Geri

   

 

 

 

İleri

 

27- Seferde Köpekle Çanın Keraheti Bâbı

5668- Bize Ebû Kâmil FudayI b. Hüseyin El-Cahderî rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Bişr (yani İbn Mufaddal) rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Süheyl, babasından, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Melekler aralarında köpek ve çan bulunan yolcularla arkadaşlık etmezler.» buyurmuş.

5669- Bana Züheyr b. Harb da rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Cerîr rivâyet etti. H.

Bize Kuteybe dahi rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Abdül'Aziz (yani Ed-derâverdi) rivâyet etti.

Her iki râvi Süheyl'den bu isnadla rivâyette bulunmuşlardır.

5670- Bize Yahya b. Eyyûb ile Kuteybe ve İbn Hucr da rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize İsmail (yani İbn Ca'fer) Alâ'dan, o da babasından, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Çan, şeytanın düdükleridir.» buyurmuşlar.

Köpeğin hükmünü yukarda görmüştük, çan, zil gibi şeylere gelince meleklerin bu gibi şeylerden nefret etmeleri bazı ulemaya göre kilise çanına benzedikleri içindir. Bir takımları çirkinliğinden dolayı meleklerin nefret ettiğini söylemişlerdir. Nitekim:

«Çan, şeytanın düdükleridir.» rivâyeti de bu kavli te'yîd etmektedir. Buradaki kerahet, kerahet-i tenzihiyyedir. Şam’ın eski ulemâsından bir cemâat büyük çanın mekruh olduğunu, küçüğünün mekruh sayılmadığını söylemişlerdir.