretine giremez. Çünkü bu olmuş olsa hakla bâtıl birbirine karışır. Bu tasavvur korkusuyla Peygamberin getirdiği şeylere itimat kalmazdı. Ulemâ rü'yada Allahü teâlâ'yı görmenin caiz ve sahih olduğunda müttefiktirler. Velev ki hâline lâyık olmayan cisim sıfatlarıyle görünmüş olsun.- Zira görülen şey Allah'ın zâtı değildir. Allahü teâlâ’nın cisim şekline girmesi ve hallerinin muhtelif olması imkânsızdır. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'i görmek böyle değildir. İbn Bakıllânî diyor ki: «Rü'yada Allahü teâlâ'yı görmek kalpte zuhur eden bir takım hâtıralardır. Bunlar gören kimse için olmuş veya olacak bir takım şeylere delildirler.» «Her kim beni rü'yada görürse; uyanıkken de görecektir. Yahut benî uyanıkken görmüş gibidir.» cümlesi üzerinde ulemâ şunları söylemişlerdir: «Burada râvi şekketmiştir. Eğer hakikatte Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) beni görmüş gibidir demişse bunun mânâsı hakikaten beni görmüştür. Yahut hakkı görmüştür, demektir. Böyle değil de uyanıkken beni görecektir demişse bu hususta birkaç kavil vardır. Birinci kavle göre maksat onun zamanında yaşayanlardır. O zamanda yaşayan bir zat rü'-yasında Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'i görürse onunla hakikatte de müşerref olacak demektir. İkinci kavle göre rü'yayı gören şahıs âhi-rette uyanık halde bu rü'yanın tasdikini görecek, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'i bizzat muayene ve müşahede edecek demektir. Üçüncü kavle göre rü'yayı gören kimse âhirette Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'i hususî bir şekilde ona yakın olarak görecek ve şefaatına nail olacak demektir.» |