7- İzin İsteme Bâbı 5751- Bana Amr b. Muhammed b. Bükeyr En-Nâkıd rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Süfyân b. Uyeyne rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Vallahi Yezid b. Husayfe, Büsr b. Said'den rivâyet etti. (Dedi ki): Ben Ebû Saîd-i Hudri'yİ dinledim. Şöyle diyordu: Medine'de ensârın meclisinde oturuyordum. Derken yanımıza ürkerek yahut korkutulmuş olarak Ebû Mûsa geldi: Sana ne oldu? dedik. — Ömer ona gelmem için bana haber göndermiş. Ben de kapısına geldim, üç defa selâm verdim, fakat bana cevap vermedi. Ve döndüm. Sonra bana: — Bize gelmekten seni ne men etti? dedi. Ben de: — Ben sana geldim, kapma üç defa selâm verdim. Ama bana cevap vermediler. Onun için döndüm. Gerçekten Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Biriniz üç defa izin ister de kendisine izin verilmezse geri dönü versin!» buyurdular, dedim. Bunun üzerine Ömer: — Bu söylediğin üzerine şahit getir. Yoksa canını yakarım! dedi, Übeyy b. Ka’b: Onunla beraber kavmin en küçüğünden başkası kalkmaz, dedi. Ebû Saîd Dedi ki: Ben kavmin en küçüğüyüm, dedim. Ömer: O halde onu götür, dedi. 5752- Bize Kuteybe b. Saîd ile İbn Ebî Ömer rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Süfyân, Yezîd b. Husayfe'den bu isnadla rivâyet etti. İbn Ebî Ömer kendi rivâyetinde şunu ziyade etmiştir: «Ebû Saîd (Dedi ki): Ben de Ebû Mûsa ile beraber kalktım ve Ömer'e giderek şahitlik ettim.» 5753- Bana Ebû't-Tahir rivâyet etti. (Dedi ki): Bana Abdullah b. Vehb haber verdi. (Dedi ki): Bana Amr b. Haris, Bükeyr b. Eşecc'deo naklen rivâyet etti. Ona da Büsr b. Saîd rivâyet etmiş ki, kendisi Ehâ Saîd-i Hudri'yi şunu söylerken işitmiş: Ubeyy b. Ka'b'ın yanında bir meclisde idik. Derken Ebû Musel-Eş'arî kızgın olarak geldi ve durarak: — Sizden Allah aşkına soruyorum! Hiç biriniz Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i: «İzin istemek üç keredir. Sana izin verilirse ne âla! Yoksa dönüver!» buyururken işitti mi? dedi. Übeyy: — Ne o? diye sordu. Dedi ki: — Ben dün Ömer b. Hattâb'ın yanına girmek için üç defa izin istedim. Fakat bana izin verilmedi. Ben de döndüm. Sonra bugün ona gelerek yanına girdim. Ve: Dün ben geldim, Üç defa selâm verdim. Sonra çekildim gittim diye kendisine haber verdim. Ömer: Seni işittik ama biz o anda meşgul idik. Sana izin verilinceye kadar izin İstemeye devam etseydin ya! dedi. Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işittiğim gibi izin istedim, dedim. Ömer: Vallahi ya bana bu hususta kendine şâhidlik edecek birini getirirsin yahut sırtını ve karnını haşlarım! dedi. Onun üzerine Übeyy b. Kâ'b. — Vallahi seninle beraber yaşça en küçüğümüzden başka kimse kalkmaz. Kalk ya Ebâ Said! dedi. Ben de kalkarak Ömer'e geldim ve hakikaten Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bunu söylerken işittim, dedim. 5754- Bize Nasr b. Alî El Cehdamî rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Bişr (yani İbn Mufaddal) rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Saîd b. Yezid, Ebû Nadrâ'dan, o da Ebû Said'den naklen rivâyet etti ki: Ebû Mûsa Ömer'in kapısına gelerek izin istemiş. Ömer: Bir, demiş. Sonra ikinci defa izin istemiş. Ömer: İki, demiş. Sonra üçüncü defa izin istemiş. Ömer: Üç, demiş. Sonra çekilmiş gitmiş. Ama Ömer arkasından giderek onu geri çevirmiş. Ve: — Eğer bu Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den bellediğin bir şeyse şahid getir. Yoksa seni mutlaka (âleme) ibret yaparım, demiş. Ebû Said Dedi ki: Bunun Üzerine Ebû Mûsa bize geldi ve: — Bilmiyor musunuz ki Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «İzin istemek üç keredir.» buyurdular, dedi. Cemâat gülmeye başladılar. Ben de dedim ki: — Size müslüman bir kardeşiniz korkutulmuş olarak gelmiş, (daha) gülüyor musunuz? Haydi yürü, bu