3- Köle, Cariye, Efendi ve Seyyid Kelimelerini Kullanmanın Hükmü Bâbı 6011- Bize Yahya b. Eyyûb ile Kuteybe ve İbn Hucur rivâyet ettiler. (Dediler ki) ; Bize İsmail, (bu zat İbn Cafer'dir.) Alâ'dan, o da babasından, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Sakın biriniz abdim ve emem demesin! Hepiniz Allah'ın abdleri ve hepinizin kadınları Allah'ın emeleridir. Lâkin benim ğulamım, benim cariyem, benim fetâm, benim fetâtım desin!» buyurmuşlar. 6012- Bana Züheyr b. Harb da rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Cerîr A'meş'den, o da Ebû Sâlih'den, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti. Şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Sakın biriniz benim abdim demesin! Zira hepiniz Allah'ın abdlerisiniz, Velâkin fetam desin! Köle ds Rabbim demesin, lâkin seyyidim desin!» buyurdular. 6013- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Ebû Küreyb de rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Ebû Muâviye rivâyet etti. H. Bize Ebû Saîd El-Eşecc de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Veki' rivâyet etti. Her iki râvi A'meş'den bu İsnad ile rivâyette bulunmuşlardır. İkisinin hadîsinde de: «Köle efendisine mevlâm demesin!» cümlesi vardır. Ebû Muâviye'nin hadîsinde: «Zİra sizin mevlânız Allah (azze ve celle)'dir.» ziyâdesi vardır. 6014- Bize Muhammed b. Râfi' de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdürrezzâk rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Ma'mer Hemmam b. Münebbih'den naklen haber verdi. Hemmâm ; Bize Ebû Hüreyre'nin Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Biriniz: Rabb'ime su ver, Rabbini doyur, Rabbine ışık getir, demesin. Yine sizden biriniz: Rabbim demesin! Seyyidim, mevlâm desin! Ve biriniz: Abdim, emem demesin! Fetam, fetâhm, ğulâmım, desin!» buyurdular. Bu hadîsi Buhari «Itk» bahsinde tahrîc etmiştir. Abd ve eme, kul mânâsına gelirler. Biri erkeğe, diğeri kadına isim olmuştur. Gulâm: Oğlan ve hizmetçi; fetât, genç kız demektir. Rab: Mürebbî, sâhib, Mâlik ve Allah manasınadır. Ulemânın beyânına göre bu hadîslerden iki şey murad edilmiştir. Birincisi: Başkasının malı olan bir köle veya cariyenin sahibine rabbim dememesi gerekir. Çünkü rab olmanın hakikati Allah'a mahsustur. Gerçi Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) kıyâmet alâmetlerini beyân ederken: «Cariyenin rabbini yahut rabbesini doğurmasıdır.» demiştir. Fakat bu cevazı bildirmek içindir. Nehiyden murad bu sözün kullanılmaması ve Met hâline getirilmemesidir. Nadiren kullan ilmi süt. Bir de bu kelimenin mutlak olarak kullanılması nehyedilmiştir. Yoksa başka bir şeye izafetle kullanılmasında beis yoktur. Rabbüsselem, Rabbülmal gibi terkibler hakkında söz yoktur. Kölenin sahibine seyvidim, yani efendim demesi yasak edilmemiştir. Çünkü seyyid kelimesi Allah'a mahsus değildir. Ve Allah hakkında Rab kelimesi gibi kullanılmamıştır. Hatta Kâdî Iyâz İmâm Mâlik'in dualarda Allah hakkında Seyyidim denilmesini mekruh gördüğünü nakletmiştir. Allahü teâlâ'ya Kur'ân-ı Kerîm'de ve mütevâtîr hadîslerde Seyyid denilmemiştir. Şu halde kölenin sahibine seyyidim, efendim demesinde bir işkâl veya iktibas yoktur. Kölenin sahibine mevlâm diye hitab etmesinde dahi beis yoktur. Zira Mevlâ kelimesinin on altı kadar mânâsı vardır. Mâlik, sâhib ve yardımcı mânâları da bunlardandır. Gerçi Bâbımızın üçüncü rivâyetinde «Köle de sahibine mevlâm demesin!» ibaresi göze çarpıyorsa da Kâdî Iyâz bu cümlenin A'meş'den rivâyetinde râvilerin. ihtilâf ettiklerini, bâzılarının onu hiç anmadıklarını söylemiş: «En doğrusu bu cümleyi hazfetmektir.» demiştir. İkincisi: Bir kimsenin sahibi bulunduğu köle ve cariyesine abdim, emem (yani kulum) demesi mekruhtur. Çocuğum, kızım, gencim gibi sözler kullanacaktır. Zira Rab kelimesinde olduğu gibi, abd kelimesine dahi müstehak olan yalnız Allah'dır. Yani kulluk Allah'a yapılır. Bir de bu kelimede mahlûka yaraşmayan ta'zim mânâsı vardır. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Hepiniz Allah'ın kullarısınız buyurarak bu kelimeyi niçin yasak ettiğini bildirmiştir. Oğlum, kızım gibi kelimelerde böyle bir mânâ yoktur.» |