cezada ben senin şerikinim. Artık Ebû Mûsa, Ömer'e geldi. Ve: — İşte Ebû Saîd, dedi. 5755- Bize Muhammed b. Müsennâ ile İbnİ Beşşar rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Şu'be Ebû Mesleme'den, o da Ebû Nadra'dan, o da Ebû Saîd'den naklen rivâyet etti. H. 5756- Bize Ahmed b. Hasen b. Hıraş da rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Şe-bâbe rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Şube, Cüreyri ile Saîd b. Yezid'den rivâyet etti. Bunların ikisi de Ebû Nadıa'dan rivâyet etmişlerdir. (Demişler ki): Biz bu hadîsi Ebû Saîd-î Hudrî rivâyet ederken dinledik. Ve hadîsi Bişr b. Mufaddal'ın Ebû Mesleme'den rivâyet ettiği hadîs mânâsında nakletmişlerdir. 5757- Bana Muhammed b. Hatim de rivâyet etti. (Dedi ki): Ipze Yahya b. Saîd El-Kattân, İbn Cüreyc'den rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Atâ', Ubeyd b. Umeyr'den rivâyet etti ki: Ebû Mûsa, Ömer'den üç defa izin istemi;. Ve galiba onu meşgul bularak geri dönmüş. Onun üzerine Ömer: — Sen Abdullah b. Kays'ın sesini işitmedin mi? Ona izin verin! dedi. Ve Ebû Mûsa'yı çağırdılar. Ömer: — Seni bu yaptığına sevkeden nedir? diye sordu. Ebû Mûsa: — Biz bununla emrolunuyorduk, dedi. Ömer: — Yâ bunun üzerine beyyine getirirsin yahut ben yapacağımı yaparım, dedi. Bunun üzerine Ebû Mûsa çıkarak ensârın meclisine gitti. Onlar: — Sana bu hususta ancak en küçüğümüz şâhidlik eder, dediler. Ve Ebû Saîd kalktı. (Ömer'e): — Biz bununla emrolunuyorduk, dedi. Artık Ömer: — Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ia işlerinden bana bu gizli kalmış. Beni ondan pazarlarda ticaret alıkoymuş, dedi. 5758- Bize Muhammed b. Beşşâr rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Ebû Âsim rivâyet etti. H. Bize Hüseyin b. Hureys de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Nadr (yani İbn Sümeyl) rivâyet etti. Hep birden dediler ki: Bize İbn Cüreyc bu isnadla bu hadîsin benzerini rivâyet etti. Nadr'ın hadisinde: «Beni ondan pazarlarda ticaret alıkoymuş» cümlesini anmamıştır. 5759- Bize Hüseyin b. Hureys Ebû Ammâr rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Fadl b. Mûsa rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Talha b. Yafaya, Ebû Bürde'den, o da Ebû Musâ'l-Eş'arî'den naklen haber verdi. Şöyle dedi: Ebû Mûsa, Ömer b. Hattâb'a gelerek: Esselâmüaleyküm! Ben Abdullah b. Kays'ım, dedi. Fakat Ömer ona izin vermedi. Yine: — Esselâmü aleyküm! Ben Ebû Mûsa'yım. Esselâmü aleyküm! Ben Eş'ari'yim, dedi. Sonra çekildi, gitti. Ve: — Bana cevap verin! Bana cevap verin! dedi. Arkacığından Ömer gelerek: — Yâ Ebû Mûsa, seni ne reddetti? Biz işteydik, dedi. Ebû Mûsa: — Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ı: «İzin istemek üç keredir. Sana İzin verilirse ne âlâ, yoksa dönuver.» buyururken işittim. Ömer: — Bunun üzerine bana mutlaka şahit getirmelisin. Yoksa şöyle yaparım, şöyle ederim, dedi. Ebû Mûsa da gitti. Ömer Dedi ki: Eğer şahit bulursa, onu akşama minberin yanında bulursunuz. Şahit bulamazsa, onu bulamazsınız. Akşam olunca onu bulmuşlar. Ömer: — Yâ Ebâ Mûsa ne diyorsun, şahit buldun mu? diye sormuş. Ebû Mûsa: — Evet! Übeyy b. Kâ'b'ı! demiş. Ömer: — Âdildir diyerek yâ Eba't-Tufeyl! Ne diyor bu? demiş. Übeyy: — Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’i bunu söylerken işittim. Ey Hattaboğlu! Binâenaleyh sakın Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabı üzerine azab olma! demiş. Ömer: — Sübhânallah! Ben ancak bir şey işittim. Ve onun aslı olup olmadığın anlamak istedim! cevâbını vermiş. 5760- Bize bu hadîsi Abdullah b. Ömer b. Muhammed b. Et ân da rİ-vâyet etti. (Dedi ki): Bize Alî b. Hâşim, Talha b. Yahya'dan bu isnâdla rivâyette bulundu. Yalnız o şöyle dedi: — Bunun üzerine yâ Eba'l-Münzir! Bunu Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den sen mi işittin? diye sordu. O da: — Evet! Ey Hattaboğlu! Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in ashabı üzerine azab olma! dedi. Ömer'in Sühhanallah dediğini ve ondan sonraki sözünü anmadı.» Bu hadîsi Buhârî «Kitâbu'l-İsti'zan»'da; Ebû Dâvud «Kİtâbu'l-Edeb»'de tahrîc etmişlerdir. Hazret-i Übeyy'in: «Onunla beraber kavmin en küçüğünden başkası kalkmaz» demesi Hazret-i Ömer'in sözünü red içindir. Bu sözün mânâsı şudur: Hazret-i Ebû Mûsa'nın söylediği bu söz meşhur bir hadîstir. Bunu biz büyüğümüz küçüğümüz biliriz. En küçüğümüz bile onu bellemiştir. Hazret-i Ebû Mûsa korku ve telâş içinde gelerek: «îzin istemek üç keredir!» dediği vakit ashabın gülmeleri, onun telâşına şaştıkları içindir. Çünkü bu hadîsi hepsi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işitip belledikleri için bu babda ona veya başkasına bir ceza verilmeyeceğinden emin idiler. Hazret-i Ömer'in Ebû Mûsa'ya karşı bu kadar sert ve titiz davranması, onun yalan söylediğinden şüphe ettiği için değildir. Haber-i vahidi kabul etmediği için de değildir. Hazret-i Ömer ikide birde her mes'e-lede hadîs rivâyet etmek moda olur da, bunu münafıklarla yalancılar hatta bâzı bid'atçılar fırsat bilerek her mes'elede yalandan bir hadîs uydururlar diye korktuğu için yapmıştır. Daha doğrusu Ebû Mûsa'nın rivâyetinden şüpheye düştüğü için değil, başkalarının cür'et ve nifakından korkarak rivâyet kapısını kapamak istemiştir. Yoksa Ebû Mûsa'nın hadîs uyduracak kimselerden olmadığını kendisi pek âlâ bilirdi. O bu davramşıyle Hazret-i Ebû Mûsa'yi vasıta yaparak başkalarını menetmek istemiştir. Artık Ebû Mûsa kaziyyesini gören bir münafık veya yalancı, hadîs uydurmak niyetinde olsa bile korkusundan bundan vaz geçerdi. Bâbımız son rivâyetinde görüldüğü vecihle Hazret-i Übeyy: «Ey Hattâb oğlu! Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in ashabına azâb olma!» dediği vakit Ömer (radıyallahü anh)’in: «Sübhanellah! Ben ancak bir şey işittim. Ve onun aslı olup olmadığını anlamak istedim» demesi de söylediklerimizi te'yid. eder. Nevevî diyor ki: «Ulema İzin istemenin meşru' olduğuna icma' etmişlerdir. Bu hususta Kur'ân , sünnet ve icma-ı ümmetden birçok deliller vardır. Bu işin sünnet vechi selâm verip üç defa izin istemektir. Böylece selâmla izin isteme bir araya getirilmiş olur. Nitekim bu cihet Kur'ân-ı Kerîm'de tasrih buyurulmuştur. Ulemâ selâmın mı önce verileceği yoksa iznin mi Önce isteneceği hususunda ihtilâf etmişlerdir. Sünnetin ifâde ettiği muhakkik ulemanın da kail olduğu sahîh kavle göre evvelâ selâm verilir. Sonra, gireyim mi? diye sorulur. İkinci kavle göre evvelâ izin istenir. Üçüncü kavle göre —ki bu kavl ulemamızdan Marûdî'nin mezhebidir— izin isteyen kimse içeriye girmezden önce ev sahibini görürse evvelâ selâm verir. Aksi takdirde evvelâ izin ister. Selâmın önce verileceği hususunda Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den iki sahîh hadîs rivâyet olunmuştur. Üç defa izin ister de kendisine izin verilmez ve hâne sahibinin işitmediğini zannederse, bu hususta üç mezheb vardır. Bunların en meşhur olanına göre, oradan dönüp gider, izin istemeyi tekrarlamaz. İkinci kavle göre izin istemeye devam eder. Üçüncü kavle göre izin kelimesiyle söze başlamışsa onu tekrarlamaz, başka bir sözle izin istemişse tekrarlar. Bu hususta en açık delille amel etmek isteyenin hücceti Resû'üllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in bu hadîste bildirilen (Kendisine izin verilmezse, geri dönüversin) sözüdür. îzin istemeye devam eder diyenler izin istemeyi ,ev sahibinin işittiğine hamle derler.» Bu rivâyetler kapıya gelen bir müslümanın sâde selâm vermekle yetinmeyip, kendisini ev sahibine bildirmenin lüzumuna ashâb-ı kirâmın hak uğrunda kimseden korkmadıklarına delildirler. |